43.Bölüm

29 5 9
                                    

Hızlı hızlı Aslı'nın odasına çıkarken tahmin ettiğim şeyi yapmamasını diliyordum. Aras dışarı bakarken Ömer alt kata bakıyordu. Aslı'nın odasına vardığımda hızla odaya girmiştim lakin oda boştu. Odanın içindeki lavaboya koştuğumda kapıyı hızla açmıştım ancak orası da boştu.

Koridordaki lavaboyu fark ettiğimde hızlı adımlar ile oraya girdim. Aslı buradaydı!

"Aslı yapma!"

Aynadan gözlerimin içine bakıyordu. Göz yaşları gözünden akarken göz temasını kesmiyordu. Bana doğru döndüğünde karnındaki kırmızılıkla şaşkınlığa uğradım. Aslı dizlerinde güç kalmamış olacak ki yere yığılmıştı.

"Aslı ne yaptın sen?"

"Ben yapmasam doktorlar elimden alacaktı zaten." Konuşurken zorluk çekiyor derin nefesler alıyordu.

"Sakın kendini kaybetme Aras'a haber verip geliyorum." Kalkmak için yeltendiğimde elimden tutup engellemişti.

"Haber verme. Sana biraz önce anlattıklarımı neden anlattığımı soruyordun." Canı yandığı için derin bir nefes aldı. "Aras'ın anlatmayacağını bildiğimden anlattım." Derin nefesler alıyor, öksürüyordu. Bu halde bunu düşünmesi ahmaklıktı.

"Aslı şimdi onun sırası mı? Bebeğini kaybedeceksin aptal! Daha önemlisi sende ölebilirsin ve beni engelleyerek bunu kolaylaştırıyorsun." 

"Aras istemiyordu." Ağlamaya devam ederken dengesizliğine şaşkındım. Sürekli farklı şeyler söylüyordu. Bilinci yavaş yavaş giderken gözlerime baktı.

"Ve seni hâlâ sevmiyorum Alev." Kolumu tutan eli sertçe yere düşmüş, gözleri kapanmıştı.

"Aslı? Aslı!" Ben Aslı'yı sarsarken lavabonun kapısı sertçe açılmıştı. Aras ve Ömer kapıda dikilmiş Aslı'nın yere yığılan kanlı bedenine bakıyorlardı. Aras gerisin geri odadan çıkarken Ömer Aslı'nın nabzına bakıyordu. Hızla yerimden kalkıp Aras'a yetişmek için koştum. Evet Aslı'yı sevmiyor olabilirdim, ölüp ölmemesi umurumda değildi fakat Aras'ın bu tepkisi ve bebeği istememesi kabul edilemezdi.

"Aras! Onu bu halde bırakacak mısın?" 

Aras sadece omuzunun üstünden bakarak, "Tercihini yapmış yapabileceğim bir şey yok." demişti. Bunu gerçekten demişti!

"Aras saçmalama! Bebeğini elinden alman düşüncesi Aslı'yı bu karara sürüklemiş." Kapıda görünen Ömer ile göz göze geldiğimizde Aslı'nın çoktan öldüğünü anlamıştık. Çocuğunun elinden alınmasını istemediği için ölmeyi göze almıştı. 

"Sen Aslı'yı bile haketmiyordun Aras." Tepki vermeden uzaklaşan Aras ile Ömer'e baktım.

"Aslı ne olacak?"

"Buradan aldıracaktır. Hadi gidelim."

"Peki."

Ömer'le oradan ayrılıp alt kata inmiştik. Ben odama geçerken Ömer hemen geleceğini söyleyip gözden kaybolmuştu.

                            ***

Ömer,

Karşısında bir tepki vermeden otururken Aras'da bir tepki vermeden oturuyordu. Aras sessizlikten sıkılmış olmalıydı ki konuşmak için dudaklarını ıslatmıştı.

"Rol yeteneğine hayran kaldım Ömer. Güzel gizliyorsun kendini." Hiç tepki vermemiştim. Biliyordum, amacı beni öfkelendirmekti.

"Sen mi mükemmel oyuncusun?" Elini çenesine koyup düşünüyormuş gibi bir ifade takındı. "Yoksa Alev mi saf?" Kendi kendine konuşurken samimiyetsiz bir kahkaha attı. "Alev'in bu kadar saf olduğunu sanmıyorum, sen iyi bir oyuncusun he?"

"Ne istiyorsun Aras?" Ellerini birleştirip öne eğildi.

"Çok da alışma diyorum Ömer." Oturduğu sandalyeden hışımla kalktığında sandalye devrilmişti.

Murat'ı göndermişti çünkü tek başıma Alev'i ne kadar koruyacağımı görmek istemişti. Şimdi Murat'ı geri istiyordu çünkü ben oldukça Alev'e ulaşamayacaktı. 

"Ömer! Hey, kendine gel." Gözlerimi kırpıştırarak yüzüne baktığımda gülmüştü.

"Nereye daldın yine?"      

"Hiç." Köşedeki yatağa oturduğunda yüzünde bıkmış bir ifade vardı.

"Artık düşünmek istemiyorum ya! Bırakalım yapsın ne yapmak istiyorsa." Aras istediğine ulaşıyordu. Alev gardını indirmek üzereydi ve hâlâ vaktim varken Alev'i toparlamam gerekiyordu.

"Hey, kendine gel! Bu zamana kadar bunun için mi mücadele ettik. Ben şimdi çıkıyorum geri geldiğimde bu çökmüş halini görmek istemiyorum." Kapının kolunu kavradığımda Alev'in sesi ile donup kalmıştım.

"Ömer?!" Hayır bana seslenişi değil, ses tonuydu beni şaşırtan. Bir kuşkulu çıkmıştı sesi.

"Evet." Yanına oturmamı işaret ettiğinde merakla yanına oturmuştum.

"Aslında bir süredir düşünüyorum da bir yanıt bulamadım kendime. Aras'ın burada ne yaptığını biliyoruz." Devam etmesi için yorum yapmadan yüzüne bakınca konuşmaya devam etmişti. "Benim neden burada olduğumda az çok belli peki sen, sen niye buradasın?"

"Şuan bunun bir önemi yok." Alev'in burnunu sıkarak ayağa kalkıp kapıya yöneldim. "Bir gün öğreneceksin zaten." Alev şaşkın şaşkın bakarken onun duyamayacağı bir ses tonuyla gelecekte olacak bir olayı dile getirdim.

"Ben öldüğümde..."  Hızla kapıyı açıp dışarı çıktım. Aras duvara yaslanmış gülüyordu.

"Ne o Ömer? Bembeyaz olmuşsun yoksa bir şey mi oldu?"

"Kes sesini Aras!" Hızla yanından geçip gittiğimde tersçe bakıp diğer yöne doğru ilerledi.

Bu gereksizi sırf Alev için bile öldürebilirim!

Sarp,

Arabayı büyük, lüks bir mekanın önünde durdurduğumda Demet ve Lale büyük bir ıslık çaldı.

"Sakin." Diye söylendim göz devirerek ve araban indim. Demet ile Lale de indiklerinde onları beklemeden mekana daldım.

Mekanı nişan için kiralayacak adam Deniz Bey oradaydı. Beni görür görmez selam vermiş ve hal hatır sormuştu.

Kızlar ise bahçede takılı kalmış ve oradaki çiçeklerle ilgileniyorlardı. Onları uzun ve ince olan camlardan fark edebiliyordum.

Deniz Bey konuşmaya başlayınca etrafı incelemeye başladım. Aşırı gösterişli ve şaşalı idi. Altın rengindeki şamdanlardan avizelere kadar her şey parlıyordu.

Manzaradan söz etmek bile istemiyordum çünkü olduğumuz yer denizin üstüne inşa edilmişti.

"Lale..." diye söylendim. Abartıya kaçmayacağına söz vermişti. "Ben sözlümle konuştuktan sonra size dönerim." Dedim ve dışarıya yöneldim.

"Demet ve ben burayı çok beğendik. Sen peki?"

"Düğün değil bu!" Diyerek mekanı gösterdim. "Burası düğün için!"

"Düğün için yer buldum Sarp. Burada da nişanı yaparız." Lale alçak bir ses tonuyla konuşurken eğer burası nişan içinse düğünü yapacağımız yer nasıldır diye düşünmekten kendimi alıkoyamamıştım.

Derin bir nefes verdim.

"Canım yalnızca bir defa nişanımız ve düğünümüz olacak. O yüzden bunu en iyi şekilde olmasını istiyorum. Lütfen kırma beni."

Elini yanağıma koydu ve gülümsedi.

Bende gülümsedim. Lakin ona değil. Ona benzettiğim kıza gülümsemiştim.

_______________________

Allah'a emanet olun👋🏻🌺

Tesadüf mü, Kader mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin