11

5.4K 578 44
                                    


jeongguk: ne yapıyorsun?

roseanne: Sokaktaki bankın orada oturuyorum

jeongguk: dışarıda yağmur yağıyor

roseanne: Olabilir

jeongguk: hastalanacaksın

roseanne: Hastalanmayı seviyorum

roseanne: Hastalandığımda sağlığımdan başka hiçbir şeyi düşünemiyorum

roseanne: Hastalanmağın bir sürü avantajı var

jeongguk: yanına gelmeyi isterdim

roseanne: Yanıma gelemezsin sen bir ünlüsün

roseanne: Seni benim yanımda gördükleri an ilk seni parçalarlar sonra da beni

roseanne: Ölmek istemiyorum

jeongguk: ünlü olmanın dezavantajları işte

jeongguk: alışkınım

roseanne: İnsan ne tuhaf varlık değil mi?

roseanne: Bu son darbeydi ötesi yok, dayanamam, kaldıramam dediği halde daha beteri gelir başına ve o kafasını önüne eğerek sırtındaki yükü taşımaya başlar

roseanne: Sessizce

jeongguk: neden bu saatte sokaktaki bankın orada oturduğunu sorabilir miyim?

roseanne: Hissetmek için

jeongguk: neyi?

roseanne: Yağmuru, kaçan insanların adım seslerini, rüzgarı, karanlığı, araba kornalarını ve bir sürü şeyi daha

roseanne: Bütün bunları hep televizyonda gördüğüm kadarıyla bilmek istemiyorum

roseanne: Çıplak gözle görmek ve hissetmek istiyorum

jeongguk: ama 21. yüzyılda bu isteklerin çok tuhaf karşılanıyor Roseanne

jeongguk: bu saatte sokaktaki bankın orada oturduğunu gören insanlar yağmuru hissetmek için bunu yaptığını asla düşünmeyecek, seni yargılayacak

jeongguk: aynı benim hep hüzünlü şarkılar söylediğin için seni yargıladığım gibi

jeongguk: bu sistem böyle, onu değiştiremiyoruz. sadece her gün en azı bir ruhu kaybetmekle kalıyoruz.

roseanne: Ben böyle yaşamak istemiyorum.

roseanne: Ben geceleri ayı, yıldızları izlemek istiyorum

roseanne: Ben yağmurun altında ıslanmak, denize dokunmak, parkta oturup yargılanmadan ağaçları incelemek istiyorum

roseanne: Fakat yağmurun altında sırılsıklam olursam yarına hastalanma derdi ve soğuk aldığım için sesimin kısık çıkma korkusu yüzünden bunları yapamıyorum

roseanne: Kışın ortasında bırak denize dokunmayı, yanından bile geçemezdim

roseanne: Ve parkta tek başıma oturup dik dik ağaçları incelersem, insanların beni inceleyen uzaylı görmüş bakışları bütün dikkatimi dağıtır

roseanne: Oysa isteklerim sıradan bir insanınki gibi oldukça sıradandı

jeongguk: 21. yüzyılda sıradan şeyleri yaptığımız için tuhaf damgası yiyoruz, bu dünyanın sonu nasıl olacak diye merak etmekten duramıyorum artık

jeongguk: ileride birisine gidip tuvaletin nerede olduğunu sorsak, ya da annemizden gidip yemek istesek kurşuna dizileceğimizi düşünüyorum

roseanne: Ve sanırım ben bu sistemin içinde bile olsa yaşamak istiyorum.

roseanne: Ama onu bile kendim için yapamıyorum.

prayer's rotten shelter, [rosekook]Où les histoires vivent. Découvrez maintenant