22

4.2K 539 107
                                    



"Tamam o zaman," Menajer prova saatlerinin çizelgesini bana uzatarak kafasıyla özür diledi ve sabahtan beri beşinci kez çalan telefonunu açtı. Telefonu omuzuyla kulağının arasına koyarak tekrardan bana döndüğünde karşı tarafı dinliyordu. Elindeki kalemi bana uzatıp imzalamam gereken sayfaları gösterdi.

Kalemi onun elinden alıp işaret edilmiş yerleri imzaladığımda ise gülümseyerek telefonu eline aldı ve birkaç adım benden uzaklaşarak telefonuyla konuşmaya başladı.

Tamam, yaptığım şeye gelecek olursak; Bts'in koreografi hocalığını yapacaktım. Sadece yeni MV çıkana kadar. Bu kararı almam ani olmamıştı, uzun süredir teklif alıyordum ve şirketle gizlilik sözleşmesi imzalamıştık. Hayranların dans hocalarının kadın olduğu öğrendiğinde idollerin üzerine atlamaması için bunu şirket içinde gizli tutacaktık ve bu yüzden üyelere bugün açıklanacaktı.

Aslında bu işi paraya ihtiyacım olduğu için kabul etmiştim; evet kesinlikle bu yüzdendi. Başka sebeplerimde vardı. Bir, Fransada dans eğitimi almıştım, bu yüzden kendimi geliştirmek için harika bir fırsattı. İki, şirket teklifler konusunda işini biliyordu ve üç, Jungkook'un da dediği gibi üyeler eski hocalarından çok çekmişti ve ben onların çürüyüp gitmesine izin veremezdim.

Bu kadardı. Fazlası değil.

"Park Chae Young," Menajerle birlikte prova odasına doğru ilerliyorduk. Kapıyı açarak önce benim geçmemi sağladığında ona kibarca gülümsedim ve prova odasına böylelikle girmiş olduk.

"Hey çocuklar nasılsınız?" Menajer çocukların dikkatini buraya toplanmasını sağlayarak gülümsedi. Yoongi ve Jhope telefonda bir şeye bakıp onun hakkında konuşuyordu, RM elindeki küçük kitabı okuyordu. Jimin, Jin ve Taehyung ise duvarı kaplayan büyük aynaların karşısında dans pratiği yapıyorlardı.

Jungkook şahsı neredeydi ki?

"Merhaba," diyerek etrafıma toplanan üyelere saygılı bir şekilde eğilip selam verdim. "Ben bundan sonraki geçici dans hocanız olacağım. Lütfen iyi anlaşalım."

Üyelerle ve menajerle birlikte tanışma faslını geçip, MV ve koreografi hakkında konuşmaya başladık. Gelecek MV'lerinin ismi "Boy With Luv" idi ve koreografinin fazla zor ve yapılması imkansız olduğundan yeniden düzenlemeye karar verdik. Şarkının ritmini bana dinlettiler ve aklıma gelen basit ve göz alıcı haraketleri kafamda listeledim. Kısa sürede hızlı ama mükemmel bir koreografi ortaya çıkarmalıydık.

İşler ters gittiği için herkes biraz mutsuzdu.

"Ben bugün üzerinde çalışıp yarın bir video çekeceğim."

"İstersen sana yardım edebiliriz." Namjoon ciddiyetle samimiyeti birbirine karıştırarak konuştuğunda ona kibarca gülümsedim.

"Teşekkür ederim zaten oldukça meşgulsünüz. Ben bunun istesinden geleceğim."

"Çekeceğim videodaki koreografinin beğenmediğiniz yerlerini sizin tarzınıza göre değiştirebiliriz. Hem böylelikle daha samimi olur."

"Güzel fikir." diye el çırptı Jhope.

"Diğer dans hocası koreografini elimize tutuşturup üç saat içinde ezberleyin diyordu. Gıcık. Hatırladıkça sinirlerim bozuluyor." Aynanın karşısında dans provası yaparak konuşan Taehyung yüzünden herkes eskiyi hatırlamış gibi bir anlık gerildi.

Sonra tam arkamdaki kapının açılma sesi duyuldu.

"Ya, hyeong kapının önünde sasaengler varmış. Hava almaya dışarıya çıkayım dedim kafama atılan sütyenle hava bana girdi. Cidden.. hâlâ şaşkınım."

Bu sesin sahibi Jungkook'tu. Ağzı dolu bir şekilde konuşması fazla komikti ve ben yemek yiyorum diye bas bas bağırıyordu.

"Yeni dans hocamızla tanış Kook," dedi Jimin gülümseyerek. "Kendisi adeta kibarlık abidesi ve sürekli gülümsüyor."

"Yeni dans hocası?"

"Evet. Chae Yeong." Suga ifadesiz bir şekilde mırıldanarak bana göz kırptı. Karşılığında kibarca gülümsedim ve arkamı döndüm.

Dönmez olaydım.

Jungkook'la karşılaşır karşılaşmaz su içen Jungkook'un gözleri iri iri açıldı ve ağzının içindeki suyu yüzüme adeta şempanze edasıyla püskürttü. Ciddi ciddi yüzüme ağzındaki suyu boca etti.

"Chae Yeong mu?"

Gözlerimi sıkıca kapatıp yüzümdeki suyu elimin tersiyle sildiğimde oda tamamen sessizdi. Sonunda gözlerimi açıp hâlâ şaşkın şaşkın bana bakan Jungkook'a öfke dolu bakışlarla baktım.

"Ben üzgünüm." diye mırıldandı. "Çok üzgünüm."

"Sorun değil." diye gülümsemeye çalıştım fakat sadece Jungkook'un görebileceği bir şekilde sessiz harflerle fısıldadım.

"Sen öldün."

prayer's rotten shelter, [rosekook]حيث تعيش القصص. اكتشف الآن