-6-

32 12 30
                                    

Bahçeye çıktığımda bizimkileri göremiyordum. Yoksa bu Selen bana yalan mı söylemişti? Zaten son ders olduğundan dolayı bence eve gitmekte fayda var. Normalde Necip amca ders saatlerinde çıkmamıza kesinlikle izin vermezdi ama ben bir şekilde çıkmayı becericem.

De Nasıl? Aklıma bir plan koyup Necip amcanın kulübesine ilerledim. "Necip amca?" Yoktu. Kaçmak için güzel bir fırsat. Hiç oyalanmadan çıktım okuldan.

"Nereye ufaklık?" Arkamdan gelen bir sesle irkildim. Bir adam durmuş mal mal sırıtıyordu. Hiç cevap vermeden ilerledim yola. Ama sanırım arkamdan geliyordu. Evet geliyordu arkama döndüğümde yine pis pis sırıtmıştı.

Bir an önce gitmek istiyordum evime.
Şoka saplandım adam önüme geçip yolumu kesti! Ve pis pis bakmaya başladı. Rahatsız olduğumu belli etmeye çalışarak yüzümü ekşittim. Yoluma devam edecekken bileğimden tuttu. Nedir bu bilek sevdası lan!

"Bırak lan bileğimi!" deyip sert bir yumruk attım. Ama bu önceki adam değildi bu Emirdi!

"Kızım yavaş ya omzumu çürüttün resmen!"

Omzunu sıvazlayıp doğruldu. Çok acımıştı galiba sürekli söyleniyordu.

"Ya senin ne işin var burada? Diğerleri nerde?" Volkan ve Mert yoktu az ötede duran bir araba vardı ve Mert içinden bana el sallıyordu! Çok komik görünüyordu ya. Volkan da onun kafasına geçirdi. Sırıttım.

"Ya anlatıcaz kanki hadi gel arabaya."
Başımı sallayıp arabaya doğru ilerledik. Araba tıpkı enişte arabası gibiydi hani pikniğe yakışır bir araba gibi. Birlikte arabaya bindik. Ama arabanın içi muazzamdı. Karşı karşıya modife edilmiş 3 koltuk ve yanlarında da sehpa vardı üzerinde de mevye. Üste baktığımızda mor ve lacivert karşımı bir far vardı arabanın içi epey kararmıştı. Hani şey derler ya Dışı seni içi beni yakar. Tamda öyleydi işte. Dışı piknikçi dayı içi de klüptü.

Onlar tam karşıma oturmuş bana bakıyorlardı. E bende onlara. "Eee ne oldu ne anlatacaksınız?" Emir dikleşip öksürdü."Öhöm öhöm Volkan bey anlat istersen."

Volkan Emire ters bir bakış atıp bana döndü.  "Her şey için özür dilerim Esra. Onu savunmamalıydım biliyorum ama yapmak zorundaydım." Yutkunup cama çekti bakışlarını.

"Babam yüzünden her şey sürekli sizden ayrılmamı söylüyor. Karşı çıkıyorum onlar benim kardeşlerim diyorum ama dinlemiyor. Sürekli Cemreyle olmamı istiyor zaten nefret ediyorum o kızdan. Daha neden onla olmam gerektiğini açıklamadı."

Söyledikleri karşısında yüreğim sızladı. Babası Erkan amca neden böyle bir şey istesin ki? Zaten çok iyi birisidir ama şu son aylarda Volkana çok kötü davranıyordu. Cemreyle olan bağlantısını da anlamadım. Tamam bizden ayrılıyorsun ama Cemreyle niye yakınlaşıyorsun  ki ?

"Anladım. Volkan ama bizden ayrılmayacaksın değil mi? Bak ne olursa olsun ayrılmamaya söz verdik ne olur ayrılmayacağımızı söyle."

Gözleri dolmuştu. Hayır,hayır,hayır Volkan ayrılıyordu bizden! Ama bu nasıl olur babası nasıl bir çıkmaza sürükler onu? Anlamıyorum ve en sevdiğim dostumdan asla ayrılmak istemiyorum.

"Sanırım ayrılma vakti geldi."
"Ayrılma vakti , ayrılma vakti, ayrılma vakti."
Sığdıramıyordum bu cümleyi beynime almıyordu şu hafızam.

"Ne olur bizden ayrılma Volkan terk etme bizi lütfen, sen olmazsan bu grup olmaz sen olmazsan biz olmayız."

Mert yanıma gelerek sarıldı bana. Gözyaşlarıma hakim olamıyordum asla dinmiyordu. "Şşş kuzum dur, ağlama hadi gel iniceğiz arabadan."

Hayır,hayır istemiyordum onu orada bırakmak istemiyordum. Çaresizce son kez baktım gözlerine. Ağlıyordu işte o da dayanamamıştı benliğine.

Arabadan usulca indik Emirin gözleri dolmuştu. Üçümüz de arabanın uzaklaşmasını izledik. Araba gözden kayboluyordu. Bizde kayboluyorduk.

"Geri gelecek değil mi?" Diye sordum ikisinede. Mert,"Gelecek Esra gelecek, gelmezse biz gideriz onun yanına."

Emir,"Aynen kardeşim gelmezse biz gideriz." Mahvolmuştuk işte. Büsbütün kaybetmiştik. Gidişi çok ağır koydu bize.

Hani hayatımızda dönüm noktası olur ya bizim de tam da buydu işte bir kişi eksilmişti. O bir kişi bizim hayatımızdı ve hayatımız ellerimizden kayıp gitti...

Bizde perişan halde evlerimize gittik.
Onlarla vedalaştıktan sonra eve girdim. Annem bana şaşkınca bakıyordu. "Kızım bu halin ne? Ne oldu sana?" Anneme cevap vermeyip odama çekildim. Kapıyı kitledim. Kapının arkasına çöktüm ve usulca ağlamaya başladım. Yaşadıklarım çok saçma geliyordu bana. Birden olup bitenler. Volkanın gitmesi..

Ama söz vermiştik biz ayrılmayacağız demiştik ve bizi ayırmaya çalışanlarıda bir böcek gibi ezecektik! Belki 1 hafta sonra geri gelir ya da 2 hafta sonra.. Ya hiç gelmezse? O zaman biz gideriz yanına yine birlikte oluruz yine karşı geliriz bütün kurallara. Bu sefer bizi ayırmaya gücünüz bile yetmeyecek. 4 tane kardeşi asla ayıramazsınız. Ayırırsanızda biz yine bir oluruz.

Avucumu açıp yara izine baktım. Bu yara izi bizim için çok önemliydi.

Ben ilk Emirle tanışmıştım daha 4 yaşındaydım mahallede oyun oynuyorduk. Biz kızlarla bir çadır kurup içinde oyun oynardık Emirde tek başına top oynuyordu. Biz neşeli neşeli oynarken Emir topu çadırımıza atmıştı ve yıkılmıştı. Kızlarla çok üzülmüştük yıkıldı diye. Sonra kızlar Emire bağırmaya başladı işte "Sen ne yaptığını sanıyorsun" falan diye sonra baktım vurmaya başladılar. Onları durdurmaya çalıştım ama dinlemediler beni.En sonunda Emirin önüne geçiş durdurdum onları ve bu  sefer ben onlara bağırdım. "Ya yapmayın yeter artık! Çocuk bilerek atmamıştır. Yıkıldıysa çadır yaparız yeniden. Çok kaba davranıyorsunuz ya!" Tabi söylediklerim karşısında kızlar şok oldu bana çemkirmeye başladılar. Bende çıktım oyundan Emirde geldi sonra yanıma. "Teşekkür ederim, istersen benimle top oynayabilirsin." bende tamam deyip onla top oynamaya başladım.

Aradan bir yıl geçti Kızlardan sonra Emir benim en iyi arkadaşım olmuştu. Annem de derdi ara ara "Kızım senin kız arkadaşların yok mu? Git evcilik oyna neden top oynuyorsun." derdi sonra anneme olan biteni anlatıp o da hak verdi bana.

İşte sonra mahallemize Mert taşındı. Emirle çok iyi kaynaştılar 3'ümüz bir olup hep yaramazlık yapardık. Mertle tanışmamız böyle oldu;

Emirleri çok iyi arkadaş olduklarından dolayı ben kıskanmıştım onları. Ağlamıştım sonra. Mert, "Neden ağlıyorsun? Gel sende bizimle oyna." dedi o gün bugündür üçümüz hiç ayrılmadık.

Sonra biz 2.Sınıfa başladık aynı sınıflardaydık. Bir gün kapı çaldı ve içeri Volkan girdi. Daha çok masumdu. Mavi gözleri ışıl ışıl parlıyordu. O hep en arka sırada otururdu kimseyle konuşmazdı hep sessiz kalırdı. Bir gün Emir ve Merte dedim ki gelin Volkanla arkadaş olalım. Onlar zaten arkadaş olmak istiyordu. Yanına gittik Volkanın Emir elini uzattı sıktı elini Mertte uzattı sıktı elini. Bende uzattım. Biz o tanışmadan sonra çok iyi arkadaş olduk birbirimize. Birbirimizi koruyup kolladık. Ve ilk yaramazlığımız ne oldu biliyor musunuz? Müdürün camını kırıp üstüne dosyalarını devirmiştik. Bize ceza vermişti tabii o cezayı birlikte yaptık. O gün bugündür cezaları birlikte çekiyoruz.

7. Sınıfa gelmiştik. Ergenlik halleri falan. Emir dediki "Hepimizin avucuna birer yara açalım ve kanı birbirimize sürelim,hiç Ayrılmayalım." bizde uygun gördük. Cam şişesini kırıp elimize yara açtık kanayan yerleri birbirimizin avucuna sürdük. Ve hiç ayrılmadık ta ki bugüne kadar. Yuvadan bir kuş uçtu. Dostları perişan oldu.

...

Yeni bölümle karşınızdaayıım bu bölüm beni çok ağlattı. Ya kendime hakim olamadım. Evde Volkan Volkan diye ağlıyorum. Gerçekten bu gidiş sadece onlara değil bana da koydu. Onlar bizim artık dostumuz oldu.

Dostluğumuz Bitmeyecek!Where stories live. Discover now