31

2K 175 50
                                    

Baekhyun derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı tıklatıp içeri girdi.

Elinde ki dosyanın naylon yüzeyi, terden avuç içine yapışmıştı.

"Gelebilir miyim?" İçeri doğru seslendiğinde Chanyeol nihayet önünde duran bilgisayardan başını kaldırıp ona bakabilmişti.

"Baekhyun. Gel lütfen" diye seslendi heyecanlı bir tonda. Aynı zamanda ayağı kalkıp Baekhyun'u tam odanın ortasında karşılamıştı.

Baekhyun anlamaz gözlerle ona bakarken, Chanyeol uzanıp onu yanaklarından öptü. "İlk iş günün güzel geçiyordur umarım."

"İşe her yeni başlayan çalışanınıza aynı muameleyi mi gösteriyorsunuz Bay Park?" Baekhyun tek kaşını kaldırıp sorduğunda Chanyeol'un yüzü aniden hayal kırıklığına bürünmüş, küçüğün omuzlarında duran elleri yanına düşmüştü. 

"Benden gerçekten nefret ediyorsun" gözleri koyu bir karanlıkta bakarken Baekhyun elinde duran dosyayı sıkarak ondan güç almaya çalıştı. Yüzünde yapmacık bir gülümseme vardı.

"Yanlışınız var. Size her hangi bir duygu beslemiyorum Bay Park."

"Senden nefret bile etmiyorum diyorsun yani?" Chanyeol Baekhyun'dan uzaklaşmak için bir adım geri gittiğinde Baekhyun'un onun gözlerinde gördüğü doluluğa şaşırmıştı. Pişmanlığına inanmak zordu fakat Chanyeol her seferinde Baekhyun'u yanıtlıyordu.

Bakışlarının altında ki pişmanlığı Baekhyun'u eziyordu. Onu hemen şurada affetmek için yanıp tutuşuyordu fakat yılların acısı, akıttığı iki damla göz yaşı ile silinip gider miydi ki?

"O zaman" dedi Chanyeol. Boğazında ki yumruyu geri itmek oldukça zor olmuştu. Baekhyun'a doğru tekrar bir adım atıp aralarında ki mesafeyi kapattı. Sağ elini Baekhyun'un sol göğsünün üzerine koyduğunda Baekhyun bir an gerçekten onun samimiyetine inanmıştı. "O zaman neden kalbin böyle atıyor Baekhyun? Kulaklarıma yayılan bu müziğin tınısı senin kalp atışlarına ait değil mi?"

"Bir yanlışınız var" diye mırıldandı Baekhyun. Bir adım geri kaçmak için hamle yaptığında Chanyeol, küçüğün elini tutup kendi kalbinin üstüne koydu. "Yanlışım olamaz, mümkün değil Baekhyun. Aynı tını bende de var çünkü. Gerçekten hissetmiyor musun?"

Sorusuna karşılık Baekhyun, kalan son gücü ile başını sağa sola salladı.

"O zaman hissettireyim."

Chanyeol eski günlerde ki gibi aniden uzanıp Baekhyun'u öptüğünde küçüğün ona karşılık vermekten başka çaresi yoktu. Dudakları birbirini kavrayıp nefesleri birbirine karıştığında ikisininde gözleri aynı anda kapanmıştı. Chanyeol'ün büyük elleri Baekhyun'un belini kavrayıp onu biraz daha kendine yaklaştırdı. Dudakları artık daha hırçındı. Birbirlerinin üzerinde ki hakimiyet ise her saniye biraz daha artıyordu.

Chanyeol'un dudaklarından Baekhyun'un dudaklarında hırıltılı bir inleme düştüğünde Baekhyun yaptığı yanlışın farkına varıp başını geriye attı. Neyse ki Chanyeol'un elleri belindeydi. Yoksa geriye doğru sendeleyip düşmemesi içten bile değildi.

Dudakları sesli bir şapırtı ile birbirinden ayrılmıştı.  Chanyeol'un dudaklarında ki haz, memnuniyet dolu bir tebessüme dönüştü o an. "Hem sen alışkınsındır benim ani öpüşlerime."

▪▪

Naber bebeklerimm? ♥♥♥

LOLLİPOP(ChanBaek) TextingWhere stories live. Discover now