Bölüm Şarkısı; Selçuk Balcı- Pokut'un Puğarı
------------------------------
''Berdeli bozmak ne demek! Nereden biliyorlar bunları?!'' diye karşısında babasının olmasını unutarak hiddetle konuştu Fırat. Ayşem'i istiyorlar ne demekti! Çocuk oyuncağı mıydı bu?
''Bilmiyorum oğlum, ama kavga etmiş çocuklar,''
Fırat elini saçlarından geçirdi hırsla. Ayşem'in kardeşiyle konuşmasından sonra olmuştu ne olduysa. O da Ayşem'le sürekli kavga ediyordu, bencillik yapıp berdeli bozacağız diyor muydu? Hem de o salak için fedakarlık yapmışken.
''Recep'e, biraz ayrı kalsınlar akılları başlarına gelir dedim. O da öyle düşünüyor. Zaten Ayşem'i de özlemişler, kız bir ziyaret etsin ailesini.''
''Rojda mı gelecek, ne zaman?''
''Bir iki güne gelir, sen Ayşem'le konuşursun. Gitmek isterse o da gider.''
"Tamam." diye mırıldandı Fırat. Kardeşini uzun zamandır görmüyordu ve geldiğinde nasıl davranacağını da kestiremiyordu.
Ayşem'in birkaç günlüğüne ortam değiştirmesi iyi olurdu. Aylardır ailesini görmüyordu ve yabancı olduğu insanlarla yaşıyordu. Evet belki tanımaya başlamışlardı birbirlerini, aile üyeleri ama yine de Ayşem'in ailesini ne kadar özlediğini telefon konuşmalarında az çok anlayabiliyordu. Geçirdiği son sinir harbinden sonra kardeşiyle yüz yüze konuşması, olayları halletmesi de gerekiyordu.
"Kardeşin geldiğinde, sert davranmayın olur mu oğlum? Yaptığı hatanın o da farkında, ama iş işten geçti artık."
Fırat, babasının yüzünü göremeyeceği bir açıdayken gözlerini devirdi. Afran Ağa'nın kızlara karşı olan hoşgörüsü ve affediciliği başka kimsede yoktu. Aynısını Fırat yapmış olsa eşek sudan gelinceye kadar dövülür, üstüne birde evlatlıktan reddederdi.
"Sana saygısızlık yapmak istemiyorum bav, ama onu elin adamıyla kaçmadan önce düşünecekti. Elbette ki buraya gelecek, burası onun da evi fakat şu an için ona eskisi gibi davranmamı bekleme benden."
Odanın kapısına doğru ilerledi. Babasının cevap vermesi için yavaş yürüyordu ama yaşlı adamdan bir cevap gelmeyimce adımlarını hızlandırdı. "İyi geceler baba. Ben Ayşem'le yarın konuşacağım."
--------------------------
Odaya doğru ilerlerken cebindeki telefon titredi ve koridorda mesaj sesi yayıldı. Bankalardan gelen kampanya bildirimlerinden biri olduğunu düşündüğü için bakmadı ama birkaç adım sonra iki kez daha titreşti.
"Yeter ulan, bıktım şu mesajlardan." derken elini cebine atmış telefonu çıkarmıştı. Tuş kilidine bastığında loş koridorda ekran ışığı yüzüne yansıdı. Şifresini hızlıca girdi.
YOU ARE READING
KARADENİZ'İ GETİR DE GEL
General FictionKarşılıklı çekilen silahlar Rize'nin sessiz dağlarında, gürültüye sebep oldu. Bir tarafta Karadeniz gibi hırçın ve inatçı Kara ailesi, diğer tarafta ise Rıha gibi köklü ve yıkılmaz Güneri aşireti. Bu iki aileyi karşı karşıya getiren ise Doğu'yu yü...