9.Bölüm (Planlar)

311 63 37
                                    

"Çok yavaşsın!" Diye bağırdım terimi silerken çoktan yere düşmüş olan Romeo'ya. Elindeki tahta kılıcı kenara bırakıp "Canım çıktı!" demişti.

"Şikayet etme, kılıç çalışmak istediğini söyleyen sendin."

"Evet!" Bağırmıştı biraz. "Ben söyledim ama canıma kast edeceğini düşünmemiştim."

"Mızmız." Utanarak ayağa kalkıp "Hiçte bile!" demişti tekrar tahta kılıcı yerden aldıktan sonra. Bense gülüp "Bugünlük bu kadar yeterli." dedim daha fazla yorulmasını istemediğimden.

Çardağa baktığımdaysa Jellal ve Wendy'nin krallık hakkında konuşmaya devam ettiğini fark ettim. Wendy saraydayken politikadan uzak dururdu ama şimdi bir prenses olarak devletin işlerini bilmesi gerektiğine karar vermiştik.

Uzaktan bakınca kızına masal anlatan bir baba gibi görünüyordu Jellal ve bu düşünce beni gülümsetmişti. Ama Romeo'nun kıkırdayan sesini duyunca tek gülümseyenin ben olmadığını fark ettim.

"Bakıyorum da gözlerini ondan alamıyorsun, durum düşündüğümden daha vahim olmalı." Tahta kılıcın ucunu hızla boynuna dayayıp "Ölmek mi istiyorsun?" diye sordum onu kurduğu cümleye pişman ederek.

O sırada Wendy'nin "Jellal-san, Erza-san Romeo'yu öldürmeye çalışıyor!" çığlıkları duyuluncaysa geri çekilip kılıcı arkama saklamaya çalışmıştım suçlu bir çocuk gibi.

"Asla öyle bir niyetim yoktu."

Jellal önce bana sonrada arkamda saklamayı beceremediğim kılıca bakıp gülerek "Evet, eminim öyledir." demişti daha da utanmama neden olarak.

"Romeo, gidip üstünü değiştir ve yemeği yapması için Wendy'e yardım et. Özel bir tarif denemek istiyormuş." Dil çıkarıp "İğrenç!" demişti Romeo yemeği yapacak kişinin Wendy olmasından şikayet edip. "Bu kadar yorulduktan sonra bir de aç kalacağıma inanamıyorum."

"Ona öğretme işinde iyi olsaydın şimdi böyle bir endişen kalmamış olurdu, o yüzden bu senin suçun sayılır."

Jellal'in küçük uyarısı üzerine geri çekilip "Anladım, anladım." demişti Romeo bir yandan da Wendy'i üzdüğünü fark edip pişman olmaya başladığında. "Birlikte yaparsak güzel olur."

"Yardım edecek misin yani?" Wendy'nin bu tatlı haline kızararak "Başka- Başka şansım mı var sanki?!" diyerek cevap vermişti Romeo. 

"Teşekkür ederim, Romeo." Utancını gizlemek için bu sefer "Konuşup durma da düş önüme!" diyerek çıkışmayı tercih etmişti küçük ergenimiz.

"Neden birden bağırıyorsun ki?"

"Sana susmanı söyledim, öyle değil mi?"

"Romeo, seni dengesiz!"

"Kapa çeneni, uyuz prenses! Ben dengesiz falan değilim!"

O ikisi didişerek içeri girdiğinde bana dönüp "Çok çabuk büyüyorlar." demişti Jellal. "Romeo'nun yemek yapmaya çalışırken bir yerleri patlatıp durduğu günler daha dün gibi aklımda oysaki."

"Desene kimse yeteneklerle kutsanmış bir şekilse doğmuyor." Yanağımı sıkıp "Aynen öyle." dedi gülerek.

Sonra elimden tutup beni çardağa sürüklemişti. Yanına oturup göğsüne yaslandığımda kızarmama engel olamamıştım yine. Ne kadar zaman geçerse geçsin bu durum ilk zaman olduğu gibi heyecanlandırmaya devam edecekti sanki beni.

"Romeo nasıl?"

"Hızlı öğreniyor ama..." Aklımı okumuş gibi "Duygularına hakim olmayı öğrenmesi gerek." demişti. "Evet, onun başa çıkamadığım tek yönü bu."

Ölüm Şehri : SavaşçıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin