1 Düzenlendi.

11.5K 199 88
                                    

Herkese merhaba, ilk düzenlenen bölümümüz ile karşınızdayız. Tanışmaları bu kez büyük bir olaylı olmadı, ama bu halini daha çok beğendiğimi söylemek isterim. Ah Yağız'ım topraklı kekim. :') lütfen daha önce okuyanlar, okumayanlara spoi vermesin ama bu satırlara kafalarını karıştıracak bir cümle yazın. O zaman ilk önce yazarınız başlıyor kuzularım.

"Rahmetli ortalık karıştırmayı pek severdi."

Afilli sözler ile giriş yapılmak her zaman sanıldığından zordur. Önce yaşadıklarını düşünürsün, ona uygun söz oluşturmaya başlarsın, ama unuttuğun tek şey yaşadıkların senin için hafif, sade ise sadece boş kelimeler ile saçmalarsın. İnsanlar "değişik" diye sınıflandırdığı insanlardan olursun, hãlbuki sen hayatı çok takmayan, eğlencene düşkünsündür. Aslında bazı insanlar sırf karşımdaki beni zeki sansın diye her şeye atlarla, unuttukları ise çok bilen hep daha az konuşur. Hadi ama bu kelimeleri söyledim diye felsefik konuşmadım, edebiyat yapmadım,"SAÇMALADIM!" Of neyse, o kadar güzel rüya görüyordum ki birden uyandım. Unuttuğum bir şey vardı, bugün okulun ilk günüydü, ah okuldan da sıkıldığım bir gerçekti. Telefonumda çalan alarmı kapatıp gelen mesajlara baktım.

Yeşim: Kalk artık, saat 8'de kapı önünde olmazsan seni geldiğinde binanın merdivenlerinden iterim, bir kaç ay derslerden geri kalırsın.

Efe: Cani arkadaş! Bıktım senden

Yeşim: Oy agucuk ben bıkmadım senden, annem oyalanma bak! Son yarım saatin, çabuk hazırlan!

Efe:Susarsan üstünü değiştirip gelicem.

Telefonu köşeye atıp gelen mesaja bakmadım, bu kızla neden arkadaştım ben? Kendime not:arkadaşlığımızı en kısa sürede kesmek! Üstümü giyindikten sonra hızlıca evden çıkıp onun evine doğru yol aldım. Hızlıca dediğim 1 mahalle boyunca koşmaktı. Başıma aldığım en büyük bela Yeşim olabilirdi. Sokağı dönünce ayaklarını yere vuran Yeşim ile karşılaştım.

"8 dakika Efe, 8 dakika geç kaldın! " Durağa doğru yürümeye başladım.

"Özel aracım yok matmazel, otobüs durağında buluşsak ölürsün? "

"Aşkım sıkılıyorum yolda giderken biliyorsun. "

"Aynı İdil gibisin, kulaklık olmadan bir yere gitmez." İdil, ablam.

"İdil ablaya laf yok, sahi ablaya ne oldu?"

"Sinir ediyor beni o yüzden."

"Ne yaptı?"

"Dün gece film gecesi yapacaktık, ama sağolsun sevgilisi için beni ekti."

"Bu gece yaparsınız."

"Bir kez aksayınca bir hafta aksıyor,sıkıntı da bu ya."

"Aman boşver, biz de beraber izleriz ayol." Yeşim bana sarılıp teselli edercesine kolumu patpatladı.
Daha fazla konuşmayıp, geri kalan yolda susmuştu. Otobüse binince şarkı açtım hemen. Şarkı dinlemeyi çok seviyorum. Okulun önüne geldiğimiz de otobüsten uçarcasına inmiştik. Bu saatte bu otobüsün çalışma sebebi bizim okuldu.

Sınıfa çıkıp çantamı sıraya attım.

"Kantine iniyorum, geliyor musun?"

"Yok yavrum in sen."

"Çay alıyorum ama."

"Tamam."

Aşağı hızlıca inip sıraya geçtim. Sıra bana geldiğinde 2 tane çay söyledim. Çaylarımı alıp çıkmak için yana geçerken birinin üstüne döküldü.

"Çok özür dilerim, lavaboya gidelim yandınız." Okulda ilk defa gördüğüm çocuk tişörtünü tutuyordu.

"Mühim değil."

"Mühim, yürüyün hızlıca." Yanımdaki çocuk lavaboya giderken kalan çayları sınıfa bırakıp gittiği tuvalete geçtim.

"Çok fazla acıyor mu?"

"Hayır."

"Özür dilerim,görmedim seni."

"Benim de hatam, oradan girmemeliydim sıraya. Bu aradan ben Yağız."

"Efe, tanıştığıma memnun oldum Yağız."

"Benim kadar olamazsın." Ağzında bir şeyler gevelemişti.

"Anlamadım?"

"Ben de dedim. Ben de memnun oldum Efe."

"Yedek tişörtün yoksa dolabımda var, verim istersen?"

"Yok hayır, var ben de teşekkür ederim. "

"Rica ederim, yapacağım bir şey yoksa gidiyorum ben?"

"Tabi, tabi. İyi günler. " çocuğu arkamda bırakıp hızlıca sınıfa girdim. İşkence gibi olan coğrafya dersi başlıyordu.

SON UMUT (BXB)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang