SS-1

23.1K 848 33
                                    

Çelik kapı gıcırdayarak açıldı.Boş oda ses ile yankılanırken genç kız oturduğu yataktan kafasını çevirdi.Adını bir türlü öğrenemediği ve oldukça sert yüz hatlarına sahip olan kadına baktı.Kadın, ilerideki çürümüş tahta sehpaya tepsiyi bıraktı ve rutubet kokulu odadan çıktı.Yeniden yanlız kalan genç kız uyuşuklukla yerinden kalktı.Tüm kemikleri ince ince sızlarken tepsiye doğru ilerledi.Yarım kase çorba ve bir dilim ekmekten başka hiçbirşey yoktu.Gözlerini yumdu.Ne kadar içmek istemesede buna mecburdu.

Neredeyse kırılmak üzere olan iskembeye oturdu.Elleri titreyerek çorbadan bir kaşık aldı.Yüzü anında buruşurken zaten boş olan midesi kasılmaya başladı.Bütün midesi yükselirken hızla yerinden kalkıp tuvalete ilerledi.Tuvaletten gelen lağım kokusu iyice kendinden geçirirken neredeyse bütün safrayı kustu.Boğazı acı içerisinde yanıyordu. Öksürmeye başladı.Göz yaşları yüzünü ıslatıyordu.Bedeni acı içinde kıvranıyor , sabırsızlıkla öleceği günü bekliyordu.

Herşey iki sene önce yasak bir aşkın meyvesi olduğunu öğrenerek başladı.Babası olarak bildiği Celil bey önce cehennem hayatını layık gördü.Sonra gözleri önünde annesinin katili oldu.

O adam annesinin bedenine indirdiği bıçak darbesinde sadece feryat figan bağırmış ama elinden hiçbirşey gelmemişti.Annesinin ölümü izlemişti.Kanının kokusu bedenine sinmişti.Ardından adamın iğrenç sesi bütün hayatına sebep olmuştu.

"Hiçbir şey söylemeyeceksin! O dilin haraket etmeyecek!"

Celil bey zıvanadan çıkmıştı.Herşey iyice karmaşık bir hale geliyor ve Nehir daha çok susuyordu.Mecbur kalıyordu.Daha on sekiz yaşındayken annesi kendi kan gölünde boğulmuştu.O ise çırpınıyordu.

Bir kez bile bağıramadan.Acısıyla savaşamadan.

Zayıf ve pis elleriyle yüzünü sildi.Derin bir nefes alarak güçlükle ayağı kalktı.Pislik tutmuş saçlarını geriye doğru attı.Aynı anda sesler gelmeye başladı.Kapılar şiddetle çarpılıyor , güçlü ayak sesleri yankılanıyordu.

Nehir iyice korkmaya başlarken yavaşça yatağına doğru ilerledi.Şimdi sesler daha yakınından geliyordu.

"Burası nasıl bir yer amınakoyım? Nasıl bir kokudur bu?"

Nehir adamlardan gelen kalın seslerle iyice yatağının yanına büzüştü.Ne olacağını kestiremiyordu.O herifin ne zaman ne yapacağı belli olmuyordu.Her zaman tetikte olmasına rağmen bu sefer gücü, kuvveti yoktu.Kendini nasıl koruyacağını bilmiyordu.Umudunu tamamen kesmek üzereydi.

Elleriyle başının yanlarına baskı yaparken kapı çarpıldı.İlk kuvvete açılmayınca bu sefer sinirlenen Samet kilide doğru bir el ateş etti.Silahın gürültülü sesi ince koridorlarda yankılandı.

Silahın sesiyle gözlerinide sımsıkı kapayan Nehir, korkudan titremeye başladı.Bu sefer bittiğini hissediyordu.

Annesine kavuşacaktı.

Samet kapının parçalanmış kilidine bakıp omuz silkti.Yapacak bir şey yoktu.Buranın komple temizlenmesi lazımdı.Kapıyı itirdiğinde gözleri loş ışığı yokladı.Eski bir yatak , kırık bir iskemble takımından başka hiçbirşey görünmüyordu.Birde o koku!

"Nasıl bir pisliktir ağbi bu ya! Sıçmış gitmişler resmen! Lan Kaya!"

Kaya son koridor dönerken sinirliydi.Bu saçmasalak oyunlar gittikçe canını sıkıyordu.Bu işi biran önce bitirmenin zamanıydı.Öğrenmesi gereken sadece bir isimdi.Ama çektiği eziyetti.

Suskun SerçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin