Özel bir yer (21)

225K 11.5K 5.1K
                                    


"Bu Mert'le yemek nereden çıktı?" diye sordum, Mustafa tarafından gelen emrivakiye karşılık.

"Yüz bin kutlaması yapacağız," dedi Mustafa. Mert'e yaptığımız şaka YouTube'da yüz binden fazla izlenmişti. Yüklediğimiz videolar genellikle benzer sayılarda izleniyordu, tabii Engin Eraslan'ın videosu hariç. Onun videosunu yüklediğimiz gibi, video gündeme ilk sıradan girmiş, izlenmeler ve tweetler havada uçuşmuştu.

"Mert istedi," diye daha açıklayıcı bir açıklama yaptı Egemen.

"Nerede yapacağız, yine Engin'in ailesinin evinde bir şeyler yapacaksak ben gelmem."

Sesim istemsiz sert çıkmıştı.

Engin Eraslan benden görüşme sözünü kapmış, sonrasında ise sanki aramızda hiçbir şey geçmemiş gibi davranmıştı.

Sadece bir kez, o da dün gece epey geç saatlerde "Nasılsın?" diye mesaj atmıştı. Bu onunla yemek yedikten üç gün sonra attığı ilk mesajdı.

Başta cevap vermemiştim ama sonrasında, "Uyuyor olmalısın," yazdığında dayanamamış, "Uyumuyorum," diye cevaplamıştım. Benim bilerek onu beş dakika beklettikten sonra cevap vermeme tezat oluşturacak şekilde anında görmüştü mesajımı ve birkaç saniye içerisinde "Yazıyor" ibaresi gözükmüştü.

"Ne yapıyorsun?"

Üç gündür ne aramış ne de mesaj atmış, görüşmek için hiçbir istekte bulunmamış, ben yediğimiz yemeğin kurduğum bir hayal olduğuna inanmaya başlamışken o, üç gün sonra bana "Ne yapıyorsun?" diye mesaj atmıştı.

Sanki yemeğe çıkmak için beni ikna etmeye çalışan kendisi değilmiş gibi...

"Yatıyorum, uyuyacağım şimdi, iyi geceler," yazıp göndermiştim. "Uyuma, konuşalım," demesini beklemiş olsam da "Tamam, iyi geceler," yazmıştı.

"Yok ya, Kalyan'a gideriz," dedi Mustafa. "Yemeği biz ısmarlayacaksak mekân da bizden olur."

"İyi o zaman, herkes geliyor mu?"

"Evet."

Evde kös kös oturarak ondan mesaj bekleyeceğime, bizimkilerle ve Mert'le yemeğe çıkardım. Üstelik içimden bir ses, Engin'in yemekte Mert'in olmasından çok hoşlanmayacağını söylüyor, bu da beni yemek için istekli hâle getiriyordu.

Telefonumun çalmasıyla hemen ekrana baktım. İnsan birinin aramasını bekleyince hep tetikte bekliyordu.

Engin Eraslan...

Sanki ona günlerdir aramıyor diye sinirli olan ben değilmişim gibi kalbimin atışı inanılmaz bir şekilde hızlandı. Heyecandan telefonumu elime alarak ayağa kalktığımı sonradan, Mustafa'nın ve Egemen'in bana dönen sorgulayıcı bakışlarından fark etmiştim.

"Engin," dedim, sesimi tekdüze bir tonda tutmak için epey çaba harcadım. Sanki araması umurumda değilmiş gibi omzumu kıvırdım. "Ben de annem arıyor sanmıştım," diyerek, neden heyecanlanıp ayağa kalktığımı kıvırmaya çalıştım.

Telefonu açmayacak olsam da kendi odama gittim. Neden gittim, bilmiyordum, sadece gittim işte. Telefonu açıp onunla konuşmayı deli gibi istiyordum ama bir taraftan da, üç gündür bir kez mesaj atıp onda da fazlasıyla ilgisiz davrandığı için biraz burnu sürtsün istiyordum.

Telefon uzunca çaldı, açmadım.

O da bilerek açmadığımı anlamış gibi mesaj attı.

Polis Şakaya Gelmez Where stories live. Discover now