"Şey ehe... yalnış numara "

Start from the beginning
                                    

Asansöre binip bavulumun üzerine oturdum. 'Ding' sesini duyunca ayağa kalkıp bavulumla sürünme işlemime başladım. Odanın önüne gelerek bavulu bıraktım.

Bu sefer gözlerimi kapatma saçmalığına girmeden odaya daldım.

Hasss....

Hasss....

Bunlarrrr ???

Oha sevgililer .Ve sanırım şu an öpüşmelerini kesip sana bakacaklar. Veee.... işte şimdi sıçtın. Bakıyorlar konuşsana.

Yanaklarıma yayılan ısı dalgasıyla "Şey ehe... yalnış numara " diyip hızla odadan çıktım

Yalnış numara mı ? Telefon mu kapatıyon napıyon.

Yok içses yok ben hayatta bu odada kalamam. Mecburen ayaklı egonun ego gösterilirine katlanıcaz. Hem burda kalırsam psikolojim bozulur iyi aile çocuğuyum ben .

Hı hı bende 007 James Bond . Bond James Bond.

Yangından mal kaçırırcasına asansöre bindim. Tekrar lobiye inerek hoca olmadığına emin olduktan sonra resepsiyondaki kadına doğru ilerledim bavulumu kenara bırakarak sırtımı dikleştirdim.

Boğazımı temizleyerek "Bu nasıl müessese ama aaa !"

" Buyrun küçük hanım ?"

Anan küçük , Yelloz !

Bozuntuya vermeden elimdeki anahtarı kaldırdım "Yalnış anahtar "

Anahtarlarıda kazasız belasız değiştirince tekrar bavulu alarak asansöre bindim. Nihayet kapının önüne gelerek kilidi açtım ve içeri girdim. Emir'in yerdeki kıyafetleriyle bakışırken odada kimse olmadığını farkettim ve hızla pencerenin yanındaki yatağa ilerledim. Bavulumdaki kıyafetleri hızlıca dolaba yerleştirip parfüm , oje vs. aynanın önüne dizdikten sonra test kitaplarımın birkaçtanesini alarak odadan çıktım.

Herkesin test çözdüğü kasvetli korku dolu odaya girip hocaya doğru ilerledim telefonuma sarılıp öperek

"Anne seni seviyor meleğim sakın korkma ben hemen ilerideki masada oturuyor olacağım bak hadi yeni arkadaşlar edin uslu dur tamam mı annesi bak senin için flappy bird de indirdim" diye fısıldayıp telefonu diğer telefonların arasına koydum. Hoca dudaklarını birbirine bastırarak bana bakıyordu.

Ne yani telefonla aşk yaşamak suç mu hı suç mu ?

Nefesimi seslice üfleyip masaya ilerleyerek test kitaplarımı fırlattım. Ve sandalyeye oturdum

###

İçsesss !?

Hı ?

Dokuzun karesi 72'ydi değil mi ?

Hı hı

Omuz silkerek C seçeneğini hunharca karaladım.

İçsess !

Ondokuz artı onbir kaç eder ?

Hı hı

Kafamı kaldırarak kaşlarımı çattım. İçses sen beni dinliyon mu ?

Hıı

İçses tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan ?

Hı hı

Sen gerizekalısın biliyon dimi ?

Hıı

Kafamı umutsuzca iki yana sallayıp matematiğin yedi ceddine söverek çözemediğim sorularla bakışmaya devam ettim.

'4.4.4.4 (x+2) +6x =128  x'in değerini bulunuz ? '

Bu soruda ne ? Aman tanrım dedim  Sorunun altını tekrar tekrar çizerken tek düşündüğüm şey soru benden iksin değerini istiyor ama ya ben ikse değer vermiyorsam ? Kafamda deli sorulaarr .Nefesimi seslice üfledim.

İçsesssss !

.................

.................

Ben yine öksüz

..................

Ben yine soruyu çözemeyip mala bağlarken bir umutla etrafıma bakındım. Oha hepsi inek .. Benimle aynı kitabı olan biri var mı diye bağırmak gelsede içimden tek yaptığım küçük emrahın emrahça bakışlarıyla kapışmaktı.

En sonunda soruyu 'iks yalnız kalmaya mahkum ' diyerekten iksi yalnız bıraktım ve matematik kitabını kapattım.

Kafamı yavaşça kaldırıp Neşe'ye baktım. Kendi kendine birşeyler düşünüp sırıtıyordu ardından test kitabına bakıp somurtuyordu. Gözüm Yiğit'e kaydı etrafına bakıp test kitaplarına odaklanan inekciklerimize küçük kağıt parçası fırlatıyordu.Ben sırıtarak ona bakarken gözleri beni buldu oda sırıtarak göz kırptı.

Hoca mı ? Tıfıl Ayhan . Lan o göbeğinden önünü göremiyor bizi nasıl görsün. Adamın göbeği ayrı bir medeniyet kurmuş bildiğin.

Telefonumu almayalardı iyiydi . Özledim keratayı . Başka bir test kitabını açıp çözememeye başladım. Birkaç dakika sonra kulağımda , boynumda , alnımda hissettiğim küçük kağıt parçalarıyla 'Noluyor lan ?' moduma girdim. Kafamı tekrar kaldırarak kağıtların geldiği yöne döndüm.

Yiğit sırıtarak gözüyle biryeri gösterdi bakışlarım gösterdiği yere kayarken Tıfıl Ayhan'ın masada uyukladığını gördüm. Sırıtarak Yiğit'e döndüm. Başıyla kapıyı gösterdi.Anlamsız bakışlarım kapıya dönerken ona bakıp 'eee' dercesine kafamı salladım. Gözlerini devirip kaş göz işareti yaptı.

Kapı !

Kaçmak !

Siz !

Allah ın gerizekalısı neden beni testlerimle yalnız bıraktın ki beni beni Cemre'ni.

Mecburdum gülüm.

İçsese içimden gözlerimi devirdikten sonra Kafamı olumlu anlamda salladım ve Neşe'ye döndüm o da bizi izliyordu. Sırıtarak kafasını salladı. Yiğit diğerlerine haber verirken Neşe yavaşça kalktı ve eğilerek bana doğru yürümeye başladı. Ajan gibi etrafını süzerken bana dönerek "Göreve hazır mısın ajan Cim " diye fısıldadı

Kaşlarımı çatarak ona baktım Cim ne lan. Gözlerini devirip "Cemre'nin kısaltması Cem ama Cem olmaz o yüzden Cim. Havalı isim oldu hu hu "

Gözlerimi devirme sırası bendeydi. Yiğit önderliģinde diğerleri de eğilerek sessizce bize doģru geldiler. "Hadi "

Bende masadan kalkarak eğildim ve sessiz adımlarla kapıya ilerledik. Kapıdan çıkınca doğrularak kıkırdadım.

"Hayırdır çocuklar ?"

EVUZUBİLLAHİMİNŞEYTANİRRACİM.

Tıfıl Ayhan ?

Hepimizin öldürücü bakışları Yiğit'e çevrilirken Yiğit duvarı inceliyordu.

Çocuk haklı bu lüks otelde desenini inceleyecek bir halı bile yok.

Emir Yiğit'in omuzunu sıkarken 'evde görüşecez terlik yağmuruna tutacam seni' adlı anne versiyon bakışını atıyordu.

"Şey..."

"Hocam..."

"Biz.."

Herkesten anlamsız kelimeler çıkarken derin bir nefes alıp aklıma gelen ilk düşünceyi söyledim

"Hocam biz tuvalete gidecektik "

Ohaa yani O-H-A 

Bizimkiler bana uzaylıymışım gibi bakarken tek düşündüğüm şey-

Sen düşünme amk.

Bir Cemre VakasıWhere stories live. Discover now