❁ Ephrosene ❁

535 29 1
                                    

Güneş anca batmaya başlamıştı. Mangal kokusu yavaş yavaş Melez Kampı'nı sarmalıyordu.

Effy hala dar gelen südyeni çekiştirmekle meşgulken Percy -küçükken yaptıkları gibi- kızın omuzlarından bastırarak zıplayınca ikiside yeri boylamıştı. Gülmeleri geçtikten sonra ilk konuşan Eff olmuştu.

"Seni özledim abi."

"Bende seni kardeşim." Diyerek yerden kalktı ve kardeşini de kaldırdı.

Akşam yemeği için adaklar adanıp masalara oturuldu. Effy bir önceki gibi yere oturmayı tercih etmişti.

Effy baktığında yanına oturanın Nico değil Leo olduğunu farketti.

"Ağaç ev için gerçekten teşekkürler."

"Beğenmene sevindim, yani sevindik, kulübece." Effy onun bu halini sevimli buşmuştu. Gülümseyince çıkan gamzeleri kesinlikle muhteşemdi.

İkiside bir süre konuşmadan yemeklerini yediler.

"Etrafı göstermemi ister misin?" Diye sordu Leo birazcık çekinerek.

"Tabi, birinin bunu sormasını umuyordum." Diyerek gülümsedi.

~

"Burası kulubelerin olduğu yerler ve duşla tualetler." Diye işeret ediyordu.

"Aslında her kulubeye ek olarak lavabo eklenebilir?" Diye önerdi Effy.

"Bu güzel olabilirdi, en azından daha küçük melezler kaybolmaz." Diyerek gülümsedi. Biraz daha yürüdüler.

"Ares'in kulübesindeki Clarisse neden bu kadar gıcık?"

"Çünkü Ares'in kulübeside. Daha açacak olursak güçlerine çok güvendikleri için zekalarını fazla kullanmıyorlar."

"Bence Hephaistos'un çocuğu olmak gerçekten havalı bir şey olmalı!" Leo'nun ateş gücü ona gerçekten çok müthiş geliyordu. Leo ise gülümsüyordu.

"Ateş yaksana?"

Leo parmaklarını şıklatarak elinde bir ateş oluşturdu, ardından bu ateş tüm vücuduna yayıldı. Gariptir ki kıyafetlerine yada gence zarar vermiyordu.

"Bana zarar vermek istiyor musun?" Soruyu sorma amacı hayatı boyunca ateşe yanmadan dokunma arzusuydu, eğer Leo ona zarar vermek istemezse yarattığı ateşte zarar vermezdi. Soru karşısında afallayan Leo, yakındaki bir çalıyı tutuşturdu. Onu söndürmeye çalışırken ateş daha da büyüdü. Kulübelere fazla uzak değillerdi.

Effy suyu kullanmayı düşünsede tişötünü yanan çalışın üstüne atarak ateşin oksijenle temasını kesti.

"Leo, arkanı dön." Dedi otoriter bir sesle. Yemeğini bitiren tek tük melezler biraz uzaktaydı.

Birazı yanmış tişörtü göğüslerine bastırdı. Nico antremandan çıkmış olmalıydı ki elinde bir havlu ve de terli bir tişört tutuyordu.

Effy ona seslendi.

"Nico, umarım elindeki tişörte ihtiyacın yoktur?" Nico şaşırarak kıza baktı. Kız onun yanına koşturdu.

"Tişörtü başıma geçirsene." Nico üzerinde sabun kokan tişörtü başından çıkartıp kıza giydirdi.

"Ben diğerini kastetmiştim-" duraksamanın sebebi Percy'nin Nico'yı daha cılız bahsetmesiydi. Leo onlara yetiştiğinde Nico terli tişörtü kafasından geçirmişti bile.

"Sana terli tişörtümü veremezdim." Dedi düz bir gülümsemeyle.

Mimik diye bir şeyin varlığından haberi var mıydı bu çocuğun?

Uyuyan Güzel #NicodiAngeloFanFicWhere stories live. Discover now