nine

194 24 22
                                    

Tae kalkacağı sırada kapı açılmıştı.
Ne Bay Park ne de Tae karşılarındaki gözü yaşlı kızı beklemiyordu.

Seulgi ağır adımlar ile ikinin önüne vardı.
Bay Park göz temasından kaçınırken Tae yediği onca şokun üstünü bir tanesini daha kaldıramayacak gibi hissedip içinden küfürler ediyordu.

"Ne yani Sooyoung sadece size bilgi vermek için mi yanımdaydı?! O..o sadece sizin ürününüz olan birisi miydi?! Ve.. Neydi o.. Hah, Seulgi'nin bilmediği şeyler bile biliyorum ne demek?! Bay Park siz ne umudundan bahsediyorsunuz?! Anlattığınız onca şey..sa-saçmalık, değil mi? "

"Seulgi saki-"

"Sen karışma!"

"Üzgünüm kızım ama kötü bir niyet-"

"Ah, Seulgi sonunda seni buldum!"

Herkesin gözü Sooyoung'ı bulduğunda Sooyoung, Bay Park'a şaşkınlıkla ve  Seulgi'ye endişe ile bakıyordu. Bir hışımla Seulgi'ye ilerledi.
Ona sarılıp ayrıldıktan sonra yüzünde hissettiği yanma Seulgi'nin ona vurduğu tokattandı.

"Şimdi senin Jimin'den ne farkın kaldı Sooyoung! İkinizde hayatıma girip her şeyi mahvetmiş olarak hayatımdan çıkan kişilersiniz! Söyle bana Soo! Şimdi o heriften ne farkın kaldı?!"

Seulgi'nin eli, ayağı ve sesi titriyordu.
Sooyoung'da anlamıştı Bay Park'ın her şeyi anlattığını ve kötü hissediyordu.

"Özür dilerim Seul.. Ama dine lütfen. Oturup sakince konuşalım, lütfen. "

"Beni üzmek evrenin hobisi olmuş galiba.. Ancak artık böyle olmayacak. Hepiniz bir daha girememek üzere çıkacaksınız hayatımdan!"

Seulgi'nin çıkıp gitmesi üzerine Sooyoung Bay Park'a ilerledi. Tae de hala şaşkınca olanları izlemeye devam ediyordu.

"Hani tüm olanlar aramızda kalacaktı!!? Anlaşmadık mı sizinle? Beb-"

"Tamam Sooyoung!! Kes sesini ve beni dinle. Kapıyı dinlenmiş ben söylemedim. Ve o neden buradaydı?"

"Yaklaşık 5 ay önce sizinle irtibatımı kestiğimi hatırlıyorum! O yüzden şimdi iyi günler!"

>:(

¬BabySoo
Özür dilerim..

Çok özür dilerim..

Seulgi, bir kez oturup konuşamaz mıyız?

Anlatacağım..tüm sakladığım gerçekleri anlatacağım..

Ve yemin ederim seni gerçekten kardeşim gibi gördüm..

Beni affet Seul..

Seulgi oturduğu bankta dostu sandığı kızın mesajlarını okuyor ve yaşadıklarının acısı ile ağlıyordu.
Yanına oturan Jimin bile umrumda değildi.

"Hala üzgün hissedince ikimizde buraya geliyoruz demekki.
Oh! Bir dakika sen, sen iyi misin?"

Seulgi bir hıçkırık bırakıp konuştu.

"Seninle dertleşeceğim aklıma gelmezdi ancak şu anda buna ihtiyacım var."

"Seulgi, neler oluyor?"

"Sözümü sakın kesme!"

"T-tamam."

"Beni terk ettiğin gün olanların bir kısmını bildiğini biliyorum.. Ama bilmediğin kısımlar.. O gün olacakların hepsinden babanın haberi varmış Jimin. Sooyoung'ı o sokmuş hayatıma! Senden aldığım darbeyi kaldırmamda yardımcı olsun diye yönlendirmiş bana! ŞAKA gibi ya! Ne dostum gerçek ne de sevenim! "

Yüzünü gökyüzüne çevirip derin nefes aldı Seulgi.

"O gün bizim için aldığımız evde sana bir hediye verecektim.. Ancak ondan kurtulmak zorunda kaldım. Sooyoung her anımda destek veriyordu bana Jimin.. Bebeğimizi kayıp ettiğimde bile.."

Zaten akmış olan göz yaşları daha da hızlanmıştı Jimin'in. Sözünü bölmeyecekti. Zaten istese de konuşamazdı. Dilini yutmuş gibi hissediyordu.

"Ondan kurtulmak istedim.. Ancak ne vicdanım ne de Sooyoung izin verdi. Her ay büyüyen bebeğimize uğursuz gözüyle baktım lakin her dakika sevip sohbet ettim. Ama doğum günü Jimin, o gün yapamadım. Doktor ikimizden birisinin yaşamama ihtimali olduğunu söylemişti ve yaşayan ben olmuştum. Çok direndim.. Sana orada o kadar ihtiyaç duydum ki. Ellerim ile kavradığım şeylerin demirler değilde senin ellerin olmasını o kadar istedim ki.. Ama yoktun Jimin.. "

Jimin'e konuşma boyunca bakmamıştı Seulgi ve ayaklanıp bir kaç adım attı. Arkasını döndüğü çocuğa son bir sözü vardı.

"Şimdi anladın mı o gün dediğim şeyin anlamını.. Ne kendimi ne seni ne de bizi asla affedemeyeceğimin sebebi..buydu.. Şimdi benim gibi kendinden nefret et. İnan benim işim daha zor. Hem kendimden hem senden hem de tüm çevremdeki insanlardan nefret etmek zorundayım!"

HATE [SeulMin]Where stories live. Discover now