Karşılıklı çekilen silahlar Rize'nin sessiz dağlarında, gürültüye sebep oldu.
Bir tarafta Karadeniz gibi hırçın ve inatçı Kara ailesi, diğer tarafta ise Rıha gibi köklü ve yıkılmaz Güneri aşireti.
Bu iki aileyi karşı karşıya getiren ise Doğu'yu yü...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Genç kadın derin bir nefes çekip camdan dışarıyı seyretmeye devam etti. Arkadaşı Hazan'la konuştuğundan beri kafası karışıktı. Ve ayrıca Gülçin aklına geldikçe delirecek gibi oluyordu. Homurdana homurdana koltuktan kalktı. Kim bilir ne haltlar karıştırıyordu aşağıda?
Ayaklarını sürüye sürüye odadan dışarı çıktığında kocasının bedeniyle burun buruna geldi. Fırat'a göre kısa olduğundan göğsüyle bakışıyordu şu anda. Yanakları kızarmaya başlarken hızla yanından geçmek istedi adamın ama kolundan tutulmasıyla son buldu. Hazan'ın dedikleri yüzünden utandığının farkındaydı. Fırat ne dediğini bilmiyordu ama Ayşem yine de utanmaktan kendini alamadı.
''Bence sen bu adamdan hoşlanmaya başladın.'' dedi Hazan heyecanla. Ayşem dehşetle kafasını iki yana salladı sanki arkadaşı görecekmiş gibi.
''Saçmalıyorsun Hazan! Adamın yaptığı her hareket gözüme batarken nasıl böyle saçma bir soru sorarsın. Biz daha adam akıllı konuşamıyoruz bile onunla.''
''Eee o zaman kıskandığını nasıl açıklayacaksın? Ne demişler büyük aşklar nefretle başlar.''
Ayşem huzursuzca yerinde kıpırdanırken diyeceklerini toparlamak için suskun kaldı. Ya da diyecek laf bulamamıştı. Sahiden Fırat'tan hoşlanıyor olabilir miydi?
Saçmalıktı sadece saçmalık! Allah'ı var Fırat yakışıklı adamdı. Bir kötülüğünü de görmemişti. Ama bunlar onu sevmesi için yeterli miydi? Değildi. Hala yaptığı her harekete, nefes alışına bile gıcık oluyordu. Fırat onun sadece sinirlerini bozuyordu!
''B-Ben yanlış anlamışım onu. Fırat'ı kıskanmadım sadece o kızdan hoşlanmadığım için o kadar sinirlendim. O kim köpek ben onu kıskanayım be!''
''Yemedim ama yemişim say Ayşem. Kızın Fırat'a ilgisi olmadan önce de sinir oluyor muydun?''
Ayşem tam ağzını açıp kendini savunacağı sırada Hazan yeniden araya girdi. ''Dur sen hiç yorulma ben cevaplayayım. Hayır olmuyordun, ya da kahveyi götürmek istediğinde Fırat'a gideceğini öğrenene kadar umurunda bile olmadı!''
''Senin amacın ne Hazan ya?! Sevmiyorum kızı diyorum işte!''
''Salak benim derdim kız mı? Benim derdim senin mutluluğun, neden eniştemi sevmeyi denemiyorsun? Ya da ona daha az gıcık olmayı? Zaten evlenmişsiniz, aynı yastığa baş koyuyorsunuz. Neden kendini yıpratıyorsun? Dur dur bir dakika aynı yatakta yatıyorsunuz değil mi?''
''HAYIR! Yani evet, off işte ben yatağın ortasına yastık dizdim ilk gün hala öyle yatıyoruz.''
Ayşem yerinde kıvranırken, Hazan kocaman bir kahkaha attı arkadaşına. ''Sen ciddi misin be? Fırat'ta bunu kabul etti yani, valla ahiretliğim dışarıdan çok sert, dediğim dedik bir adama benziyor.''
