47.Bölüm

36 5 99
                                    

Sarp,

Birbirine kenetlediğim ellerimi çözüp bakışlarımı kızlara çevirdim. 15 dakika önce eve ulaşmıştık fakat Demet, Fırat ve Lale evde olmadığı için konuşamıyorlardı. Bu da öfkelenmeme neden oluyordu. Çalan kapı ile Beyza kapıyı açmaya gitmişti.

"Sonunda! Neredesiniz siz?"

"Niye kızıyorsun Sarp? Kontrole gittik unutma ki Demet hamile." Lale Demet ile beraber karşıdaki koltuğa oturduğunda gözlerinin içine bakıyordum. Hareketlerinde kızgınlık ve kırgınlık vardı. Şuan konumuz daha önemli olduğu için önemsemeyerek Seda ve Hira'ya döndüm.

Hira çantasından birkaç kâğıt parçası çıkarttı ve masaya koydu.

"Bunlar ne?"

"Birkaç fatura, bir yemek şirketi ve bir eczane fişi." Hepsini tek sıra şeklinde masaya dizdikten sonra yazılı adreslere baktığımda hepsinin adresleri farklıydı.

"Hepsinin adresleri farklı?" Sinan'a ters bir bakış attığımda eli çenesinde kâğıtlara bakıyordu.

"Bunlar ne faturaları böyle?" Sevil faturaları incelerken Lale'nin sesi ile herkes ona döndü.

"Yüksek ihtimal uyuşturucu tarzı bir şeyler sipariş etmişlerdir." Lale ona atılan ters bakışları fark edince, "Bakmayın öyle yardımcı olmaya çalışıyorum. Hem uyuşturucu derken o anlamda anlamayın. Narkoz türü şeyler de olabilir."

Nehir'in kaşları çatılmıştı. Bu bilgiyi Lale'den almak mı sinirlenmesine neden olmuştu yoksa söylediklerimi bilmiyordum.

"Sen nereden biliyorsun bunları?"

"Pazarlamacıyım ben Nehir." Herkesin yüz ifadesi çökmüştü.

"Nereden başlayacağız?"
***

Navigasyona adresi girip arabayı çalıştırdığımda Sinan'da hemen arkamdan çıkmıştı. Işıkların oradan sola döndüğünde yollarımız ayrılmıştı. Sevil ve Atıf çocuklara bakmak için evde kalmışlardı Demet hamile olduğu için çıkmak istememiş, Lale de onunla kalmak istediğini söylemişti. Fırat, Beyza ve Berk'te eczane fişindeki adrese bakacaklardı.

"Oğlum bu ne ya!? Bir sağa dönüyoruz bir sola." Hira aradan başını çıkartmış öyle duruyordu çünkü arkadan konuştuğu zaman sesi duyulmuyordu.

"Gittiğimizde ne ile karşılaşacağız dersiniz?" Sorunun herhangi bir cevabı yoktu çünkü bizde bilmiyorduk. Tek temennim kötü bir manzara ile karşılaşmamamızdı.

Şehirden uzaklaşmaya başlamıştık ve etraf gittikçe ıssızlaşıyordu.

"Nereye gidiyoruz lan? Etrafta bir tane ev, araba yok!" Doruk dışarıyı incelerken ben navigasyona bakıyordum. Doruk bir anda başını bana çevirdi. Hira'da arkadan merakla yüzüme bakıyordu fakat bende şaşkındım. Varış noktasına gelmiştik?

"Ne oldu, niye durdun?"

"Burası." Doruk etrafa kısaca bir baktı ve kaşlarını çatıp yüzüme döndü.

"Burası derken, emin misin?" Elimdeki telefonu ona uzattığımda yüzü şaşkınlıkla donup kalmıştı. Bir elindeki telefona bir dışarı bakıyordu.

"Şaka, şaka gibi!" Hira öfke ile dışarı çıkmıştı. Doruk'ta küfür savurup arabada indi.

"O kadar yolu bu kervan geçmez yer için mi geldik yani!?" Hira öfke ile dışarıda bağırırken karşımdaki ormanlık alana giren yola bakıyordum. Hızla torpidodan Alev'in defterini açıp sayfayı bulmaya çalıştım. 'Çıkmaz bir yolda olduğunu hissediyorsan ya yanlış yoldasındır ya da gözüne çekilen sis perdesinden önünü göremiyorsundur.' 

Tesadüf mü, Kader mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin