-Gerçek hayat kitaplara benzemez.
Annesi masallar okurdu bir zamanlar. Prenslerin prensesleri, bazen de prenseslerin prensleri kurtardığı, gerçek aşkın her zorluğu yendiği masallar. Günün sonunda başlarından ne geçerse geçsin herkesin mutlu olduğu...
Sakura kendi peri annesinin çirkin alnını ortadan kaldırıp kendisini sevimli yaptığını hayal etmişti. Camdan ayakkabılarıyla dans edercesine yürüyüp prensine kavuştuğunu.
Annesi gülümseyerek gerçek hayatın masallara benzemediğini söylemişti.
Ve yıllar sonra Sakura onun haklı olduğunu biliyordu.
Prens yarım saatliğine dans ettiği bir kızda sırılsıklam aşık olacak ne bulmuştu? Külkedisi prense mi aşık olmuştu yoksa o cehennem hayatından kaçıp bir sarayda yaşama düşüncesine mi?
Camdan ayakkabılarla dans ettiğinde ayaklarına batan kırıklara rağmen gülümsemek zorunda kalmak bir trajedi değil miydi?
Sakura bir zamanlar külkedisi gibi sıradan hayatından bir gün bir prensin onu kurtaracağını ummuştu. Köklü bir ailesi olmayan, aman aman güzelliğe sahip olmayan bir kızın parlak bir şövalyenin aşkına sahip olacağını. Sasuke-kun'un kendisini seveceğini.
Uchiha Sasuke, Sakura kalbini ayaklarının altına serdiği ve kalması ya da kendisini de götürmesi için yalvardığı gün onu bir bankta bıraktığında anlamıştı Sakura.
Külkedileri ne kadar tatlı, sevecen ve iyi kalpli olurlarsa olsunlar.
Prensler her zaman ejderhayla savaşmak için onları geride bırakırlardı.
Eğer prensini kaybetmek istemiyorsa, prenses değil bir savaşçı olması gerekiyordu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.