Aşkın Kuralı Olmaz (tamamlandı)

2☆A.K.O Düzenleniyor

Önceki bölümden hatırlatma

Peki, bu okuldakiler böyle bakmayı nereden öğrendi. Kafaların da deli düşüncelerde geziniyorken Yakut belindeki eller ile irkildi. Arkasına dönemeden okul kapüşonunun kollarının, ojeli tırnaklara sahip birinin bir çift elliyle önünde bağlanmasını şaşkınlıkla izledi. Kendini yaşadığı şoktan çıkararak arkasına dönmeye çalıştı ve arkasındaki kişi ince sesiyle ''yerinde dur" diyerek uyardı.

Yakut için zaman oysaki durmuştu. Bu sesinsahibinden nefret ederken burnunun dibinde okulun ilk günü bitmesi diğergünlerin getireceği şanssızlığıydı. Sabah Esra'nın yaptığı gibi şimdi de Yakutağıt yapsa işe yarar mıydı? Bilinmez ama şimdiden gelecek günlerin oldukça zorlayacağından emindi .

●• ○° ●• ○° ●• ○° ●• ○° ●• ○°

Genç kız belindeki ellerin uzaklaşmasının ardından hemen arkasına döndü. Göz göze geldiklerinde olduğu yerde sağa sola yalpalandı. Sabah sabah bu kadının yüzünü görmesi oldukça acıydı. Çünkü hem okul müdürü hemde öz annesiydi malesef ve uzun zamandır bir araya hiç gelmemişlerdi. Lise üvey babasından annesine hediyeydi. Fidan hanım sınıf öğretmenliği okumuştu ve bu fırsatı değerlendirerek hızla müdürlük koltuğuna torpil ile oturmuştu .

Fidan hanım kendine hediye aldırma konusunda profesyonel biriydi ve bu koca kolejdende anlaşılıyordu. Her fırsatı değerlendirmek için yolundaki herkesi ezip geçiyordu.

Yakut hemen göz hareketleri ile annesine sorgular bir bakış yolladı. "Amacı ney bu kadının" diye içinden geçirdi. Esra ise arkadaşının içinde bulunduğu durumdan dolayı şaşkın bakışlar atmakla yetinebildi.  Fidan Hanım ögrencilerinin gözleri her anı kaçırmamak için dikkatle izliyor olduğunun farkına vardığında iki adım Yakut'dan geriledi.

Yüzüne taktığı sadece kızının anlayabileceği alaycı gülümsemesi ile "yavrum keşke dikkat etseydin evden çıkarken" dedi. Ögrencilerin duymasını özellikle istediği için bağırarak dile getirdi. Kısık sesiylede " Bakıyorumda bir pantolona dahi sahip çıkmaktan acizsin" diye hemen ardından ekledi.

Yakut annesinin son sözlerinin ardından utanarak okulun bahçesinden koşarak çıktı. Hızlı adımlarla ilerlerken pantolonunu dün akşam ütüledikten sonra televizyon izlemek için daha sonra dolaba asmak üzere masanın üstüne bırakmıştı. Uzun yıllardır beslediği Hamsterı kafesinden uzanıp çekmiş olmalıydı.'' Ah pis uyuz hayvancık!'' sinirle bağırdı.

 Babasından hatıra kalmasa çoktan ormana serbest bırakmıştı şu hayatta babası ile Esra dışında kimsesi yoktu, şimdi sadece Esra kalmıştı. Hamster'a bela okuyarak belindeki kapüşonu ile otobana doğru ilerledi. Her an düşüp bir daha rezil olmayı göze alamadığı sıklaşan ağaçlardan ve uzu süre yürümenin ardından orman yoluna yaklaştığını gördü.

 Yanından geçen nadir araçlardan kamyon sahiplerinin korna basması da bulunduğu sessiz ortamı şenlendiriyordu. Giden kamyonun arkasından üzgün bir ifade ile '' Okul forması ile otostop çekmek fantezilerimin arasında maalesef bulunmamaktadır, üzgünüm bayım'' dedi. 

Keşke Esrayı da yanında getirseydi hangi akıl da tek başına yola çıktığını bilemiyordu. Otoban asfaltı ile toprak alanın ortasında ilerlerken çukurlardan dolayı her defasında düşme tehlikesi atlatıyordu bu yüzden karşı taraftaki düzlükte yürümek için durdu ve yolun boş olmasını rahatlığı ile yavaş adımlarla ilerlerken acı bir fren sesi yankılandı. Sonra etraf sadece karanlığa büründü.

******* düzelendi

Arabanın sürücü koltuğunda az önce kıza çarpmasının bir rüya olmasını diledi . Kendine gelerek hemen arabadan indi . Genç adam arabanın ön kısmına ulaştığında yerde yatan liseli kızı görür görmez kucağına alarak arabasının arka kapısını açtı .

Kızı yatar şekilde yerleştirerek vücudundaki hasarları kontrol etti . Anlındaki kanı ve yırtılan pantolonundan ayak bileğinin morarmasından başka bir yarası olup olmadığını anlayamadı . Hemen kapıyı kapatarak sürücü koltuğuna geçti. Hızla arabayı evine sürdü. Şehire ev uzak kalsa da bu yoldan itibaren evine dakikalar sonra ulaşılırdı.

Ormanın içinde bulunan iki tane eden biri ona aitti . Diğeri ise hiç karşılaşmadığı bir komşusuna.

Evinin önüne gelince arabadan hemen inerek arka koltuktan kızı kucağına aldı . İkinci sefer taşımasına rağmen hiç zorlanmadığına emindi . Yakutun zaten bakıldığında dahi anlaşılan zayıflığı vardı.

Üst katta bulunan yatak odasına çıkarak yatağın üstüne yavaşça bıraktı . Telefonunu arka cebinden çıkararak şahsi doktoru Rıfat Amcayı aradı .

Telaşla açılan telefona "amca çabuk gel bir kıza çarptım ve bir saati gecik baygın " dedi . Kızın ölmesinden korkmazdı . Asıl onu telaşlandıran başka bir korkuydu . Rıfat amcaya telefonu kapatmadan" sakın babama haber verme" diye kısa bir uyarı yaptı.

Babasının öğrenmesi demek şirketin başkanlığındaki pozisyonunun sarsılması anlamına geldiğinden kendini tanımadığı biri yüzünden tehlikeye atamazdı . Onlarca tanıdığı insan onun başkanlığına el uzatsa da bu zamana kadar kimse baş edemeyerek pes etmişti .

Tanımadığı biri sayesinde koltuğundan kaldırılmak gururunu sarsardı .

Telefonu kapatarak yatağın yanındaki komindinin üzerine bıraktı . Odasında büyük çift kişilik bir yatak bir tarafında cam diğer tarafında komindin bir abajur ve bir çalışma masası , camın karşısında kalan duvarda yapışık büyük bir duvar aynası takılıydı . Hemen yanında odanın beyaz ve oldukça şık duran desenleri ile kapısı bulunmaktaydı.

Telefonunu bıraktıktan sonra aşağı kata su almaya indi . Mutfaktan masasının üzerindeki sürahideki suyu dolaptan çıkardığı bardağa doldurarak tekrar odaya ilerlemek için hareket ettiğinde kızın yüzüne bulaşan tozları hatırlayarak çekmeceden bez ve kaba doldurduğu suyu da tepsiye koyarak mutfaktan çıktı . Merdivenlerden ilerlerken kulağına ilişen çığlık sesi ile hızla odaya girdi .

Kapıyı açtığında bir çift göz ile burun buruna geldi . İkisi de birbirinden gözlerini çekemedi. Yakut şoku üzerinden atarak ve bu fazla yakınlıktan dolayı kulakları tırmalayacak şekilde tiz bir çığlık ağzından firar etti.

Ardından "imdatttt sapık bir adamın evine kaçırıldım imdatt imdattt " diye çığlık atıp durdu .

Genç çocuk içinden geçirdi . Doruk Yersiz olarak büyüklüğünden alıp yolda bırakmayarak evine getirmiş birine utanmadan sapık diye isim veriyor . Ahh ahh o kadar kızla takılırsa cezalandırılması için bu kızın bela olsun diye gönderildiğini düşündü. Gönderilen kızın az sexy olması hoşuna gitmez değildi . Lise kıyafetleri olmasa belki bir gideri olabilirdi .

Kızın çığlıklarından ormandaki kuşların göç ettiği kesindi. Bir elini kızın ağzına diğer elini de ensesine koyarak sabitledi . Kız çırpınışlar içinde yatağa sürüklendi . Doruk zarar vermeyecek olsa da Yakutun bunu bilmesi şuan imkansızdı.

Kızın elini yalaması ile irkildi . İğrenç diye söylenerek küfürleri fısıltı eşliğinde bitirdi. Kızın elini ağzında tutmaya devam ederek beline ağırlığını vermeden sabit tutmak için oturdu . Birbirleri ile depişirken açılan kapıya baktılar .

Dışardan bakan biri için oldukça yanlış anlamaya müsait durumdalardı . Dışarıya çıkan dakikalar önceki çığlık seslerini duyan biri için olay daha da ilginçleşmişti .

Yıldız turuncu yapalım ve bölüm nasıldı .

Deniz Dileç instagram hesabım istek attığınızda wattpadden geldiğinize dair bir mesaj atarsanız geri takip ederim. Çünkü herkesi takip etmiyorum.