Güleceksin

47.3K 1K 301
                                    



Facebook hesabımı çok kullanmazdım ama işimin zorluğundan ve yoruculuğundan dolayı uzun zamandır görüşemediğim arkadaşım Noah'ın doğum günüydü. Mutlaka duvarında doğum gününü kutlamalıydım. Bilgisayarı açtım, Facebook'a girdim ve duvarına doğum günü mesajı yazdım. Yazdıktan hemen sonra diğer arkadaşlarım neler paylaşmış diye ana sayfada dolanmaya başladım. 2-3 dakika takıldıktan sonra adı JustSmile (tr: SadeceGülümse) olan birinden mesaj aldım. Arkadaş listemde böyle biri olduğunu hatırlamıyordum bu yüzden mesajın alt taraftaki mavi çubuklardan birinden çıkmasına şaşırmıştım. Belki sevdiği şarkıcının sözü olabilir diye düşünerek mesajı açtım. Sadece "Gülüyor musun?" yazmıştı. "Kimsin?" diye sordum. "Gülüyor musun?" diye tekrar sordu. Ona istediği cevabı verene kadar bu eşek şakasına devam edeceğini düşündüm ve "Gülmüyorum" yazdım. Aniden 3 arkadaşımdan daha mesaj geldi ama isimleri tek kelimelikti, birincinin adı "You", ikincinin "Will", üçüncünün "Smile"dı (tr: Güleceksin). Üç mesajı da aynı anda açtım. Hepsi aynı resmi atmıştı. Kırmızı siyah duvarın önünde elinde keskin bir bıçakla duran ve yüzü bembeyaz olan simsiyah gözlü aşırı korkutucu bir adamdı. Çok korkmuş ve ürkmüştüm. Sonra JustSmile'dan mesaj geldi. Elim titreye titreye mesajı açtım. Basar basmaz bir program indi, boyutu küçük olduğu için o kadar hızlı indi ki iptal edemedim. Bunu nasıl yapabilmişti? Programın adı laugh.exe (tr: kahkaha.exe ) Ardından bir mesaj daha attı. "Programa uymazsan yüzünde o kadar derin bir gülücük yaratırım ki ağzını kapatamazsın." Mesajı okur okumaz klik sesi duydum ve ekranımda bir sayaç çıktı.Lanet program nasıl kendi kendine açılmıştı? Korkudan ellerim çok titriyordu. Mantıklı düşünemiyordum. Sayaç 10 saniyelikti ve bitmişti. Video vardı. Adamın biri elinde kamerasıyla ilerliyordu. Hava çok karanlık olmasına rağmen yanında fener yoktu, sadece kamerayla ilerliyordu ve ben de adamın kamerasındaki videoyu izliyordum. Kamera çok sallandığı için dikkat edemiyordum. Adam ilerledikçe ıslık çalıyordu. Yürüdüğü yol bana çok tanıdık gelmişti. Sonra hasiktir dedim. Adam benim evimin arkasındaydı. Hemen arka pencereye koştum. Bana bakıyordu ve gülüyordu. Bembeyaz yüzü, aşırı siyah gözleri yüzünden parlamıyordu, üstünde kırmızı bir takım elbise ve elinde de resimdeki bıçak vardı. 5-10 saniye olduğum yere çakıldım. Çok korkmuştum. Adamın gülüşü yüksek sesli kahkahaya dönüşmüştü. Telefona koştum. Arka kapıda olduğuna göre ön kapıya en erken 40 saniyede gelebilirdi. Merdivenlerden hızlıca inip ön kapıya koştum ve hiç düşünmeden açtım. Önüm bomboştu. Bir taraftan 911'i tuşlamıştım. Çaldı ve açıldı. Hem koşuyordum, hem sokakta yardım için bağırıyordum hem de telefonun açılmasını bekliyordum. Neredeyse her evin ışığı yandı, polis telefonu açtı. Artık güvendeydim çünkü herkes dışarı çıkmıştı ve bana bakıyordu. Evimin olduğu yeri tarif ettim, elinde bıçak olan ürkünç bir adam evime geldi dedim. Kadın şimdi nerede olduğumu sorduktan sonra, olduğunuz yerde kalın, en yakın zamanda ekip aracı olduğunuz yere ulaşacak dedi. Sırtımdan ter boşalıyordu. Dışarı çıkan herkes ne olduğunu sordu ama o kadar yorulmuş ve korkmuştum ki durumu onlara anlatamadım. Polis ekibi geldikten sonra evime gittik. İçerde olabilir dedim. Arka ve ön kapıda zorlanma olmadığını anlayınca rahatladık, pencereler de sağlamdı. Yine de polis içeri geldi benimle. Kapıyı açtığımızda gördüğümüz manzara korkunçtu. Evin her yerine gülücük işareti kazınmıştı ve tam önümüzde Noah'ın kafası vardı. Göz kapaklarını iğnelemişti, böylece gözünün beyazı görünüyordu, ağzını iki taraftan da o kadar sert ve vahşi bir şekilde kesmişti ki parçaları ahşap zeminde bile vardı ve önünde bir doğum günü pastası vardı. Üstündeki notta "Güleceksin demiştim" yazıyordu.

Gece Okumayın! [DÜZENLENİYOR]Where stories live. Discover now