MK - 27 / Aptal Aşıklar

En başından başla
                                    

Savaş zerre mimik oynatmadı yüzünde. Başını yere eğdi ve kabullendi sadece.

Dedem bastonunu yere vurup " Herkes bu konuyu kapattıysa, sana gelelim Selim. Şu zımbırtıyı aç bakalım" dediğinde Selim başıyla onaylayıp elindeki bilgisayarı açtı.
"Çalışıyor mu?" diye soran Emreye Selim güldü.
"Hemde zehir gibi."

Selim açıklamaya başladı.
"Aytekinin pantolonunun cebinde bir verici var beyler. Üzerini değiştirene kadar onu takip edip dinleyebileceğiz. Bu yüzden Emre, Aytekin yakalandığında onu elinden kaçırmış gibi bıraktı. Şuan Mehmetin de Aytekinin de diğer herkesin de toplantı yerlerini biliyoruz. "

Erdem araya girdi.
" nasıl yani ya? İki haftadır Yiğitle araştırıp durduğumuz şey şuan elimizde mi? "

Selim dudağını büzüp" Aynen öyle kardeşim, Deniz bugün baya iyi iş çıkarmış. " dediğinde Savaş ilk defa bana baktı. Gözlerimiz buluşunca ilk kaçıran ben oldum. Öyle kötü ve yabancıymış gibi bakıyordu ki.!
Sanki dış dünyadan biriymişim, hiç onu tanıyamamışım, hiç ruhuna dokunmamışım gibi...
O bakış canımı yaktı. Kalbimi acıttı.

O hala bana bakarken yutkundum. Daha sonra Selim devam edince o korkunç bakışlardan kurtuldum.
Öyle üşütüyordu ki!
"Fuat babanın emriyle bir süre bulaşmayacağız içerideki ajan mekana bir verici yerleştirecek..."
Selim anlatmaya devam ederken onu dinlemeyi bıraktım.
Göz ucuyla Savaşa baktım. Dikkatle Selimi dinliyordu. Çatık kaşları, herşeye yabancı bakan gözleri...
Benim tanıdığım Savaş değildi şuan.
Gülüşü içimi ısıtan, gözleri gözlerimi esir eden adam değildi. Bu kadar mı kızmıştı bana? İyi de neden? Ona söylemediğim ya da bayılttığım için olamazdı. Acaba dedi içimden bir ses..
Bugün sabah odamdan çıktığında evden gitmişti. Kızgınlığı oradan başlamış olabilir miydi? Yoksa neden bunca olayın olacağı tahmin edilirken çekip gidecekti ki?

".. Ve sen Deniz.."

Selim adımı çığırınca Savaşa bakmayı bırakıp ona döndüm.

"Tahmin ettiğimize göre Aytekin senin yanına tekrar gelecek. Eğer gelirse diye.." dedi ve bana bir verici uzattı.
"Bu her an yanında bulunsun. Bu seferki daha gelişmiş bir cihaz. Sen onu çalıştırıp Aytekine yaklaştırdığın anda ben onun tablet, telefon, artık yanında her ne aleti varsa ulaşabileceğim."

Gökhan bana bakarak " ya bu işi tekrar yapmaya kalkışırlarsa? "dediğinde Dedem cevapladı onu.
"Artık Denizden istediklerini alamazlar. Denizi esir olarak dark Web pazarına sunmayı planlıyorlardı ve ben dört bir yana haber saldım. Eğer bu olur da, alıcı çıkarsa, Benim resmi baş düşmanımdır, diye. Buna kimse cesaret edemez. Onlar da bu işi bırakacaklardır. "

Vericiyi kot ceketimin cebine koydum.
"Zaten onlar için bir şu saatten sonra sadece bir baş belasıyım"

"Hadi şimdi herkes evine. Yorucu bir gündü. Hava karardı. Deniz ve Emre, ev toparlanana kadar burada kalacaksınız. Savaş sende Denizi okula götürmek için buradan alırsın."

Dedemin bu söylediğine ilk itiraz benden geldi.

"Eren buradayken mi?"

Savaş histerik bir gülüş sergiledi nedense?

Ardından Gökhan araya girdi.
"Bence artık Savaşın Denizi korumasına gerek kalmadı."

Erdem de "Bence hala korunmalı ama bizim tarafımızdan." dediğinde Dedem bu ardı ardına konuşmaları susturmak için bastonu yere vurup ayağa kalktı.
"Susun bakıyım! Savaş Denizi korumaya devam edecek, Deniz sende burada kuzeninle anlaşmayı öğrenene kadar kalacaksın."

MAFYANIN KIZI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin