otuzbir

132 8 1
                                    

Olcay'dan

“Ne demek lan o?”

Omuz silktim. İşi umursamazlığa vurmak istiyor, çok önemli olmadığını ama yine de böyle bir şeyin yaşandığını bilmelerini istiyordum. İçimden bir ses köpekleri hatırlatsa da onu duymazdan gelmeyi tercih ettim.

“Bu kız? İnanmam. Lan, ilk başta kız benim gözlerime bile bakmıyordu, değil ilan-ı aşk etsin.” Selcan'a bu konuda hak veriyordum. Utangaç ve çekingen bir kızdı ama mesajlaştığım kız, kesinlikle onunla ilgisi olmayan bir kızdı.

“Ya gerçekten sessiz sakin insandan korkacakmışsın. Vay arkadaş!”

Bir süre daha onların şaşırma nidalarını dinledim. O sırada müşterilerin siparişlerini getirmiş, boş bir masaya da servis hazırlıyordu. Gözleri arada bizim masayı ziyaret etse de hemen kaçırıyordu.

“Siparişleriniz...” diyerek önümüze yavaş yavaş tabakları koydu. Ağır tepsinin bir kısmını masaya koymuş, diğer tarafını eli ile tutuyor, aynı zamanda karnı ile destek veriyordu.

“Afiyet olsun.” dedikten sonra uzaklaştı. 

Biz yemeklere saldırdıktan kısa süre sonra “Harbi güzel olmuş.” diyen Kerem'e onay verdik biz de. Cidden güzel olmuş, biz de yemek yemekten konuşmak aklımızın ucuna bile gelmemişti ne yalan söyleyeyim.

*******

“Yani diyon ki yengemiz lezbiyen değil, yanındaki gay çocuğa ilgi duymuyor ama beni seviyor. Öyle mi?” Gerçekten Kerem'le arkadaş olacak kadar büyük ne günah işledim, bilmiyordum.

“Söylediği o.”

Hımlayarak uzun bir düşünme sürecine girdi. Bu sırada Selcan, nasıl şaşırdığından bahsediyordu. Gözlerim malum masaya kayınca onun da her zamanki çocukla bir şeyler yiyip konuştuğunu gördüm. Arada yüzünü kapatıyor, sonra hemen çekip etrafa göz gezdiriyor, benimle göz göze gelince gözlerini kaçırıyordu.

********

05...: Balın, ben Olcay.

05...: Telefonumu sanırım sizin restoranda unutmuşum. Bir bilgin var mı?

Balın Aleda: Bugün bir tane telefon bulduk, evet. Yarın vereyim?

05...: Olur. Yarın X AVM'sinin orada buluşsak olur mu?

Böyle de çok mu şey olmuştu? Buluşmak için fırsat kolluyormuş gibi...

Balın Aleda: Pekâlâ. Saat kaçta?

Sabah sabah buluşmanın bir anlamı yoktu. Biri bana saat 8.00'de kendi unuttuğu telefonu için buluşma teklif etse tüm sülalesine itinayla geçirirdim muhtemelen.

05...: 13:30?

Balın Aleyda: Pekâlâ, orada görüşürüz.

05...: Görüşürüz.

_______________________________________

Gorusun bakalim.

Not: Olmedim, surunuyorum.

Umut, sevgi, mutluluk ve en onemlisi huzurla kalin. 🎈 Hem yarin olecekmis gibi hem de hic olmeyecekmis gibi yasayin. Ne kadar burada kafa dagitmak icin takilsaniz da kafanizi toplamak icin de vakit harcayin.

Klavye Delikanlısı | Texting Where stories live. Discover now