8.Bölüm: "İhtimaller Zinciri"

10.2K 850 427
                                    

8.Bölüm: "İhtimaller Zinciri"

Bedava olduğu kadar paha biçilemez bir şey varsa hayatta o da sevgidir. Kalbinizi korkak alıştırmayın. Çok sevin ve çok sevilin. Ruhlarımızın kurtuluşu buna bağlı çünkü...

Eymen'in odasından ona her ne kadar belli etmemeye çalışsam da omuzlarım düşük ve üzgün bir halde çıktım. Usulca kapattığım kapıya sırtımı yaslayıp gözlerimi kapattım. Bu yaptığım acımı hafifletmiyordu çünkü Eymen'in o can yakan halini en çok kendi karanlığımda görüyordum.

Ona acıdığımı düşünmesin diye özenle sakladığım gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken göz kapaklarımda sevmediğim tek manzara vardı. Onun o hali... Yorgun ve titreyen zayıf bedeni... kireç gibi bembeyaz suratı... bakışlarına ektiği çaresizliği ve onu öyle gördüğüm için duyduğu mahcubiyeti...

Onu öyle gördüm. Ruhuma bir neşter daha vurdu kader. Kanayan bir çizik daha... Peki nasıl kapanacak bu yara? Cevabı çok basit. Ruhunu ruhuma sarınca...

Kapattığım gözlerimi ağır ağır açarken elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim ve ansızın bir tebessüm peydah oldu dudağımın sol kenarında. Adımı söylemişti. İlk defa bana Didem demişti. Benim adım bu kadar güzel miydi? İnanın adımı onun ağzından duyana kadar ismimin bu kadar güzel olduğunu bilmiyordum.

Sonra ona yeniden geleceğim dediğimde gelme yerine sen bilirsin demişti.

Sen bilirsin...

Ben bu iki kelimeye kaç ihtimal sığdırmalıyım ve bu ihtimallerle kalbimi lunaparkta elinde pamuk şekerle dolanan bir çocuk gibi sevindirmeli miyim?

Ona yeniden gitmemi mi istiyordu? Belki bir ihtimal... Bu ihtimal yeryüzündeki bütün ihtimalleri oluşturan zincirin en zayıf halkası olabilirdi lâkin onu güçlendirmek benim elimdeydi, iş kalbime, içindeki sevgiye düşüyordu.

Bir yandan gülümsüyor, bir yandan ağlıyordum. Gören deli sanacaktı ama ben aşıktım. Kalbimi ikiye bölmüştüm. Yarısı yaprak döküyor, diğer yarısı çiçekleniyordu sanki.

Daha fazla dikkat çekmemek için bedenimi kapıdan ayırarak koridorda yürümeye başladım. Bir hemşire bulmalıydım ki Eymen'i kontrol edebilsin. Yoksa içim rahat etmeyecekti.

Etrafıma göz gezdirerek yürüdüğüm sırada sekreter masasına geldiğimi yeni fark ederek durdum. Bir hemşire form dolduruyordu. Aranan kan bulunmuştu.

Gülümseyerek yanına yaklaştığımda o da beni fark ederek kafasını kaldırıp gülümsedi.

"Merhaba, kolay gelsin." Dedim sakin bir tonda.

Genç hemşire elindeki kalemle önündeki kağıda son bir şeyler yazıp dosyanın kapağını kapatırken tekrar göz teması kurdu benimle.

"Merhaba. Size nasıl yardımcı olabilirim hanımefendi?"

Nazik tavrına tekrar gülümseyerek kurumuş dudaklarımı ıslattım. "Bu kattaki hastalarla da ilgileniyor musunuz?" Diye sordum.

Böyle bir soru sormuştum çünkü her katın sorumlu hemşireleri değişkenlik gösterebiliyordu.

Kız kafasını sallayarak beni onaylarken "Evet." Dedi düz bir sesle. "Beni bu katta görmemiş olmanız normal çünkü yıllık izindeydim. İznim dün bitti ve ben de tekrar çok sevdiğim görevimin başındayım."

Mesleğini çok sevdiği gülümseyen yüzünden ve nazik tavrından belli olan hemşire saçlarını kulağının arkasına attı. "Sizi dinliyorum. Buyrun."

Az sonra söyleyeceğim şey için ifadem biraz gerilse de bunu gizlemeye çalıştım. "305 numaradaki hastanın..." Cümlenin sonunu sahip olamadığım hangi sıfatla tamamlayacaktım? Ben onun neyiydim?

BENİM İÇİN YAŞA (FİNAL OLDU)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin