Uçak

187 9 9
                                    

Leyla ve Ayhan eve vardıklarında kimseyi görmezler. Dışarı çıktıklarını anlar Leyla.

-Evde değiller. Sen artık bu hareketleri bırakacak mısın?

-Hangi hareketleri?

-Kıskançlığı.

-Ama adamların bakışları dokundu bana. Dayanamadım.

-İyi halt yedin.

-Özür dilerim. Lütfen. Bak bana.

-Tamam tamam. Sadece sinirlendim. Ama bir daha öyle bir şey yapma. Tamam mı?

-Tamam. (Gülerek) Bak ev de boş. Gel bir şeyler hazırlayalım. Baş başa yeriz.

-İyi git önden başla sen. Geliyorum ben de.

*
Selim oğluyla oyuncakçının önünden geçerken Umut bir uçağı çok beğenir. Selim, onun oyuncağa bakışını görünce içi parçalanır. Almak ister ama fiyatının fazlalığı bütçesine yetmez. Yanına doğru çömelip elini omzuna koyar.

-Sana bunu daha sonra alacağım. İşe bir başlayayım ilk işim sana bunu almak olacak. Amca parasıyla alınmaz bu.

-Sorun değil baba. Evde de birçok oyuncağım var. Leyla yengem hep alıyor bana. Oğlu gibi bakıyor.

-Ne güzel. Bana niye aldığın zaman göstermiyorsun?

-Eve bir gidelim, bir tane kocaamaan helikopter aldı bana. Çok güzel. Işıkları da var.

Gülüp yola devam ederler. Selim, annesine benzediğini her zaman çok belli eder. Çünkü annesi her zaman kendi haricinde herkesi düşünürdü. Selim bunu her hatırladığında yüreğinde bir sızı hisseder. Bastıramadığı, esiri olduğu bir sızı...

*
-Tamam farkındayım toplantıya biraz geç kaldım ama hemen geliyorum. Hemen..

Çantasını aldığı gibi bir hızla evden çıkar. Taksiye binip cafeye gider. İçeri girdiğinde üyelerin toplandığını görür ve hemen seslenir.

-Merhaba. Geldim ben. Oturun lütfen. Kalkmayın. (Çantasından iki dosya çıkarıp masaya koyar) Evet. Hemen başlayalım.

Üyelerin kendi arasındaki konuşmalarına şahit olur Melek.

Bu iyice derneği de bocaladı... Belki annesiyle ilgileniyordu susun... Biz de hanımefendiyi bekliyoruz burda kaç saattir... Her gün anne bahane edilir...

Melek dayanamaz ve konuşmaya başlar.

-Ben hiçbir gerçeğimin arkasına saklanmıyorum. Neyim varsa ortada. Ben ne zaman işime geldiğimde annemi size bahane ettim? Ben oturup size annemin durumunu bile anlatmadım. Sizin ne haddinize beni böyle çekiştirmek? Siz beni burda 1 saat fazla beklediniz ama nice çocuklar annelerini yıllardır bekliyor. (Sesi titremeye başlar) Anne kelimesinin anlamını bilmeyenler var. Evet. Çok beklettim sizi ama burda kaybettiğiniz tek şey zaman oldu. Onu da birazdan bilgiler öğrenerek kazanacaktınız. Ama artık ben bu işi bırakıyorum. Ben de gelmiş burdaki bilgi yoksunu insanlara bir şeyler öğretmeye çalışıyorum. Bilgi yoksunu olduğunuz kadar merhamet yoksunusunuz da. Tek derdiniz gösteriş. Çocuklarla alakanız bile yok. Kendime acıyorum. Size ayırdığım zaman için..

Melek ağlayarak hiçbir şeyini almadan oradan ayrılır. Biraz ilerleyince aniden Selim'e çarpar.

-Melek Hanım? İyi misiniz??

-Bırakın..

-Durun bir dakika. Melek Hanım.. Melek.....

Selim onun peşini bırakmaz. Arkasından gider. Umut şaşkınlıkla tüm olan biteni izler. Sonra dayanamaz ve babasına,

Gözistan [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin