2.Bölüm

78K 3.1K 293
                                    

Etraf haddinden fazla kalabalıktı. Bu şehir insana huzur veriyordu evet ama aynı zamanda da rahatsız edebiliyordu. Yerimde tepinmemek için kendimi çok zor tutuyordum. Menajerim, elim kolum aynı zamanda da on üç yıllık dostum olan Şeyma ( Allah çenesine zeval vermesin ), cıvıl cıvıl konuşuyordu.

' Ya Allah aşkına kızım, neden bana hep pis işler kalıyor? Adama bin defa söyledim onunla görüşmek istemediğini ama yine de devam ediyor. Yok çiçek yok çikolata yok ayı yok deve! '

' Yahu kızım, benim kaç bin tane sapığım var Allah aşkına ya? Onu mu düşüneyim yok efendim benimle görüşmezse şöyle yaparım böyle yaparım! Kızım ben adamın alnını karışlarım, tehdide boyun eğmem '

Şeyma, hızlı adımlarıma ayak uydurmaya çalışırken bir taraftan da söyleniyordu ' Hayır benim güzel kardeşim ben sana diyorum ki polise gidelim, bak bu adam tehdit ediyor ve bence bunun altı boş değil. İnat etme he? Olmaz mı? Bari en azından avukat kuzenine söyleyeyim, en azından koruma talep edelim. Aklım sende kalıyor '

' Aklın bende kalmasın Şeyma, kendimi savunabilirim, biliyorsun '

' Evet bunu biliyorum ama bir silaha karşı nasıl savunacaksın? '

' Yahu silah nereden çıktı? Adam mail atıyor sadece. Söylesene karşıma çıkmaya bile cesareti olmayan bir adam nasıl silahla oynar? '

' Laf! Sen söylemiyor muydun? Silahlara anca konuşmayı beceremeyenler ve korkak olanlar başvurur diye '

' Ama o magandalara söylenen bir sözdü. Allah aşkına işin gücün yok mu senin? Toplantıya gireceğim şimdi kafamı bom bok ettin he '

' Hadi be Duru! Bak sen hiçbir şeye karışmayacaksın zaten Tuğçe de vekaletin var, ben arayıp söyleyeceğim '

Toplantı odasının kapısından girmeden arkamı dönüp bıkanca ' Benim hayır'ım ne zaman evet'e döndü? ' dedim ve içeriye geçtim. Tüm kurul yerlerini almış, başlamak için beni bekliyorlardı. Herkese gülümseyip baş selamı verdikten sonra yerime geçip ' herkes tam olduğuna göre saati beklememize gerek yok, başlayalım ' dedim. Önümdeki dosyayı açıp sunumla birlikte takibe başladım. Oldukça fazla yazar olma isteği vardı ve bu beni oldukça mutlu ediyordu. Yazmak ve yazılanları okumak inanılmaz bir histi. Farklı olan milyonlarca kişiden farklı milyonlarca karakter oluşuyordu tabi bu nadiren oluyordu. Çünkü genel olarak karakter seçimleri güçlü, seksi ve zengin çevrede toplanıyordu. Çünkü ne yazık ki içsel olarak hep güçlü olmayı seçiyorduk. Ama yazık kısmı burada değildi. Yazık olan kısmı bu gücü maddiyata bağlamamızdı. Hal bu ki gücümüz tarihimizden geliyordu. Bu düşünce yüzünden birçok şahısla münakaşa yaşamıştım. Evet, kişinin isteklerini sorgulamak kimseye düşmezdi zaten umurumda da değildi. Yeni bir şeylere açtık ve bu güzel bir şeydi tabi eğer doğru algılansaydı. Betül sunumu yaparken içime sinen iki kişi olmuştu ve bunları not aldıktan sonra, soru- cevap ile toplantı bitmişti. Dosyayı alıp odama geçerken sekreterime ' Mahir, bana demli bir çay söyler misin? ' dediğimde ' Hemen Duru Hanım ' dedi. Gülümseyerek teşekkür ettikten sonra odama geçip, koltuğuma oturdum. Dosyayı masaya koyduktan sonra bilgisayara yönelip, maillerime bakındım. Zaten Şeyma bir çoğuna dönüş yapmıştı, sadece göz gezdirirken gelen çayımla eş zamanlı çalan telefonuma baktım. Arayan kişiyle gözlerimi devirirken, cevapla tuşuna bastım.

' Efendim Metin Bey '

' Nasılsın kızım? '

' İyiyim, teşekkürler. Siz? '

' Allah iyilik versin kızım, bende sen akşama yemek teklifimi kabul edersen daha da iyi olacağım inşallah ' sanırım oğlu Avusturya'dan gelmişti. Annemle bir yakınlığı da yoktu ama işte beni evlenmeye çalışan biri daha!

KARA HİLALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin