Light in The Dark |MYG|+18

~9~

"Ve bunu şimdiye kadar yapan ikinci kişisin. Bu şey birinin çoklu güçler üzerinde kontrol gücünün iyi olacağına işaretdir. Ve İki koku arasında kalarak onları karıştırmayı düşünen ve yapan ilk kişiyse Yoongiydi"

Çoklu güç mü? Benim daha güçlerim bile yoktu ve nasıl bunu yapan ikinci kişi olabilirdim?

Yoongiye döndüğümde ifadesiz bir suratla karşılaşmıştım. Sanki ilk önceki şaşkın ifade kaybolmuştu ve kafasında bir şeyleri netleştiretek bu durumu artık garipsememişti.

"O zaman gözlerini kapat Sierra"

Bay Cliftonun söylediği şeyle sıkıca gözlerimi kapamıştım.

Biranda yüzüme çarpan güçlü rüzgarla karışık az önce seçtiğim kokuları hissetmiştim. Gerçekten çok güzel kokuyordu.

"Gözlerini açabilirsin. Tören bitmiştir"

Bay Cliftonun elini havaya kaldırmasıyla biramda etrafımız boyı nerdeyse bizim yarımız kadar siyah kiyafetler giymiş vücutlarına göre kafaları oldukça büyük olan insanlarla sarılmıştı.

Ben hayretle etrafıma bakarken onlar çoktan önümüzdeki masayı ve diğer şeyleri hızla taşımaya başlamıştı ve bir kaç saniyede burdaki şeylerle birlikte gözden kaybolmuşlardı.

Bense hala gördüğüm şeyin gerçek olup olmadığını sorgulayarak aptal aptal etrafa bakıp duruyordum

"Vee hepiniz Sierrayı tebrik edebilirsiniz. Aslında bu günki seçimiyle bir nevi sizden olduğunu normal biri olmadığını ispatlamış oldu bence"

Bay Clifton çok sıcak bir gülümseme eşliğinde konuşmuştu. Davranışları bir aile babası gibiydi. Sanki biz onun çocukları, o da bizim babamızmış gibi.

Ona bakıp gülümsememek elde değildi.

Herkes geri dönmek için yavaş yavaş harekete geçmişti.

Tam o sırada neşeli bir şekilde biri ismimi seslenerek hemen yanımda belirmişti. Tabii ki bu Blake'den başkası değildi.

"Sierra çok güzel görünüyorsun"

"Şeyy teşekkür ederim"
Aniden söylediği için utanmıştım.

Diğer yanımda Dali vardı diğerleri bizden biraz önden ilerliyordu.

"Elbise de çok güzel değil mi Blake?"

"Evet harika. Kim seçmişse çok zevkli"

Dali kahkaha atarak Blake'in yanına geçmişti." Hiç yaranmaya çalışma Blake. Bu sefer elbiseyi ben seçmedim"

Blake şaşkınca bir bana bir de yanımda hunharca kahkaha atan Daliye bakıyordu.

"E kim aldı o zaman bu elbiseyi?"

"Sanane şapşal şey hem ne isteyecektin kii yine beni övmeye başlamıştın bakayım"

"Tch tch hiç yakıştıramadım. Ben öyle birimiyim"

"Bilmem Blake öyle misin?"

"Yah buraya gel"

Yanımdakü ikili küçük çocuklar gibi bir birini kovalamaya başladığında sadece gülümseyerek ikisini izliyordum.
Ahhh ikiside tam bir şapşal...

Yalnız yürüdüğümü fark etmiştim ama sorun değildi orman o kadar güzeldiki sadece etrafı inceliyordum.

Bir süre sonra hemen önümdeki ikilinin Brenda ve Yoonginin konuşmalarına kulak misafiri olmuştum.

"Bence tamamen tesadüf Yoongi. Nasıl olur ki. Sadece senin töreninde bu olay olmuştu ve şimdi o. Bence iki koku seçmesi tamamen tesadüf. Seninle bir ilgisi yok"