Karanlık Nicholas

49 13 2
                                    

-Nicholas'ın Ağzından-

Sabah kalktığımda hala kollarımda mışıl mışıl uyuyordu. Ne kadar masum olsa da beni çok üzmüştü ve ben ondan intikamı mı en kötü şekilde alıcaktım. Canımı  yaktığı kadar bende onun canını yakacaktım. İçimdeki melek 'Onu seviyorsun bunu ona nasıl yapabilirsin?' diye, şeytan ise  'O bunu sana nasıl yaptı  seni severken?' diye fısıldıyordu. Yataktan yavaşça kalktım ve Anna'ya mesaj attım.

" Bu akşam bize gel!

                      Sahte Sevgilim"

Sadece bu mesajla herşeyi anlamıştı akıllı sürtük.Bana direk mesaj attı.

"Tamam...

            Sevgilim❤"

Sürtük işte benim gibisini bulunca sahte bile olsa kaçırır mı? İntikamımla sana geliyorum bebeğim. Çok kötüydüm zaten ben hep kötüydüm sadece sevdiğim biraz yoldan saptırmıştı ama artık eski Nicholas vardı. Karanlık Nicholas!!!! Al işte yaptıklarının sonucu sevdiğim. Tatlı uykular bu son tatlı ve mutlu uykun olabilir. Beni en iyi arkadaşımla aldatmayacaktın sahte bile olsa ahh sevdiğim şu kafan bir çalışsa... Bütün bu düşünceleri unutmak için kendimi banyoya attım. Su her zaman beni rahatlatırdı. Annemin dediği gibi : " Bütün sorunlar suyla akar". Ahh annecim benim tatlı annecim neler yaptılar sana.

-10 sene önce-

"Anne ben doğum günümü barda kutluyacağım arkadaşlarla Mark beni eve bırakıcak."

Bana bakıp gülümedi ve kafasını ' tamam' anlamında salladı. Ah babam bu kadını nasıl bir Sürtük için terkedebilmişti ki??!!!!

Hemen kapının önünde bekleyen Mark'ın yanına gittim. Bara gittiğimizde kapıda Jules bizi bekliyordu. Bara girdiğimiz gibi içmeye başladık. Yarım saat geçtikten sonra zaten artık kafam uçmuştu. Mark zaten içki içmiyordu. Babası alkolikti ve kendiyle birlikte karısınıda öldürmüştü. İşte o günden sonra bir daha ağzına alkol almamıştı. Jules ile önümüze gelen kıza asılıyorduk. Gece 2 gibi Mark bizi eve bıraktı. Kafam hala uçuktu. Kapıda polisler vardı. Niye buradaydılar ki?! Hızloca yanlarına gittim. Bana acıyarak bakıyorlardı. "Ne oldu ?" dedim . Aralarından biri üzgün bir sesle "Annen marketin arka sokağında ölü bulundu. Tecavüz edilmiş ve sonrada öldürülmüş" dedi. O an tepkisiz kaldım hiçbirşey demedim evin kapısını açtım ve eve girdim. Askılığa ceketimi asıyordum ki her zaman birbirimize not bıraktığımız yerde bir not asılıydı.

"Eğer eve benden erken geldiysen ve beni göremediysen merak etme. Eve sarhoş geleceğin için biraz rahatlaman için sana kahve almaya gittim. Yakın zamanda dönmüş olurum.

                               Sevgilerle Annen ❤ "

Gelmemişti beni bırakmıştı. Bu not ondan bana olan tek şeydi.

-Şimdi-

O günden o olaydan sonra Jules,  Mark o adamları bulmuştuk. İyice işkence etmiştik. Ama hiç bir işkence anneme yaptıklarını değiştirmezdi. O an ağladığımı farkettim. Ne kadar suyun altında dursamda götürmüyordu su bu sorunları olmuyordu kazılıydı bedenime bunlar bir dövme gibi. Hızlı bir şekilde duştan çıktım. Bu bile bana annemi hatırlatıyordu. Aradan yıllar geçmiş olsada unutamıyordum ki..

Öbür hikayelerimle uğraştığım için bu hikâyeyi boşlamış olsamda bu benim ilk hikayem olduğu için bende yeri çok ayrı.. Bu hikayeyi okuyan herkese en içten teşekkürlerimi sunuyorum...

Yanlış Zamanda Yanlış Yerde(Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin