2

1.4K 194 98
                                    

"Merhaba Jimin. Ben doktorun Kim Seokjin."

"B-Ben neden buradayım? Yoksa... Yoksa annem mi gönderdi beni buraya?"

"Korkma lütfen, ben sana zarar vermeyeceğim. Burada tedavi olman ve insanlara açılman gerekiyor."

Jimin başını iki yana olumsuz anlamda salladı ve burnunu çekti, "İstemiyorum, sadece yalnız olmak istiyorum lütfen."

Seokjin, elini nazikçe Jimin'in koluna koydu, "Jimin lütfen sakin ol. Bak, bir oda arkadaşın olacak, ben yanında olacağım, ailen gidip gelecek. Sonra, başka bir doktor var Namjoon, yardımcılarımız Yoongi ve Hoseok... Herkes sana çok iyi davranacak, korkma tamam mı?"

"A-Ailem bana bunu neden yaptı?"

"İyi olman için Jimin. İlerde her şey güzel olsun diye."

"Merhaba Jungkook, ben doktorun Kim Namjoon."

"Komiser Kim. Bana neden doktorum diyorsunuz?"

"Jungkook, sen şu an neredesin?"

"Bunu benden daha iyi biliyorsunuz Bay Kim, nezarethanedeyiz. Hatta bakın Hoseok da orada. Bizim iki katil olduğumuzu düşündüğünüz için tıktınız ya buraya."

Namjoon arkasına dönüp Jungkook'un 'Hoseok da orada' dediği duvara baktı, kimse yoktu. Ayrıca başka bir sorun da, Namjoon ve Jungkook'un ilk kez karşılaşmasıydı.

"Jungkook, burası hastane ve seninle baş başayız şu anda. Bu odada bizden başka kimse yok."

Jungkook duvara baktı, "H-Hoseok, nereye gitti?!"

Jungkook sonra küvete baktı, gözleri dehşetle açılırken Namjoon sadece onu izliyordu.

Jungkook parmağıyla küveti gösterdi. "Bana bakma! Bana öyle bakma Jimin!"

Namjoon bir anda şoka uğradı, "Jimin mi?"

"Bak... Küvete bak! Görmüyor musun? B-Bana bakıyor... Hâlâ bana bakıyor!"

"Jungkook sakin ol. O gerçek değil."

Jungkook defalarca gözlerini kırpıştırdı. Elleriyle yüzünü kapattı ve sertçe gözlerini kaşıdı.

'Jungkook... Yanıma gelsene.'

Jungkook, Jimin'in ona söylediğine uyup küvete doğru adımlamıştı. Namjoon sadece onu izliyordu. Jungkook küvetin yanında eğilip, dolu gözlerini sildi.

'Ellerine ihtiyacım var Jungkook... Lütfen sana tutunmama izin ver.'

Jimin, elini Jungkook'un yanağına doğru götürdüğünde Jungkook hızlı bir şekilde küvetin yanından kalktı, "Sen gerçek değilsin! Öldün sen!"

Birkaç kez gözlerini kırpıştırdı, küvetin boş olduğunu gördüğünde gözleri daha da doldu, sürekli küvette Jimin'in ölü bedenini görmek onu çok yıpratıyordu.

"Jungkook iyi misin?"

"Artık onu kanlar içinde görmek istemiyorum. Bana yardım et... Lütfen."

Namjoon derin bir nefes aldı ve elini Jungkook'un omzuna koydu, "Sana bir haber vereceğim Jungkook, yeni bir oda arkadaşın var."

"Hoseok gidecek mi?"

"Sen hep yalnızdın Jungkook."

Jungkook afalladığında Namjoon hızla konuyu değiştirdi, "Şu an buraya gelmek için bekliyor, bak bu yatak onun için." Dedi Jungkook'un yatağının karşısındaki yatağı göstererek.

"Hadi, gelsin. Adı ne?"

"Jimin, Park Jimin."

"P-Park... Park Jimin mi?"

Namjoon telefonunu çıkarıp Seokjin'i aradı.

'Gelelim mi?'

'Evet bebeğim.'

Telefonu kapatıp cebine koydu.

"Jimin neden burada? O, o öldü."

Bu sırada kapı açıldı, Jimin önde Seokjin arkada içeri girdiler.

Jungkook Jimin'in gözlerinin içine bakıyordu fakat Jimin ona bakmıyordu. Bakışları bulanıklaştığında gözlerini kapatıp dizlerinin üzerine bıraktı kendini. İşte, Jeon Jungkook sonunda ağlıyordu.

"Geri döndün Jimin... Geri döndün."

Selam!

Geç geldi ama geldi dlsnskd

Kurgu hakkında bir şeyler anlamışsınız sanırım artık... Umarım çokça seversiniz!

Sizi seviyorum, kendinize iyi bakın!

~JikookShipperB

Diphylleia Grayi |Kookmin| ✔️Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora