❁ Ephrosene ❁

268 16 3
                                    

"Eden bu sen misin?"

"Ah bende ne zaman anlayacaksınız diye bekliyordum!" Kumral saçlarının uçlarında yeşil olan uzun boylu ince biri belirdi önlerinde.

"Bizi neden buraya getirdin?" kız donuk gözlerle Eden'a bakıyordu.

"Bilirsin, seni hazırlıksız yakalamışken bir göreyim dedim!"

"Ben gördüğüne göre gidebiliriz!" Effy yapmacık bir gülümsemeyle parıldayan adama baktı.

"Hadi ama arkadaşlarınla tanışmak isterim, iyi insanlara benziyorlar."

"Bahsettiğim ağabeyim var ya hani Poseidon'un oğlu olan, arkadaşları arasında Hades ve Zeus'un oğlu da var. Bizi çağırırlar anlayacağın."

"Aman canım bekleyiversinler biraz, bu tanrılarda ne mızmız, bunu babalarınıza iletmezseniz sevinirim. Neyse gitmeden önce biraz oyun izlemenin size bir sakıncası olmaz sanırım?"

"Bence de olmaz." Diye katıldı Percy.

"Kesinlikle sakıncası olmaz." Nico onu destekledi.

"Hatta güzel bile olur!" diyerek kafasını salladı Jason aynı zamanda palyaçolar gibi gülüyordu, Leo'da kafa sallamakla yetindi.

"Biraz tiyatronun sakıncası mı olur!" dedi Annabeth tüm dişlerini göstererek gülümserken.

"Eğlenmemizin ne zararı olur ki?" dedi Elizabeth. Piper kaşlarını çatmış karar vermeye çalışıyordu.

"Alt tarafı canavarlar dünyayı ele geçirir canım!" diye inledi Effy.

"Bu arada arkadaşlar, Afrodit'in oğullarından Ed, Büyü Konuşu kullanarak kendini ölümsüz yapmıştı, hatırlatmak istedim!" gözlerini devirdi.

"Oynayacağımız oyunu ben seçeyim ne dersiniz?" diye gülümsedi Eden. Effy ve Piper hariç herkes onaylar şekilde ses çıkardı.

Eden düşünürmüş gibi yaptı.

"Uyuyan Güzel'e ne dersiniz?"

"Ben Uyuyan Güzel olurum!" diye yerinde sıçramaya başladı Elizabeth.

"Aslında Uyuyan Güzel'imizin Effy olması daha iyi olur, yorgun gibi görünüyor."

"Ben iyiyim Ed, Prensesin hizmetçisi olurum."

"Sen uyu biraz karakterine bürün bakayım!" parmaklarını şıklattıktan sonra Effy aniden ortaya çıkan yatağa yığıldı.

"Piper ve Johnson, kral ve kraliçe olun. Sen, Anabell'di değil mi tatlım."

"Annabeth, adım Annabeth." diye düzeltti.

"Ne güzel, artık adın Anabell." Annabeth onaylarcasına kafasını salladı.

"Sen hizmetçi ve tatlı sevgilinde Uyuyan Güzel'in abisi yani prens olacak, sizi gidi kaçak aşıklar!" diyerek gülümsedi.

"Sen Nikon olmalısın, dur o kamera markasıydı, neyse sen Nikon, seni prens yapmayı planlıyordum ama ne bileyim..." Eden tırnaklarını kemirdi.

"Bu rol için fazla karamsar duruyorsun, olmaz, olmaz sen Leon evet sen bizim saf prensimiz olacaksın!"

"Elizabeth tatlım, seni kötü peri yapardım ama Angelina Jolie'nin performansından sonra bu rolü batırırsın."

Eden ellerini saçlarının arasına geçirip dramatik bir şekilde düşünmeye başladı.

"Buldum!" diye bağırdıktan sonra Eden'ın etrafında ampuller yanmaya başladı.

"Sen, evet sen Nikon, kötü perimiz sen olacaksın, sen Elizabeth sende onun kargası!"

"Seni erkek, Biip!" Effy bir yandan yatakta doğrulmaya çalışırken diğer yandan eliyle ağzını kapattı.

"Seni b-" diye inledi.

"Acaba oyunu Küçük Denizkızı'na mı biip." Effy dudakları kıvrılmış bir şekilde Eden'a bakıyordu.

"Bunu nasıl hav!" Eden panik halinde etrafa bakındı.

Parmaklarını şıklattıktan sonra Effy eli kolu bağlı bir şekilde yatağı düştü.

"Bunu na- hav!"

"Bıra- hav!"

"Ef- hav!"

"Bu kadar oyun yeter." dedi Eden ürkütücü bir sesle.

Effy'nin yattığı yatak birden demir çubuklarla kaplandı.

Kız çırpındıkça daha çok yara açılıyor, kan kokusu ortama yayılıyordu.

Daha sonra Effy çırpınmayı kesti. Piper kızın yanına ilerledi.

Arkadaşlarına baktı ama hepsi oldukları yerde dikilmekle meşguldü.

"Siz aptal mısınız?!" diye bağırdı.

Effy yanına yaklaşan Piper'ı bileğinden çekip yatağa yatırdı.

Demirler kızın derisine bayıyordu fakat Effy ağırlığını vermediği için çok fazla acıtmıyordu.

Effy'i Piper'ın bileğine tırnaklarını geçirdikten sonra akan kanı yaladı.

Yara almayı umursamadan yataktan kalktı. Eden gülerek Effy'e bakıyordu.

"Biraz kan mideni mi bulandırdı Efstethia?" Kız cevap verme gereği duymadan elini Eden'ın boynuna geçirip parmakları ile omuriliğini sardı.

"Ben ölümsüzüm hatırlatırım tatlım."

"Bu daha kötü değil mi, sonsuza dek Tartaurus'ta kızarırsın ve tanrıların hiçbirinin bundan haberi olmaz."

İnsanın içini karartan bir şekilde kıkırdadı Effy.

"Hoş, haberleri olsa bile kurtarırlar mı tartışılır."

"B-burası benim cennetim, bana bir şey yapamazsın!" Eden'ın cümlesi bir tehtiten çok soru gibi çıkmıştı.

"Tartarus'ta benim cehennemim Ed." daha sonra Effy beş parmağını Eden'ın kafatasını çatlatacak kadar sert bir şekilde sıktı.

Tanrının altın rengi ruhu kızın parmaklarında dolaşmasının ardından kızın cebinde duran taşa ilerledi.

Etrafta cesetlerin bulunduğu gerçek dünya yavaş yavaş etraflarında belirdi.

Piper ve Effy dışında herkes sarhoşmuş gibi kendine gelmeye çalışıyordu.

"Piper?" diye sordu effy oldukça masum bir şekilde. Kızın arkası diğerlerine dönüktü.

"Efendim?" diye sordu kız şaşkın bir tonda.

"Saklanbaç oynamaya ne dersin?" Effy yüzünü diğerlerine döndüğünde Piper'ın ilk farkettiği şey kızın simsiyah gözler oldu.

666kelimeYEY!

Uyuyan Güzel #NicodiAngeloFanFicWhere stories live. Discover now