Tehtid

134 8 13
                                    

Sevdiğine yakın olmanın farklı bir tadı vardır. Yıllar sonra bunu yeni farkeder Aslan.

Elini cebine atıp o papatya tokayı alır ve kırılacakmış gibi narince takar Melek'in kokusunu çektiği saçına. Melek ilk hissedişinde ürker, elini saçından çekince Aslan'a doğru döner. Daha doğrusu dönmeye çalışır. Elleri arkasında, kapıya yapışmış vaziyette bakar Aslan'ın gözlerine. Şaşkındır. Ama belli etmemeye çalışır. Bir elini kafasına ne taktığını anlamak için saçına götürür. O toka olduğunu farkeder.

-Bu ne?

-Emanetin.

-Nasıl yani?

-Senin tokan işte. Kaybetmiştin.

-Ee sende ne işi var? Verseydin ya.

-Ben buldum. Bulunca da seni bulmuş gibi... Vermek istemedim.

-(sitemle) İyi etmişsin.

İkisinin de adımı birbirinden beklediği açıktır. Ama ikisi de doğru düzgün konuşamaz bile.

-İyi, Aslan. Ben gidiyorum.

-Tamam, git.

-Hah paşam izin verdi. Kolunu çeksene.

Aslan kolunu çeker. Melek ise kızarmış yanaklarıyla hızla uzaklaşır. Arabaya bindiği gibi Leyla'nın yanına gider. Olan biten her şeyi anlatmak için.

Aslan, Melek yemekleri getirdiğinde aç değilim dediği kadar açtır. Bir hızla sefer taslarını açıp yemeye başlar.

-Allah'ım resmen içimi okuyor bu kadın. Açlıktan ölüyordum. Trip yemeğe atılmaz. Atalar hep haklıdır. Keşke etseydim kahvaltı. Neyse daha güzeli geldi. Melek kokulu yemek.

*
Eve vardığında Leyla meraktan artık çatlayacak gibidir. Melek koltuğa oturur oturmaz başlar.

-Hadi Melek... Yürürken bile anlatabilirsin. Ne oldu? Yemek yedi mi? O saçındaki de ne?

-Otur da bir, sakince anlatayım.

-Tamam tamam.

-Odasına gittim. Bana çok yoğunum falan dedi bugün, ama tek bir hasta almamış. Neyse girdim odaya yemek getirdim ye dedim. Aç değilim dedi.

-Ee dün akşamın konusu açıldı mı? Kim açtı?

-Dur bir sakin ol. Ben açmak zorunda kaldım. Odun, tek kelime etmedi. Aksine ben açınca pişman etti konuyu açtığıma.

-Niye?

-Dün gece hakkında hiçbir şey hatırlamıyor.

Bir süre sessizlik olur. Melek'in yüzü düşmüştür zaten. Çok kırılmıştır.

-E peki Melek, sen ne dedin? Anlattın mı dün dediklerini ona?

-Anlatmadım. İyi hatırlama deyip kapıya yöneldim. Tam çıkacakken arkamdan yetişip kapıyı kapattı. (biraz duraksar) Saçımı kokladığını hissediyordum. Sonra cebinden tokayı çıkarıp saçıma taktı.

-Ohoo. Ben sizden hiçbir şey anlamadım. Bu ne değişik bir cilveleşme. Az önce dün akşamı hatırlamıyordu. Yeni bir olay çıkardı. Şimdi akşam eve git onu da hatırlamıyordur.

İkisi de gülümserler. Melek saçındaki tokayı çıkarıp eline alır.

-Yıllar önce kaybettiğim tokam. O almış. Yahu konuşmuyor da. Bari tokadan yürü.

-Senden daha utangaç. Bu işi bozdu. Ama benim bir fikrim var.

-Neymiş o?

Leyla elindeki kartı Melek'e uzatır. Baktıktan sonra birbirleriyle göz göze gelirler. Leyla gülüyordur.

Gözistan [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now