10

42 1 0
                                    

Herkese merhaba, hâla okuyan insanlar var mı? Bilmiyorum çok uzun zaman oldu farkındayım ama aşırı yoğun, yorucu bir yıl geçirdim. Bazen dönüp bakınca saçmalamışım dediğim yerler de olmuş, bu biraz canımı sıktı bu sebeple de yazarken ya saçmalarsam düşüncesine girdiğim için hep öteledim. Bilmiyorum belki yayımdan bile kaldırabilirim o derece... Efe ile Yağız bende yeri çok ayrı olan iki karakter, daha ne kadar batırabilirsin Su? Diyenler olabilir emin olun feci batırırım... Batmadan güzel bir hikaye yazacağıma inanıyorum (çok inandım) Umarım batırdığım yerden toparlar çıkartırım çocuklarımı, öpüldünüz kuzularım.♡

Sabah Yağız'ın arayıp karakola gideceğimizi söylemesi üzerine hazırlanıp aşağı fırladım. Zamanı gelmişti geçiyordu hatta. İçeri girince şikayet için bir odaya sevk ettiler bizi, bunun üstüne karşımdaki taş çatlasın elli, elli beş yaşındaki amcaya her şeyi anlatmaya başladım.
"Aynı anlattığım gibi komiser bey, gereğinin yapılmasını istiyorum." Yağız omzuma destek verircesine sıktı.
"Hiç merak etme oğlum, gereken her neyse yapılacak. Şimdi ekip yolluyorum eve, sen de in bahçeye hava al gelince haber veririz sana."
"Teşekkür ederiz. " Yağız ile beraber bahçeye indik. Konuşasım hiç yoktu.

"Eğer suçlu çıkarsa Edra sana düşman olabilir."

"Onun düşman olup olmayacağı en son düşüneceğim şey. O caninin öldürdüğü kişilerin aileleri ne durumdadır şimdi?"

"Yanlış yolda kendince doğru şeyler yapıyordu."

"Yağız, eğer Gökhan yerine senin abin olsaydı ve şikayet etseydim, ne hissederdin?" Durdu, düşündü ne cevap verecek diye beklerken konuşma kararı aldı.

"Başta bana demeden şikayet ettiğin için kızardım ama sonra doğru olanı yaptığın için seninle gurur duyardım."

"Şuan duyuyor musun?"

"Soru mu bu? Tabi ki duyuyorum." Şuan anlamadığım şekilde huzurlu hissetmiştim, anlaşılmak böyle bir hismiş. Yanımda oturan çocuğun yüzüne baktım, gözleri sözlerini destekler nitelikte bakıyordu.

"Ne oldu?" Yağız rahatsız olmuş şekilde baktı.

"Hiç, sadece yanlış anlaşılmamanın vermiş olduğu bir rahatlama geldi."

"Efe, istesem de seni yanlış anlamam, anlayamam seni biliyorum." Sadece kafamı salladım. Cebinden çıkardığı paketin ağzını açıp bir dal çıkardı.

"Sigara içtiğini bilmiyordum."

"Biliyorum, rahatsız olma diye yanında içmiyordum."

"Ama şuan içiyorsun."

"Stresli hissediyorum, rahatsız olacaksan başka yere geçeyim."

"Saçmalama, sadece kendine zarar veriyorsun."

"Konuşmamız gereken en son konu bu olsun lütfen." Anlayışla kafamı salladım. İster istemez Yağız'ın yaptığı şeyleri Edra'yla kıyaslıyordum. Mesela Edra umursamazdı, kendi o an ne yapmak isterse onu yapardı ama Yağız öyle değildi. Önce benim ne yapmak istediğimi öğreniyor, rahatsız olacağımı düşündüğü şeyleri yapmıyor. Bu onu anlayışlı bir birey yapıyor. Edra kalbimi kırardı, özür dilemeden eskiye dönerdi. Yağız, kalbimi kırmamak için çok çabalıyor. Kalbimde Edra'nın olduğunu bilmesem Yağız'a aşık olurdum. Gerçi artık Kalbimde Edra mı var? Yoksa kalbim kalmadı mı? Çözemiyorum.

Çok geçmeden yanımıza yaklaşan polis arabasına baktım, içinden Gökhan'ın inmesiyle asıl olayın şimdi başlayacağını anladım. Çok geçmeden  beceriksizce park edilen arabadan Edra'nın inmesiyle nefes alamıyor gibi hissettim. Bana en çok kızacak kişinin o olduğunu çok iyi biliyordum. Beni görmesi ile kaşlarını çatıp 'Neden buradasınız?' Dercesine baktı, çok geçmeden yanıma gelmişti.

"Ne işiniz var?" Sesi o kadar soğuktu ki cevap veremedim. Yağız bu durumu anlayıp cevap verdi.

"Birini şikayet etmeye geldik."

"Anladım şuan kim olduğunu sormak isterdim lakin abimi içeri aldılar, ona bakmam gerek." Lafını bitirip arkasını döndüğü gibi bana konuşma cesareti geldi.

"Abini."  Arkasını dönüp buz gibi gözlerle bana baktı.

"Anlamadım?!"

"Abini ben şikayet ettim, çünkü masum insanları öldü-" Lafımı tamamlamadan yüzüme yediğim yumrukla suratım sağa doğru düştü.

"Seni o-" Yağız'ın yumruğu karşısında sustu.

"Sakın! Ne benim yanımda, ne de başkasının yanında Efe'ye küfür edersen, küfür edecek ağız bırakmam sen de."

"Bozacının şahidi şıracı mı? Zaman kaybısınız." Cevap vermemizi beklemeden içeri koştu. Yağız benim aksime çok sinirliydi. Bende ise vicdan azabı vardı.

"Efe duyuyor musun  beni? Kaşın patlamış içeriye gösterelim sonra ne yapacaklar bakalım."

"Hata yaptım, benden nefret edecekler." Çocuıluğumda yaşadığım dışlanmışlık, nefret duygusu geri gelmişti.

"Kendine gel, hata yapmadın. Kimse senden nefret etmicek. Sen doğru olanı yaptın, o da öldürmeseydi insanları. Toparla kendini." Gözümden akan yaşı sildim.

"Yalan söyleme bana, çünkü her dediğinde olduğu gibi buna da inanırım."

"İnan izin vermem, kimse sana laf söyleyemez." Üzüntü, sinir, vicdan azabı ne arasam vardı ve şu tir tir titriyordum. Anlık elime baktığım zaman, titrediğini fark ettim.

Yağız yanıma çömelip bir şeyler diyordu, kulağımdaki uğultulardan ötürü ne dediğini anlayamıyorum.

"Dur." Ağzımdan zar zor çıkan bu kelime ile Yağız konuşmayı kesti. Dikkatlice beni izlemeye başladı. Ne yapacağımı bilemez halde gökyüzüne baktım. Benim aksime fazla neşeli, mutluydu.

"İyi misin?" Duyduğum Soru karşısında sadece kafamı iki yana salladım.

"Dışlanmışlık hissi yaşadın mı hiç?"

"Evet."

"Peki sınıfta üç yıl süren bir dışlanmışlık yaşadın mı?" Yağız üzülerek baktı.

"Hayır... İnsanları dışlayan bendim. "

"Yani zorbaydın. "

"Bu yüzden geldim ya, mutlu değildim. Yeni başlangıç yapmalıydım. "

"Beni neden zorbalamadın?"

"Çünkü değişmek istiyorum. Seninle beraber."

"Ya ben senin okuluma gelseydim? Yine böyle mi olurduk? Yoksa zorbaladığın insanlardan mı olurdum?"

"Neden soruyorsun? Ne önemi var Efe?"

"İnsanlar değişmez Yağız, iki gün sonra başıma kakılacak bu! Bana bu cesareti veren sendin, benim yüzüme kimse bakmayacak!"

"Ben sana şikayet et demedim, sen etmek istiyorum dedin ben de tamam dedim yanında oldum. Pişmansan git geri çek şikayetini, Edra'nın kollarına dön sonra hiçbir şey olmamış gibi!" Kırmıştı bu sözleri, psikolojim çok kötüydü.

"Özür dilerim." Ağzımdan sadece bu cümle çıktı... Yağız hiçbir cevap vermeden arkasını dönüp yürümeye başladı.

"Nereye?"

"Cehenneme!" Peşinden gitmedim, zaten o da beni çağırmadı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Dec 02, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SON UMUT (BXB)Where stories live. Discover now