Sus sen, gudubet.

Kaan Atasoy: Bilmiyorum. Bora Karacabey mi ne, puştluk yapmış falan.. Geveledi bir şeyler.

Kaan Atasoy: Ağlıyordu gittim dalga geçtim biraz sen de beni sevmiyorsun hiçbiriniz bizi sevmiyorsunuz zaten diyip odasına kilitledi kendisini.

Kaan Atasoy: Hazal?

Kaan Atasoy: Pişt.

Pişt deme! Deme pişt! Sensin pişt!

Son mesajın yarattığı etkiyle, okuduğum önce ki mesajları unutup tekrar okurken gözlerim irileşti. Ne?

Siz: Aman Allahım..

Siz: 89'u daha okumamıştım. Puştluk mu yapıyormuş??? Yapmaz... yapmasın...yapmamalı...

Siz: Karacabey değil ayrıca, Karabey.

Bora Karabey ve puştluk.. yo, yo. Yağmur'un abartmasıdır. Ne puştluğu canım?

Hem Bora Karacabey ne be?! Masalfer gibi..

Kaan benden de hayır gelmeyeceğini anlamış olsa gerek, görüldü atıp çıktı. Eh Yağmur neydi ki ben ne olayım?

O sırada üstten bir bildirim daha düştü.

Semt Kızları Ayıqss

Yağmur: İnanamıyorum şu an.

Siz: Çok gerginim Yağmur.

Yağmur: Sen niye?

Siz: Bora'm benim puştluk yapmaz.

Yağmur: Ne demek yapmaz ya? Öyle bir yaptı ki..

Siz: DUR ANLATMA KAPAT O LANET OLASI ÇENENİ!

Yağmur: Küfredeceğim şimdi he gece gece, zor tutuyorum.

Siz: Puştluk yaptıysa bile bir sebebi vardır ya Bora'nın.

Yağmur: Ne demek vardır sebebi Hazal?

Siz: Yine de bence hemen linçlemeseydik.

Yağmur: Alnından öpüp, el üstünde taşısaydık keşke ya.. Vallahi düşünemedik Hazal affet artık. 😒😒

Sevda: Sussanıza kızım gece gece. Neyden bahsettiğinizi de anlamıyom zaten.

Gaye: Ay valla al benden de o kadar.

Siz: Kitaptan bahsediyoz kitap. Cahiller sizi.

Sevda: Gözlerim göemüyor bak yazamıyotum.

Yağmur: Yazıyorsun yazıyorsun, nokta bile koymuşsun maşallahın var.

Onlar grupta konuşmaya devam ederken ben Giray'ın sohbet kutusunu açtım. Hala çevrimiçiydi.

Pembe Düşler Mahallesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin