SS-18

4.7K 239 40
                                    


Kaya nefes nefese çıktığı merdivenin sonuna gelmişti.Samet ve Esen'nin kapısının önünde durmuş kafasını toparlamaya çalışıyordu.Aniden evden çıkmış, bir kez olsun düşünmeyi keserek kendini yola bırakmıştı.Kafasındaki sorular umrunda değildi sadece Nehir'i istiyordu.Derin bir nefes aldı ve sanki ilk defa Nehir'le karşılaşıcakmış gibi bir hevesle doldu.

Kapı açıldığında gözleri direk Nehir'i aradı ama beklediğini bulamadı.Samet kapıyı açmış ve huysuz bir şekilde ona bakıyordu.Samet eğlenceli ve sempatik biriydi.Kolay kolay sinirlenmez her zaman keyifli gibi davranırdı.Buna rağmen sinirli ve kızgın olduğu zaman inanılmaz çekilmez bir insan oluyordu.Kaya'nın bu konuda kaçışı yoktu.Bir süre Samet huysuzluğu ile uğraşacaktı.

"Ooo, insan azmanı, kapımın önünde ne arıyorsun?"

Samet hala Kaya'nın içeri girmesine izin vermemişti.Bugün olduğu gibi iri bedeniyle evin girişini kapatmıştı.Kaya onun da Nehir'i düşündüğünü biliyordu.Samet'in böyle davrandığı iki insan vardı.Esen ve Deren.Samet söz konusu kadınlar ve çocuklar olduğu zaman inanılmaz hassas bir insandı.Çocukluğunda şiddet gösteren babasından annesini ve ablasını kurtaramadığını düşündüğü için suçluluk hissederdi.Bu yüzden eşine ve çevresindeki kadınlara her zaman ilgi gösterir ve onlara karşı inanılmaz koruyucu davranırdı.Nehir içinde böyle davranması oldukça olağan bir durumdu hatta tepkisini az bile göstermişti.

"Neden burada olduğumu sen daha iyi biliyorsun, onu benden uzaklaştıramazsın." Kaya ne bok yediğini bilmesine rağmen asla geri adım atan birisini değildi.Samet bunun üzerine kapıyı arkasında kapatarak ikisini de dışarıda bıraktı.Kaya inanılmaz kaşınıyordu ve böyle saçmasalak davranmasının nedenini biliyordu.Esenle aralarında olan her tartışmada Samet'in de bütün dengesi alt üst oluyordu ama bu Kaya'nın burnunu süründürmeyeceği anlamına gelmiyordu.

"Burnundan çıkan dumanları göremedim ama bu kızı korkutman için içeri girmene izin vereceğim anlamına gelmiyor."

"Samet, belanı siktirme de aç kapıyı girelim.Nehir'i görmem gerekiyor." Kaya inadına gitmeye devam ediyordu.İki inatçı keçi boynuzlarını birbirine geçirmişti.

"Bok girersin içeri, kız ağlamaktan mahvoldu, sonunda Esen uyuyabilsin diye sakinleştirici iğne yaptı biliyor musun? Öyle orada ahkam kesip adam döverek sevemezsin bu kızı, anladın mı sik kafalı?" Samet Kaya'yı delirtmek için kartlarını oynuyordu.Nehir'e olan her davranışında daha fazla dikkatli olsun, öfkesini kontrol etmesini istiyordu yoksa kafasını sike sike öğretecekti.

"Nasıl sevdiğimin hesabını sana vericek değilim, şansını zorluyorsun bana kapıyı kırdırtma!" Kaya'nın iyice gerilen sinirlerinin üstünde Samet dans ediyordu.

"Kapı felan kırarak Nehir'e ulaşamazsın, önce insan gibi nasıl davranıldığını sana öğretmem lazım.Git, öğren ondan sonra kapımı çal." En sonunda Kaya, Samet'in yakalarına asılmıştı.

"Canına mı susadın sen?"

"BEYLER!?" Esen kapının pervazına yaslanmış elleri belinde sinirle sallanıyordu.

"Naber yavrum? İki dakikaya yanındayım ama kurtulmam gereken bir öfke nöbetim var." Samet'in lafları üzerine Kaya homurdanmaya devam ediyordu.Esen inanamıyormuş gibi kafasını iki yana salladı.Bazen beş yaşında gibi davranıyorlardı.

"Birincisi, Kaya kocamın yakalarını bırak, ikincisi büyüyün ve içeri girin artık!" Esen nazlanarak içeri girerken kapıya da açık bırakmıştı.İkili birbirinin yakalarından uzaklaşmıştı.

"Ses tonun biraz yükselsin Kaya, o zaman bak bakalım ebeni nasıl sikiyorum." Kaya bu sefer sesini çıkarmamış Sameti dikkate bile almamıştı.Sadece Nehir'i görebilmek adına etrafta gözlerini gezdiriyordu.

"Nehir, nerede?" Esen elindeki kupayı Kaya'ya uzatarak oturmasını işaret etti.

"Gel, önce bir oturup konuşalım.Nehir uyuyor, zor uyudu.Bırakalım kız biraz dinlensin sayende bugün şoka girdi." Esen sakin bir tonla konuşuyor ve çayını karıştırıyordu.Samet bu tribin ne olduğunu o kadar iyi biliyordu ki zevkle yaslanıp izlemeye koyuldu.

"Böyle olmasını istemedim.Sadece o orospu çocuğu-"

"O orospu çocuğu ne Kaya? Sen galiba Nehir'in nasıl bir sürecin içerisine geri soktuğunun farkında değilsin.Nehir'i iyileştirebilmek, hayatta geri döndürebilmek için verdiğin bütün emeği sikip attın." Esen, Kaya'nın üzerine giderken bir yandan o kadar sakin bir şekilde çayını içiyordu.Biraz can sıkıcı ama Kaya'nın bütün pişmanlığını dışa vurmasını sağlıyordu.

"Hayır, Nehir beni biliyor.O'na söz verdim."

"Kaya, asla söylediğim şeylere cevap vermiyorsun.Kendi kafanın içerisindeki sorulardan çık artık ve Nehir'i gör." Kaya afallamış bir şekilde kupayı bıraktı.Esen'nin demek istediğini anlamıyordu.Anlamak istemiyordu.

"O anda Nehir'in gözünde Kaya değildin sen.Nehir seni hiç öyle tanımadı, sen onun için hep bir kurtarıcı gibiydin.O'nu o delikten çıkardın, iyileştirdin, sevdin daha da önemlisi ona yeni bir hayat verdin.Nehir'e bunları veren adamla, sinirden gözü dönmüş Kaya aynı insan değil."

Kaya derin bir nefes alıp sigarasına uzandı ve ayağa kalkıp balkona doğru ilerledi.Ne kadar şu an Esen onu sinir etse de hamileydi ve yanında sigara içmeyecekti.Yüzüne gerçekleri vurmasından hiç hoşlanmamıştı ama Nehir'i kaybetme korkusunu paylaşmaya hazır değildi.İçeri geri dönmeli ve Nehir'in yanına gitmeliydi ama gözlerindeki korkuyu tekrar görmeye hazır değildi.O'nun kendisinden korktuğunu düşünmek o kadar çok canını acıtıyordu ki.Belki de hemen buraya gelmek iyi bir fikir değildi.Sigarasını söndürüp ellerini alnına yaslarken camın arkasından ona baktığını gördü.

Ağlamaktan gözleri şişmiş ve rengi iyice bembeyaz olmuştu.Öylece duruyor ve ona bakıyordu.Kaya balkon kapısına uzanıp açtı.Nehirle arasında olan mesafeyi kapatmak istiyordu ama onun korkmasından endişeleniyordu.

"Nehir?" adını söylerken bile dikkatliydi.Esen ve Samet'in içeride olmadığını fark etti.Gözleri tekrar Nehirle kesiştiğinde kızın mavileri dolmuştu.Göz yaşları sırasıyla yanaklarından aşağı inmeye başlamıştı.Daha fazla dayanamayan Kaya Nehir'e doğru ilerledi ve kolları arasında kızı sarmaladı.

"Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim..nolur Nehir..ağlama özür dilerim.."  

Kaya, Nehir'in yanaklarını siliyor bir yandan sadece özür diliyordu.Nehir'i ellerinden tuttu ve koltuğa geçip kızı kucağına aldı.Nehir sakinleşene kadar onu bırakmadı.Saçlarını sevdi ve özür diledi.

"Nehir, korkma benden.Ben sadece, seni kaybetme ihtimalini kaldıramadım." Nehir doğrulmuş ve Kaya'nın söylediklerini anlamak istercesine onu dinliyordu.

"Sana hayatını geri vermeye çalışıyorum.Ailene, sevdiğin insanlara geri kavuşmanı istiyorum, yeniden mutlu olmanı istiyorum ama beni geride bırakmandan korkuyorum.Bunu kaldıramam, ben sensiz hayatıma devam etmeyi düşünemezken seni öylece bırakamam."

Kaya sanki bir suçluymuş gibi bu cümleleri söylerken Nehir elini Kaya'nın kalbine doğru uzattı.Kalbinin nasıl hızla çarptığını hissederken gülümsedi ve önce Kaya'nın kalbini sonra kendini işaret etti.Sorusunu anlamıştı, Kaya da Nehir'le beraber gülümserken cevap verdi.

"Evet, senin.Bu kalp senin Nehir.Senin için böyle, seni sevdiği için böyle." Nehir'in gülümsemesi tüm yüzüne dağılmışken Kaya bu sefer elini Nehir'in kalbine götürdü.

"Senin kalbinde benim için mi böyle Nehir?" Kaya kızın gözlerinden kendini çekmiyordu biliyordu ki cevabı oradaydı.

"Her şey böyle olmasaydı, seninle bir yerlerde karşılaşarak tanışmış olsaydık yine böyle atar mıydı kalbin Nehir?" 

Gözyaşları tekrar dolarken kendi kalbini göstererek elini bu sefer Kaya'nın kalbine yasladı.Bu Nehir için "Seni seviyorum." demekti.Kaya'nın bunu hissetmesini ve anlamasını istedi.Kaya ellerini kızın yüzüne uzatarak usulca kızın dudaklarını öptü.Nehir, titreyerek karşılık vermeye çalışıyordu ama içi o kadar hevesle doluydu ki.Gözlerini kapattılar ve alınlarını birbirlerine yasladılar.

"Bende seni, Nehir."




Suskun SerçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin