HATE [SeulMin]

three

"Şirketin gidişatı iyi değil.. Babanız ise hala Amerika da tedavi görüyor. Ve kötü bir haberim var. Şirketin bir diğer  kolu olarak açmak istediğiniz ofisin yerine başka bir alıcı daha çıkmış. Satan adam bu konu hakkında düşüneceğini söyledi."

Jimin elindeki kalemi sinirle kırdı.

"Kim?! Kimmiş onlar?!"

Adam yutkundu.

"Bayan Kang'ın şirketi.."

Jimin'in yüz ifadesi önce şaşkına sonra ise sinire döndü.
Penceresinden dışarı bakınca yüzündeki gülümseme ile adama döndü.

"Oyun oynamak istiyor ha!? Ne kadar para verirse biz daha fazlasını verelim!"

"Efendim, ona meydan mı okuyorsunuz?"

"Ben sadece karşılık veriyorum."

"Birgün onun çöküşünü isterseniz ve bundan emin olursanız haberim olsun.. Çünkü ben unutmadım.. geçmişi."

Adam selam verip çıktığında Jimin'in ağzı açık kalmıştı.
'Neydi şimdi bu?' düşüncesiyle telefonunu eline aldı ve kuzeninin numarasını tuşladı.

"Alo?"

"Tae, Seul'e dönmen gerek."

"Ciddi bir gerekçen var mı?"

"Seulgi.. Bizim hikayemizi yeniden başlattı. Bana meydan okuyor."

"Haftaya oradayım."

Jimin telefonu kapattığında yüzünde büyük bir tebessüm oluştu.
Sanırım bu onun için meydan okuma değil bir oyundu.. En azından bu oyun bahanesi ile Seulgi'yi çokça görebilecekti.

>:(

"Delirmiş olmalısın! Nasıl aslanın inine kendini yem diye atarsın?!"

Seulgi saçını karıştırdı ve kafasını masaya gömdü.

"Kafeden sonra ona olan nefretimi hissettim ve onun benim canımı yakmasına karşın benden onun canını yakacağım!"

"Seulgi, bilmiyorum hatırlıyor musun ama bu ş-"

"Tamam Soo! Endişe etme sadece biraz oynayacağız. Hem iş dünyası bu, her an herkes birbirine meydan okuyabilir.."

"Peki emin gözüküyorsun. Sana destek çıkacağım ama bilki kaybeden sen olursan onu tebrik etmesini de bilirim."

"Üff Sooyoung.. Bir yıldır birlikteyiz ama daha sana karşı hiç kaybetmedim kkkk"

"Ama Seul- Ahh tanrım! Sen görürsün Seulgi.. Bakalım Park Jimin'e olan nefretin nereye kadarmış."

Sooyoung dil çıkarıp odadan çıktığında Seulgi ardından elindeki anahtarlıpı fırlatmıştı.

O haklıydı.. Nefretinin sonsuz olduğunu hissediyordu ama o Park Jimin'di. Eskiden kendisine ait olan Park Jimin..