yirmi bir

1.3K 112 85
                                    

yorum yapar mısınız?

🍁

"Bugün bana ders anlatır mısın Tuhfe? Çıkışta?"

Başım her zaman ağrıdığının aksine bugün daha fena ağrıyordu. Iyi gelir diye içtiğim içki kötü gelmişti. Içkinin iyi geldiği nerede görülmüştü ki?

"Ağrıdan kıvranıyorum Meltem. Uza." dedim işaret ve orta parmağım ile başıma daireler çizerken.

Verdiğim cevap doğrultusunda Tuna ve Serkan aynı anda 'üf' sesi çıkarmıştı. Tek kaşımı kaldırıp Tuna'ya baktığımda gözlerini kaçırmış, önünde her zaman duran ama hiçbir zaman çözmediği test kitabına yöneldi. Bu saçma davranışlarına şu an kafa yoramazdım. Keza yoracak bir kafam yoktu. Dün geceden sonra düşüncelerim bile ağrıyordu.

"Baş ağrısına iyi gelen bir kremim var. Sınıftaydı, bekle getireyim." dedi Meltem sınıfın kapısından çıkmadan önce.

Ikinci dersteydik ve Baran hâlâ gelmemişti. Böyle mi olacaktı yani? Kaçacak mıydık birbirimizden? Keşke dün olanlar yaşanmasaydı diye  geçirdim içimden. Keşke bana hissettiği şeyleri bilmeseydim. Keşke Tuna'nın isteğini yerine getirseydim ve o lanet evden dışarıya çıkmasaydım.

Birçok keşkem vardı. Keşkelerin keş olduğu bir dünyada birçok keşke.

Serkan, Meltem'in arkasından alel-acele çıkarken Tuna önündeki test kitabı ile ilgilenmekten vazgeçip bana, arkasına döndü.

"Kız yardım istiyor senden. Neden yardım etmiyorsun?" dedi, saçlarını elleri ile geriye doğru tararken.

"Başım ağrıyor sik kafalı." dediğimde gözlerini devirmişti. Küfür edilmesi zerre umurunda değildi.

"Krem getirmeye gitti işte. Geçer. Sınavları kötüymüş, ailesi ile arası bozulsun istemiyorum." dediği sırada Meltem ve Serkan sınıfa girmişlerdi. Tuna'ya bakıp "Iyi." diye fısıldadım.

"Dudak üstüne ve kaş üstüne sür." dedi elindeki küçük kutuyu bana uzatırken.

"Tamam. Çalıştırırım." dedim kutudaki tüm kremi alnıma sürerken.

O sırada kapıdan giren bedenle kaskatı kesilmiştim yerimde. Yeni uyanmış gibiydi. Saçları dağınık, gözleri şişmişti. Onun haricinde bir şeyi yoktu. Kıyafeti her zamanki gibi tertemizdi. Yavaş adımlarla yanımıza gelene kadar gözlerine bakmıştım. Ama o ısrarcıydı. Bir kere bile değmemişti gözleri gözlerime.

"Niye geç kaldın lan?" dedi Serkan Baran'a ithafen.

"Uyuyakalmışım." dedi yanıma oturmadan hemen önce. Yeni duş almıştı. Hissediliyordu.

"Siktir göt. Sen uyuyakalmazsın."

Tuna bunu gülerek söylediğinde Baran onu tiye almamıştı. Cebindeki telefonunu ve kulaklığını çıkartıp kafasını sıraya koydu. Oysa her zaman bacaklarımın üzerinde uyurdu.

Kafamın içinde dönüp duran düşünceleri atmak istercesine salladım başımı iki yana. Baran bitmişti. Unutmuştum bir kere. Tekrar hatırlamak da neydi?

"Nereye gidiyorsun?"

Tuna'nın sesini duyana kadar yerimden kalktığımdan bile haberim yoktu. Sahi, nereye gidiyordum ben?

"Siktir git."

🍁

"Hangi konular?" dedim karşımda telefonu ile ilgilenen Meltem'in dikkatini çekmek için.

canhıraş |bxb|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin