chapter, 2

1.6K 128 30
                                    

Dinlenmesi gereken şarkı; "i fell in love with you one night in september."

09;41 cumartesi;
⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Çok uzun bir aranın ardından Hayama da geçirdiğim ilk cumartesi sabahı çok sessizdi.

İnsanların ne kadar uzak geçmişte kalmış olsa da hâlâ bir parçası canlı kalmayı başarabilmiş olan anılarına karşı neden bu kadar saplantılı davrandıklarını bir türlü anlayamıyorum.

Bazen insanlar bir çiçeğin solduğunu ve o çiçeğin bir daha asla açmayacak/açamayacak olduğunu kabullenemezler; benim için bu hastalıklı bir saplantıdır, hatta, sevgili annem de bu saplantının en büyük örneklerinden bir tanesidir;

Bir zamanlar gerçekten enfes kokan (-o güzel koku öğlenleri küçük ama ihtişamlı minkamızı sarıp sarmalardı, Jeon Jeon-gguk ne zaman bize gelse her seferinde bu sıcak kokunun kendi tenini okşadığını dile getirirdi.) lâkin çok sulanmaktan kısa sürede can veren şeker pembesi lilyumlarının toprağını uzak gelecekte az ıslatmadı. Ancak çok sulayıp tekrardan öldürebileceği yeni çiçeklere çok kolay bir şekilde sâhip olabileceğinin farkına vardığı zaman resmi olarak mezar bekçiliğini bırakıp adım adım seri katilliğe erindi. Sonuçta her parlak fark edilişin yanında bir de isteksiz insanlar ve saçma mânâlar vardı.

Tabii bir de şöyle bir şey var; Hayama da fazlaca bulabileceğiniz yalnızca iki şey var. Bunlardan bir tanesi "balık," ötekisi ise "bitki."

İnsan çok sevmekten çiçek öldürmesin de n'apsın?

Hem, sanırım mezar bekçiliği insanı kendisine bağımlı hâle de getiriyor, daha önce hiç genç bir mezar bekçisi görmedim. Sanırım orta yaşlı ve çok yaşlı insanlar kendilerini mezarlara âit hissediyor çünkü nemli toprağın kokusunu seviyorlar.

Küçükken tapınağın arkasındaki mezarlıkta oynamayı epey severdim. Ama benim için toprağın altında ölüler yoktu, o zamanlar ben yalnızca hayâl ettiğim/ettiklerim kadar vardım. Hatta o zamanlar (-daha çok küçük bir çocukken dünyanın sandığımdan daha da büyük bir yer olduğuna inanırdım,) olduğum konumdan hiç memnun değildim ve olduğum yere hiç âit hissetmiyordum; ama bir mezar bekçisi olmak da hiçbir zaman aklımın ucundan dâhi geçmedi. Sanırım bunun için biraz daha yaşlanmam gerekecek.

Ölü lilyumların anılarının ucunun neresi canlı?

Yedi yıldır görmüyor olduğum Bay Osaka'nın çirkin lokantasının bahçesine ekili olan beyaz papatyalardan.

Bay Osaka'nın evi soğuk savaş döneminde silahları saklamak için kullanılmış olan iki katlı, gri, ufak tefek ve oldukça az pencerelere sâhip olan silik bir binaydı. İşin tûhaf kısmı ise, mimari açıdan tamamen bir felâket olan bu binanın sanki zamanın başından beri burada, tam olarak Hayama ormanının girişinde duruyormuş gibi gözükmesiydi. Binanın pütürlü, gri yüzeyini sarmalamış sarmaşıklar ile sanki orman bu çirkin binayı benimsemişti. Gri bina ormanı, orman savaşı koruyordu.

Bay Osaka evinin alt kısmını beş yıldızlı bir lokanta olarak kullanıyordu. Servis ettiği üç şey tek vardı; balık, pekmezli patates püresi ve kabak tatlısı.

Ben bu üç öğünün hepsinden nefret ediyorken Jeon Jeon-gguk; balığı, pekmezli patates püresini ve kabak tatlısını çok severdi.

Bu gün öğlene doğru Bay Osaka'nın lokantasına gittim, bana yedi yıl boyunca n'için hiç Jeon Jeon-gguk hakkında bir şeyler yazmadığımı sordu.

Ona yanıt vermediğim zaman hayâl kırıklığına uğramış gibi gözükmüyordu, sadece o da benim küçüklüğüme saplanıp kalmış olmalı. Onun için anılarının canlı kalan ucu benim.

Jeon Jeon-gguk ile hâlâ bir elmanın iki yarısı olduğumuza inanıyor, bu yüzden yedi yıl boyunca hep belki onun hakkında bir şeyler yazarım diye ummuş.

Her şey bir yana, Bay Osaka yedi yılın ardından beni görür görmez hemencik tanıyıverdi. Ben ise onun yüzüne baktığım zaman zamanın ne kadar da acımasız olduğunu fark ediyorum.

Bay Osaka yaşlanmış.

Hayama'yı terk etme kararı aldığım zamanlar "şu an"a değin bir şeylerin değişeceğini bilseydim, asla burayı terk etmezdim ve Bay Osaka da asla yaşlanmazdı.

'bölüm sonu

"Bir gün bir başkası için değerli olmak istiyorum." dedi ağlayarak kızıl saçlı çocuk.

" dedi ağlayarak kızıl saçlı çocuk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
submarine, taekook.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin