SS-2

17.5K 744 12
                                    

SS-2

Bazen nerede olduğunu bilmezdin.Ne zaman hangi nefes tenine değer anlaşılmazdı.Kirden belli olmayan yüzünde güneşin vurduğu elalar kaybolan bir benliğin, ruhunu buluduğu gibi onu çekiyordu.Bambaşkaydı.Gözlerini çekemedi.İçindeki sıkıntı yavaşça büyürken adam sadece bakmak istedi.

Daha fazla dayanamayan Nehir çekingen bir şekilde gözlerini kaçırdı.Gözleri uzun zamandır ışık göremediği için acıyordu.Ne kadar tuhaftı öyle değil mi?

Izdırap bitiyordu sanki.Ya da herşey baştan başlıyordu.Bunca sene çektikleri belki sadece öngörüydü.Korkmalıydı.Ama içinden geçen sadece gözlerini kapatmak ve bir daha asla açmamaktı.Bir umut kapattı gözlerini ve başını yavaşça adamın omzuna yasladı.Tenin değdiği heryer ince ince sızlıyordu.Hafif bir sıcaklık yayılıyordu.Zayıf kalmış bedeninde dağılıyor Nehir'i sarıyordu.Genç kızın bedeniyle beraber ruhu da rahatlamıştı.

Kaya kızdaki yorgunluğu fark ederek daha da sıkı tuttu.Arabaya doğru ilerlerken Samet son kez etrafı kontrol ediyordu.Kızı kucağında düzelti.Arabanın arka tarafına yatırdı.Üstündeki elbise rengini kaybetmiş en az kendi kadar pisti.Anlamıyordu.Bu kız varlığını büyük bir sorundu.Yavaşça iç çekerek ön koltuğun arkasına asılmış olan ceketini üstüne örtü.Soğuktan dolayı mı yoksa korkudan dolayımı titriyordu? Yine anlamadı.Gözleri son kez kızın yüzünde gezdi.Ardından kapıyı kapatıp elleriyle yüzünü sıvazladı.

Ne yapacaktı? Bu kızı nereye götürecekti? Celil ne alakaydı?

Eğer yapılan pisliklerle alakası varsa büyük bir çıkmaza gireceklerdi.Parmakları burun kemerini sıkıp bıraktı.İleriden gelen Samete baktı.Son arabayı gönderiyordu.Neden bilinmez o bile gergin görünüyordu.Samet kendisine doğru geliyordu.Yan gözle camdan kızı kontrol etti.İyice kendine sığınmış bir şekilde uyuyordu.

Samet sıkıntıyla yanına geldi.Hızlı bir şekilde bacağıyla ritim tutuyordu.Onun bu durumu oldukça şaşırtıcıydı.Samet hiçbir şeyi kafaya takmazdı.Yapacağını yapar gerisini bırakırdı.Başka türlü yaşaya bileceğine inanmıyordu.İyice boka batıyorlardı.

"Ne oldu lan? "

"Güney aradı.Kısacası ağzıma sıçtı."Kaya yarım ağız sırıttı.

"Ne sırıtıyon oğlum?"

Samet hiç olmadığı kadar gergindi.Yaptıkları işlerine oldukça tersti.Onlar sadece özel bir güvenlik şirketi kurmuşlardı.Ama herzamanki gibi olan terslik çok zayıf bir noktadan vurmuştu.Güney mahvolmuştu.Bir aile paramparça olmuş herkes kendinden parçalarla kaybolmuştu.Geriye yaralı bir kadın ve yalancı bir adam kalmıştı.Hiçbir şey biranda düzelmeyecekti.Ama bunun çabalıyorlardı.Yeniden bir güven inşa ediyorlardı.

Malasef hayat kimseye gülmüyordu.En mutlu anında öyle bir noktadan vuruyordu ki.Paramparça oluyordu.Bir bir yitiriliyordu.Tek başına kalana kadar.O anda savaşın başlıyordu.Yanlız ayakta kalabilecek miydin? Oysa bir bütünün parçasıyken herşey ne kadar kolaydı.

Samet arabanın camından kıza baktı.Birde bu çocuk vardı değil mi?

"Kaya ne bok yedik lan?"

"Bilmiyorum.Arabaya geçelim önce."

Kaya sürücü koltuğuna geçince hızla oradan uzaklaştılar.Ne yapmalıydılar?

"Samet bu kızla ne yapıcaz?" Kaya biraz daha gaza bastı.Kavşağı dönerken göz ucuyla kızın düşmediğini kontrol etti.Biraz saçları dağılmıştı o kadar.Ve o koku biraz arabaya dağılmıştı.

"Güney'e haber verdin değil mi?" Burnunu kırıştırırken camları biraz olsun araladı.İlk işi bu kızı kokudan kurtarmak olucaktı.Halbuki kucağında o kadar yakınken koku aklına bile gelmemişti.Başını iki yana sallayarak cadde yoluna çıktı.

"Güney birkaç günlüğüne yer bulun sonra ben halledicem dedi."

"O zam-" Telefonun sesi Kaya'nın cümlesini yarıda kesti.Samet keyifli bir şekilde telefonu açtığına göre arayan tek bir kişi olabilirdi.

"Efendim yavrum?" Sabahtan beri gergin olan Samet bir anda rahatlamıştı.Sakinleşmiş her zamanki alaycılığına dönmüştü.

"Bu akşamda yemeğe geç kalmak gibi bir hata yapmaman için aradım." Sametin gülüşü iyice derinleşirken gamzeleri ortaya çıkmıştı.

"Yeter ki sen iste karıcım benim." Aitlik eki insana gerçekten huzur verebiliyordu.Samet hayatındaki mutluluğu çabuk bulmuş ve asla bırakmamıştı.Zorlu bir yolculuktu ama yaşanan her ana değmişti.

"Şımarma , geçte kalma.Bu sefer abime hesap verirsin."

"Akşam eve geldiğimde kime hesap veririm görürsün yavrum."

"Samet ayıp , yanında kim var Allah bilir ya!" Esen'in gözlerinin utançla açıldığının farkındaydı.Onun hangi durumda ne tepki verdiğini iyi biliyordu.Onu herkesten iyi tanıyor , kendisini tanıması içinde ona izin veriyordu.

"Kaya var , başka kim olabilir ki?"

Esen'nin bıkınlıkla verdiği nefesin hışırtısı kulağına doldu.

"Yanlız yavrum, nefes felan üflüyorsun hiç hoş olmuyor." Kaya iki delinin hallerine sırıttı.İki manyak birbirini bulmuştu.Biri Samet Sefer diğeri Esen Kılıçkan.Ki üç ay önce Sefer olmaya evet demişti.

Güney Samet'i çok zorlamıştı.Ama pes etmek gibi bir niyeti olmadığı gibi Esen den bir adım bile uzaklaşmadı.Ona hep bağlıydı.Her zaman da öyle olacaktı.

"Ay yeter kapatıyorum." Samet bir anda yüzüne kapanan telefona baktı.Gülümsemeyi yüzüne yapışmış bir halde mırıldandı.

"Telefonu suratıma kapatmak ha!İlginç."Kaya piç bir şekilde gülen adama baktı.

"Oğlum kafayı mı yedin ne yapıyorsun?"

"Beni direk eve bırak hadi!" Kaya Samet'in heyecanına karşı boş bir şekilde baktı.Her türlü manyak onu buluyordu.Dikiz aynasından kıza doğru baktı.Ardından sigarasını yakıp yola devam etti.

-----

Geceye yeni bir bölüm daha gelecektir.

Suskun SerçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin