yirmi üç

1.3K 116 45
                                    

seni severdim, sana rağmen...

🍁

Kapıya uzanan elim, bağırmak için çabalayan sesim, akmak için bekleyen gözyaşım. Zaman durmuştu sanki. Gördüğüm o sahne ile zaman ilerlemiyordu.

Kapının kulpunu kavramak için titreyen elimi geri çektim. Yavaşça geri adımladım. Üzerimden çıkardığım her parçayı tekrar topladım. Eve girdiğimden, onları gördüğümden haberleri olmayacaktı. Olmamalıydı. En azından birkaç gün.

Kapıdan çıkarken o kadar sessizdim ki, kalp atışlarımı duyabiliyordum âdeta.

Içimde birçok his vardı şuan. Üzüntü, sevinç, hayal kırıklığı, kızgınlık. Doluydum.

Merdivenlerden inerken mide bulantısı ile sarsılmıştım. Dün akşamdan beri bir şey yememiştim. Az önce gördüklerim ise tuz biber olmuştu bunun üzerine.

Apartman kapısını açıp hızla yürürken kolumun geri çekilmesi ile dengemi kaybetmiştim. Çekildiğim yere hızla düşerken burnuma dolan koku anlatmıştı her şeyi.

Varlığını tamamen unuttuğum Baran karşımda duruyor, bana bakıyordu. Boyu uzun olduğu için aşağıdan bakıyordum ona.

"Biliyor muydun?" dedim, sesimi hissedemedim.

"Doğru muymuş?" dedi soruma soru ile karşılık verirken.

"Bilmiyormuşsun."

"Doğruymuş." dediğinde kafamı salladım usulca. Yakıp yıkmak istemiyordum. Bir köşede sessizce uyumak istiyordum.

"Uyumak istiyorum Baran." dedim alnımı omzuna koyarken.

"Gidelim."

🍁

Dün gece kaçtığım eve bugün kendi isteğim ile giriyordum. Bilindik koku beni karşılarken mutfaktan elinde bir bez ile çıkan Berra anneye ilişti gözüm. Bir şeyler söylüyordu ama duyamıyordum. Tek düşündüğüm şey biraz uyumaktı. Uyursam geçerdi.

Gözlerimi açık tutmaya çalışarak yerini senelerdir bildiğim odaya girdim. Hareketlerim otomatiğe alınmış gibiydi. Sırtımdaki tişörtü sıyırıp bir kenara attım. Beyaz renkteki yorganı açıp yatağın içine bıraktım kendimi. Alışılmış koku sararken etrafımı, uykuya dalmak zor olmamıştı.

🍁

"Uyuyor mu hâlâ?"

"Evet anne."

Berra anne ve Baran'ın sesleri dönüyordu kafamın içinde. Her zaman ağrıdığının aksine bugün başım daha farklı ağrıyordu. Fazla uyumuştum sanırım.

"Kahvaltı hazırlamayı becerebilir misin?" dedi Berra anne. Gözlerimi hâlâ açmamıştım. Uyku ile uyanıklık arasında gidip geliyordum.

"Anne tabii yapabilirim."

"Çocuğumu zehirleme sakın." dedi Berra anne. 'çocuğum' diye bahsettiği ben olmalıydım. Baran'ın yanında hep böyle seslenirdi bana.

Ayak sesleri duyduğumda Berra annenin gittiğini anlamıştım. Gözlerimi açıp tam karşıya baktığımda Baran'ı görmüştüm. Sırtını yatak başlığına yaslamış, kitap okuyordu. Gözleri kızarık gibiydi. Uyumadığı zamanlarda gözleri kızarıyordu.

"Uyumadın mı?"

Sesimi duyduğunda irkilmişti. Sağ eli anında alnımı bulurken telaşlı gözleri vücudumu tarıyordu.

"Sayıklıyordun gece, ateşin çıkar falan diye uyuyamadım." dediğinde gülümsemiştim hafifçe.

"Hasta değilim ki." dedim yataktan kalkarken. Baran'ın dolabını açıp içinden siyah basic bir tişört alıp üzerime geçirdim.

"Gel kahvaltı edelim." dedi omzumdan tutup mutfağa yönlendirirken. Bu onun dilinde 'hadi konuşalım' demekti.

🍁

"Tuna aradı birçok kez. Açmadım ben. Mesaj falan attı birsürü. Bir bak istersen."

Telefonumu elime uzattığında istemeyerekte olsa almıştım.

🍁

tuna: neredesin?   (16:05)

tuna: meltem'e ders çalıştırmadan baran ile birlikte kaybolmuşsun ortadan. neredesin    (17:09)

tuna: oğlum cevap versene lan!    (18:33)

tuna: tuhfe?      (18:49)

tuna: bari baran ile misin onu söyle   (20:32)

tuna: eve gelmeyecek misin?     (21:57)

tuna: cevap ver artık! (22:50)

tuna: siktir git ya   (23:57)

tuna: lan bari iyiyim de  (01:55)

🍁

bir bölüm daha gelecek

canhıraş |bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin