@li_lisaa: Video olduğunu sonradan anlasam da sizi seviyorum❤️@kim_jennie1 @jisuu @rose

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.

@li_lisaa: Video olduğunu sonradan anlasam da sizi seviyorum❤️@kim_jennie1 @jisuu @rose.98
28780 beğenme 26870 yorum

@fan.pagee: Ya çok güzelsiniz sizz❣️
@jinjisss: Jisoo seviyorum seni unnii💜
@anti.gibi.bir.sey: Bu ne şimdi?
@tae_hyung1: @anti.gibi.bir.sey anan.
@jin_21: @anti.gibi.bir.sey Ne boş insansın aptal.
26865 yorum daha
...
Ah sevenlerimiz olduğu gibi bizi sevmeyenler de vardı tabii. Bir insanı sevmiyorsan o kişiyi takip etmezsin yaptıkları iş kadar saçma bir şey yoktu. Bir de sayfa açıyorlardi anti diye işsiz olduklarını buradan da anlayabilirdik. Taehyung ve Jin olaya müdahale ekibi gibi ortaya çıkmışlardı. Jungkook'un hesabı var mıydı acaba? Ah neyse Instagram da o kadar fazla vakit geçirdim ki gerçek hayatımı unutur vaziyete geldim. Kızlarla ayrılıp odalarımıza çekildiğimizde kendimi yatağa atarak tavanı izliyordum. İçimde çözemediğim, adını koyamadığım bir his vardı. Hislerimi bir kenara bıraktığım da aklıma ormanın içindeki o gizemli ev geldi. Evde daha önce kimin yaşadığını, yaşayanlara ne olduğunu ve en önemlisi gideceğimiz zaman ağaçların arasında gördüğüm o parıltı neyin nesiydi? Aklıma takılan şeylerin cevaplarını öğrenmeyi kafama koymuştum. Şu aptal merakını ne zaman bırakacaksın sen? Diyen iç sesime aldırış etmedim ama haklıydı. Zaten başıma ne geldiyse hep bu merakımdan gelmişti ve hiçbir zaman akıllanmayacak bir aptaldım. Yarın okuldan sonra o eve gidecektim ama şimdi kısa bir duş bana iyi gelebilirdi. Duştan çıktığım zaman üzerimi giyip direk yatağa girip uykuya dalmıştım.
Sabah üzerime dökülen bir kova su ile bir adet kızgın Jennie görüyordum. Hadi ama üzerime su dökecek kadar ne yapmış olabilirdim?
-SEN CİDDİ MİSİN YOKSA ŞAKA MI YAPIYORSUN?! NEYE UĞRADIĞIMI ŞAŞIRDIM LAN!! (Lisa)
-Kaç saattir uyandırmaya çalışıyorum ne yapayım kalk hadi kalk geç kalıyoruzzz. (Jennie)
-BUNU SİZE ÖDETMEYEN NE OLSUN GİDİN BAŞIMDAN! (Lisa)
-Aşağıda bekliyoruzzz!(Rose)
Birde gülüyorlar ya aishh cidden. Üzerime dökülen su ile yerimden sıçramıştım ve uykumdan uyandırılmaktan nefret ettiğim için şuan sadece sövmekle meşguldüm.
Ah şu üstüme bak cidden. Hemen kalkıp banyoya girdim ve saçlarımı kurutmaya başladım. Hasta olursam onlara bunun hesabını soracağıma kesinlikle emindim. Hatta hasta olmasam bile onlardan bunun intikamını alacaktım. Üzerime kırmızı bir sweat ve altına da dizleri yırtıklı olan füme pantolonumu giydim. Saçlarımı tepeden bağlayarak sade bir makyaj yaptım.
-AH LİSA YİNE EN SONA SEN KALDIN BİR GÜN ERKEN ÇIK BİR GÜN BE! (Jennie)
Bağıran Jennie'yi duyduğum da yanlarına inmiştim.
-Geldim işte ya ne çok söylendiniz. (Lisa)
-Ah baya erken oldu yaa neyse haydi binin arabaya gidelim. (Jisoo)
Üzerinize sizin de su dökülseydi geç kalırdınız tabi. Okula gitmeden önce bir kafeye gidip yemek yemeye karar vermiştik. Sabah pancake yemek beynime oksijen gitmesini sağlıyordu resmen. Geç kalmamak için yemekleri hemen yiyip okula doğru yola çıktık. Okula geldiğimiz de derse daha vakit olduğundan kantine geçtik.
-Kızlar çıkışta Tae ile buluşacağım o yüzden beklemeyin beni. (Jennie)
-He başla bakalım sevgilinle gezmeye. (Lisa)
Dedikten sonra hep beraber gülmüştük. Jisoo Jin ile buluşacağını onun da gelmeyeceğini söyledikten sonra Rose da bir arkadaşını görmeye gideceğini söyledi.
-Bu durumda tek işsiz ben kalıyorum ah çok güzel. Bende alışverişe giderim ne yapayım. (Lisa)
-Deme öyle ya akşama beraber bir şeyler yaparız hem. (Jennie)
-Şaka yapıyorum canım olur tabi ki. (Lisa)
Aslında kızların işinin olması benim de işime gelirdi. Okul bitiminde oraya gideceğimi söylesem kafayı yediğimi düşünürlerdi ki haklılardı. Ama ben merak ediyordum ve kararımı vermiştim. Biz böyle konuşurken yanımıza Taehyung ve Jin geldi.
-Selam kızlar. (Jin ve Taehyung)
-Selam. (Hepimiz)
Taehyung ve Jennie gözlerini ayırmıyorlardı cidden aşıktı bunlar. Rose ile birbirimize bakıp kalkmamız gerektiğini anladık çünkü az daha kalırsak saplıktan ölebilirdik.
-Ben daha fazla sap kalamam gidiyorum sınıfta görüşürüzz. (Lisa)
-Bende öyle valla. (Rose)
-Kızlar nereye ya kendimi kötü hissettim valla. (Taehyung)
-Yok yok şaka yapıyoruz kimya hocamızla konuşmamız gerekte sınav hakkında ondan kalkıyoruz.(Lisa)
Dedikten sonra gülümseyerek Rose ile oradan ayrıldık. Evet cidden mendebur kimyacı suratını görmeye gidecektik. Buna hiç hazır hissetmiyordum cidden.
Okul sonunda bitmiş kızlar gidecekleri yerlere gitmişti. Araba bana kaldığı için işim daha da kolaydı. Önceden Jisoo ile gittiğimiz yeri konuştuğum için nerede olduğunu hatırlıyordum. Arabaya binip piknik alanına doğru yol almaya başladım. Önceden geldiğimiz yere park ettim ve arabadan indim. Burası güzeldi gerçekten ama orman neden çok ürkütücüydü? Orman burası tabi ürkütücü olur aptal ne bekliyordun ki? İç sesim bana çok destek veriyordu sağolsun ya. Yavaş yavaş ormana yürüdüğüm sırada geçen gördüğüm parıltı yine oradaydı. Gözlerimi ovuşturup bir daha baktığım da ise gitmişti. Neydi bu cidden artık merakıma engel olamıyordum. Gerçi ne zaman engel olmuştum ki? Tabi ki hiçbir zaman :)) Düşünmeyi bırakıp ormana doğru yürümeye başladım. Korkuyordum ama merak da  ediyordum. Sanki bir şey beni oraya gitmeye zorluyordu. Daha önce hissetmediğim bir his içime doğuyordu. Ormanın içine girdiğimde etrafı aradım ama gördüğüm parıltı hiçbir yerde yoktu. Evi bulduğumda önünde birkaç saniye öylece dikildim. Daha önce böyle bir yer görmüş müydüm? Neden farklı hissediyordum? Tüm sorularımı kenara bırakıp evin içine girdim. Geçen gördüğüm oyuncak bebek hala aynı ürkütücülüğü ile merdiven köşesinde bana doğru bakıyordu. Kim böyle bir oyuncak alırdı cidden ruh sağlığı bozuk olmalıydı. Oturma odasına geçtiğim zaman masanın üzerindeki aile fotoğrafı tekrar dikkatimi çekmişti. Kendime yakın hissettiğim bir his ile fotoğrafa bakıyordum. Bu aile şimdi neredeydi ve neden bu eve yıllarca kimse gelmemişti? Kimsenin gelmediği evin duvarlarından belli oluyordu. Duvarlar soyulmuş, evin içi tozdan görünmez hale gelmişti. Üst kata çıkmak istediğim an telefonumun çalmasıyla irkildim. Arayan Jennie'ydi.
-Hemen eve gel akşama bizimkilerle plan yaptık. (Jennie)
-Ne planı ya? (Lisa)
-Hep beraber yemeğe çıkıyoruz ordan da sahilde dolaşırız haydii! (Jennie)
-Benim işim va-
-İtiraz kabul etmiyorum bekliyoruz geç kalmaaaa!! (Jennie)
Ama dememe kalmadan telefonu suratıma kapatmıştı. Ah cidden ama bırakın beni de merakımı gideriyim. Üst kata sonra bakmaya karar verip evden çıktım çünkü gitmezsem Jennie zombisi bana neler yapardı bilemiyorum. Evden çıkarken bir sesle arkamı döndüm. Bu ses fısıltı gibiydi sanki duyulamayacak kadar sessizdi. Sesi tam anlayamamıştım ama kimse olmadığı için beynimin bir oyunu diye düşünüp evden çıktım. Arabaya geldiğimde ormanın oradaki parıltı yine vardı ve bu sefer hareket etmişti ama tabi ki tekrar baktığımda parıltı yoktu. Telefonuma gelen mesajla arabaya bindim.
-EĞER GELMEZSEN SENİ GEBERTİRİM!! (Jennie)
Ah sağol yaa harika dostlarım ölümümü hazırlıyor. Arabayı çalıştırıp yola çıktım. Hava kararmak üzereydi daha fazla durmasam iyi olacaktı.

Cursed LoopOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz