-5-

23 19 16
                                    

Ağır tavırlarımla ayağa kalktım o da ayağa kalktı. "Evet gizemli çocuk burası bahçe umarım biliyorsundur." kahkaha atıp gerildi. Aslında bu çocuk  iyi birine benziyor ama çok zıttıma gidiyor. Mesela ben kırmızı diyorum o pembe diyor yani inatçı.

"Bu kelimeyi ilk senden duyuyorum." kahkaha atıp ona döndüm. "Neyse kantine gidelim sen açsındır, ya da şöyle yapalım ben seni kantine bırakayım sen yemeğini ye bende işime bakayım, bence güzel fikir."

"Hayır olmaz, ya yemeğimi yedikten sonra kaybolursam." Kaybolmak mı? Kime sorsan gösterir kardeş. Ben bu çocukla okulu hayatta gezemem. En iyisi bir plan yapayım ben bunu kantine bırakayım zaten teneffüste dolu olur görünmeden kaçarım.

"Pekala anlaşılan beni bırakmayacaksın kantine inelim o zaman."

"Aynen."

Birlikte okulun kapısından geçince direkt kantine yönelttim onu. O yemeğini alırken ben de nereden kaçsam diye düşünüyordum. Zaten epey kalabalıktı kantin Minnacık boyum var görünmem.

Çocuk yemeğini alınca bende hemen kaçtım oradan direkt kızlar tuvaletine gittim. Elimi yüzümü yıkadım ve koridoru kontrol ettim. Koridor fazla dolu değildi. Hemen koşar adım sınıfa gittim. Serra Hoca yani Felsefe hocamız girmişti derse. Özür dileyip yerime geçtim. Ama sıramda kimse yoktu hatta Ne Emir Ne Mert Ne de Volkan vardı. Kimsecikler yoktu belki zilin sesini duymamışlardır diye düşündüm.

3. Derse geçtik hala yoklar ya başlarına bir şey geldiyse ama gelmesi mümkün değil 3 kişiler.

6. Ders ve hala yoklar şüphelenmeye başladım gerçekten nereye gitmiş olabilirler ya? Bu durum içten içe canımı sıkmaya başladı. Derse odaklanmaya karar verdim. Serra hocamız hanım hanımcık bir kadındı kısacık kızıl saçları ve kusursuz yüzü ile mükemmel görünüyordu. Hep güler yüzlüdür.

Kapı çaldı ve içeri Müdür ve bir kız girdi. Kızın gözleri mavi saçları kısa ve sarıydı. Utanmış olmalı ki yüzü kızarmıştı. Ama bu hal onu tatlı yapıyordu.

"Hocam dersinizi böldüğüm için özür dilerim. Size yeni bir öğrenci getirdim umarım iyi anlaşırsınız. İyi dersler."

Serra hoca kızı güler yüzle karşıladı ardından kız kendini tanıtmaya başladı. "Merhaba ben Selen Eryurt" sınıfta ki konuşmalar hayli hayli arttı kız da rahatsız oldu galiba.

"Hoşgeldin Selen, boş yere oturabilirsin."

Selen tam da önüme oturmuştu yani cam kenarına ve bana bakıyordu.

"Hoşgeldin ben Esra." gülümseyip kaşını kaldırdı.

"Hoşbuldum da. Dışarıda birileri senin adına bağırıyordu gerçi sen misin bilmiyorum da okulda kaç tane Esra var yani."

Bunlar bizimkiler olabilirdi! "Tipleri neye benziyordu?"

"Birisi uzun kalıplı mavi gözlü diğeri de mavi gözlü ama cılız bir tanesi de uzun dalgalı saçlı."  Eveet! Bunlar kesinlikle bizimkiler. "Teşekkür ederim."

Kız oldukça masum görünüyordu. Zil çalınca sınıftan hızlı adımlarla çıkıp bahçeye gittim.

--

MERHABALARR BUGÜNDE BÖLÜM ATTIM NUR SENA DAN BEKLENMEDİK HAREKETLERRR BELKİ YARIN DA ATARIM.

💘

Dostluğumuz Bitmeyecek!Where stories live. Discover now