❁ Tartışma

4.8K 240 34
                                    

Çayları içtikten sonra Cihad "Artık ben eve gideyim Erkan kardeş. Pazar günü görüşürüz yine istersen" diyerek selam ederek vedalaştılar.

Sokağa çıktı. Cebinde bir tane sıgarası vardı, arabasına binmeden önce yakıp içtmeye başladı.. Biraz daha yürüdüğünde, Hamburg Camii'nin hocası diğer sokakta geçtiğini gördü. O ise Cihadın sıgara içtiğini görüp yanına yaklaştı "Selamunaleykum.. Hayırdır nezamandır sıgara kullanıyorsun?" diye sorduğunda Cihad utanarak onu söndürüp çöpe attı.. Başı yere eğik ona cevap vermeyince, hoca "Birdaha içme inşaAllah. Mekruh olabilir ama ard arda kullanırsan Haram olur. Dikkatlı ol" diye konuşmasına devam etti.. Kafasınla tamam işareti yaptığında hoca yanından ayrıldı.. Ardından arabasına binip eve doğru gitti.. Eve vardı, ve babası merak içerisinde neden geç kaldığını sordu. Dışarda top oyadığını söyleyince içi rahatladı.. Çünkü Cihadın kaza olayından sonra evdekiler durumunu gittikçe daha çok merak etmeye başladılar..

Banyoya girdi ve Annesi kapıdan "Oğlum, elbiselerini çamaşıra atıyorum" dedikten sonra odasına girip kirli çamaşırları toparlamaya başladı. Pantolonlarının ceplerini boşaltmak üzere iken, eline bir mektup geldi.. Onu ilk önce masasına koydu ve devam toparladı. Odadan ayrılmak istediğinde bir kaç saniye masasına baktı.. Oraya yaklaşıp tekrar eline aldı, açtı ve okudu.. O ara Cihad odaya girdi "Anne.." mektubu okuduğunu gördü.. Sırıtarak elinden aldı ve "Odamdan çıkabilirsin Anne, giyinmem lazım" dedi ve kapıyı arkasından kapattı..

Yirmi dakika sonra Çamaşırhaneden geri döndüğünde Cihad pijamasını giymiş uzanıp televizyon izliyordu.. Aslında bulaşıkları da yıkaması lazımdı, ama yinede hemen Cihadın yanına oturdu. Ardından "Oğlum.. Bir derdin varsa bana anlatabilirsin" dedikten sonra Cihad kalkıp oturdu, Annesine şaşkın şaşkın bakmaya başladı.. Yüzü kıpkırmızı oldu, yere baktıktan sonra "Yok bişeyim Anne" diye cevap verdi.. Annesi sevinçten Cihad'a sarıldı. Aşık olduğunu fark etti.. Mektubu o yazdığını da biliyordu, yazısından dolayı fark etti.. Babasına bir şey söylemeyeceyini söz verdikten sonra Cihad'ı yumuşattı..

"Anne ben..ben .. Bir kızdan hoşlanıyorum.." diyince Annesi çok sevindi..

"Tesettürlü, iffetli biri.. Biz birbirimizi bir kaç kere gördük, kaç kere de konuşmuştuk. Ama onun bende ne telefon numarası ne de başka bir şeyi var.. Yaptığım sadece, mektup yazmak idi.."

Annesi mektubun neden biraz kirli ve buruşuk olduğunu sorunca

Cihad "Babası mektubu onun elinden alıp bana verdi Anne..." dedikten sonra göz yaşları aktı.. Annesinin kalbi paramparça oldu, ağladığını görünce herzaman ondan daha fazla üzülür.. Ana yüreği işte.. Cihad annesine sarılarak "Ne yapim anne, üstelik kızını başka birine vermek istiyor.."

Sevdiği kızı annesine anlatan erkek seviyordur..

O ara anahtar sesi gelir, Babası eve geldiğini duyar.. Göz yaşlarını sildikten sonra odasına gitmek ister, Babası onu durdurup "Oğlum, neyin var?" diye sorduğunda Cihad bir şey demeden odasına girer.. Hanımına kötü bir durum mu var diye sorduğunda "Yok bir şey Bey" diye cevap verdi.. Ortalık sakinleşti..

[...]

Sabah Namazı.. Cihad uyanıp abdestini almaya kalktı. Ardından Erkanı aradı ve o telefonu açtığında "Uyandınmı la, hadi kalk Sabah namazına. İki rekat farz, iki rekat sünnet sana fazla gelmez"

Başardı.. Erkanı uyandırıp Namaz kıldırmaya başardı. Çok sevindi.. Onun davranışı onu çok mutlu etti..

Her neyse ki, bir kaç saat uykudan sonra Cihad dışarıya çıkmak için hazırlanmaya başladı.. Annesi odasından sesler duyunca kapıyı tıkladı "Oğlum neden erken uyandın?" ve o kapıyı açmadan "Arkadaş ile buluşacam Anne" diye cevabını verdi.. Acele içerisinde ayakkabısını giydi, kahvaltı etmeden evden ayrıldı.. Erkan ile görüşmek için buluşma noktasına gitti.. Bugün Cihad sürprizini yapmak istediğini söyleyince Erkan arkadaşı çok sevindi.. İlerde büyük bir dükkana girdiler, orada sürprizi hazırlamak için malzemeleri alacaklar.. Bir kaç saat geçtikten sonra siparişleri ettiler, herşey yarına için ayarladılar.. Kamyoneti de ayarladılar.. Aldığı şeyler çok pahalı idi, ama Ravza için değer dedikten sonra dükkandan ayrıldılar.. Ardından arabaya binip Lübeck'e doğru gitmeye karar verdiler.. Cihad orda ki Fatih Camii'ye 8'000 Euro miktarında bağışta bulundu. Kaç senedir içeri dökük ve pencereler kışın günleri tutmaz idi.. Halılar da yenilenmesi lazım.. İsim yazmadan parayı Camii posta kutusuna attı.. Ardından Erkan döner yemek istediğini söyleyince beraber take away dükkana girip birer döner ısmarladılar.. Erkan birden Cihad'ın koluna dokunarak "Cihad baksana orda kim oturuyor" diyip arka masaya çaltırmadan işaret etti.. Cihad iyice o masaya baktığında Serhatın orda biriyle oturduğunu gördü.. Ne tesadüf..

"Erkan gel onların yanına gidelim"

Birden şaşkın bakışlarıyla "Ney? Delimisin Cihad! Yanlarına gitmem ben.."

Cihadın ayağa kalktığını fark edince, Erkan da kalkıp peşinden gitti.. Sessizce arkasından "Cihad gel buraya" ama dinlemedi..

"Selamunaleykum geçler. Ben Cihad" diyince Serhat ayağa kalkarak "Aleykumselam" diye cevabını verdi.. Yanlarına oturma sakıncası varmı diye sorunca "Estağfirullah beyler, gelin oturun" diyince Cihad ve Erkan masalarına oturdu.. Erkan ise, kalk gidelim işareti yapmakta iken ortalık birden sessizleşti..

"Sen buralı değilsin, hayırdır Lübeck de ne işin var?" diyerek konuyu ilk Serhat açtı..

Fatih Camii'de işeri var olduğunu anlatınca, ortam yine sessiz oldu.. "İyi güzel" cevabını verdi.

Dönerler bitince Serhat eline sıgara paketi aldı ve onlara uzattı "İçiyormusunuz beyler?" Cihad hayır işareti yapmakta iken, Erkan bir tane alıp yaktı.. Serhat, yanındaki arkadaşı ve Erkan sıgara içiyordu.. Bir kaç dakika sonra "Durumun nasıl Cihad? Hastaneden sağlam çıkabildin mi?" diye yeni bir konu açtı.. Cihad ondan teşekkür etti kan bağış için.. Ardından konu Samed amca olunca, konu gittikçe büyümeye başladı..

"Sen Samed amcayı nerden tanıyorsun demiştin..?"

Erkanın hisleri birazdan kavga çıkacak diyordu, ve tekrardan kalk gidelim işareti yapmakta idi.. Ama Cihad inadına Serhat ile konuşmak istedi.. Onun kim olduğunu bilmek ve nasıl biri olduğunu çözmek istedi.

Ve Erkanın tahmin ettiği gibi.. Tartışma çıktı..

"Dedem vefat etmeseydi, Ravzayi Allah izni ile almış olurduk. Sen ortalığa çıktığın sürece bana engel oluyorsun Cihad...!"

Erkan ayağa kalktı, Cihadın kolundan tuttu...

"Kaderi sadece Allah yazar.. Olmuyorsa olmuyor, vardır Allah'ın bir bildiği.." dedi ve sandalyeyi kenara iterek "Beni sinir etme... O beni seviyor. Bende onu seviyorum ulan..." diyince Serhat sinirlenip ayağa kalktı, Cihadın üzerine gitti..

"Sen ne diyorsun kardeşim!!" Erkan aralarına girdi, yapmayın, tartışmayın diye bağırdığında dönerci onların yanlarına geldi.. Ortalık karıştı.. Dönerci Cihad ve Erkanı dışarıya gönderdiğinde, Serhat arkadan bağırdı "Biz yine görüşcez, merak etme sen!"

Cihad gülmeye başladı "Görüşcez" diyerek arabasına bindiler.. Erkan sinirlenmeye başladı, beni niye dinlemedin diye konuşup duruyordu..

"Ben onun yüzüne Ravzayı seviyorum demek istedim sadece"

[...]

_______________________________

Sürpriz hem büyük, hem de çok pahalı. Ne olabilir acaba? Ve Serhata karşı yaptığı davranış doğrumuydu? Yorumunuzu bekliyorum ..

☆ Hikayeyi devam okumak istiyorsanız, voting etmeye unutmayalım inşaAllah..

Helalim olHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin