Sahtekar (11)

231K 13.9K 9.1K
                                    

Sevgili Polis Şakaya Gelmez ailesi; bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım. Vizelerimden dolayı maalesef ki, yeni bölümün gelmesi gecikti bunun için üzgünüm. Bölümleri daha sık paylaşmaya çalışacağım. Seviliyorsunuz...

Twitter da #polisşakayagelmez etiketini kullanabilirsiniz. Orada da sizi görmeyi çok isterim. 🌸

Çok keyifli okumalar!

İg: merveegnr_

tw: mervegnr_


**

Kalemi yerine bırakarak, teşekkürler başkomiser yazdığım küçük beyaz not kağıdını kapalı laptobunun tam ortasında ki aldığım minyatür arabanın altında koydum.

Tepkisini merak ediyordum, sinirlenecek miydi yoksa hoşuna mı gidecekti?

Ellerimi masanın kenarından yavaşça ayırarak, sessizce odadan dışarı çıktım. Kapıyı kapatıp arkamı döndüğümde onun ansızın önüme çıkmasıyla birlikte "Korkuttun," diyerek refleksle geriye doğru sıçradım.

"Ne işin var benim odamda?"

Sesinde suçlayıcı bir ton, bakışlarında ise beni tekrar görmesinin verdiği bir memnuniyetsizlik vardı.

Kaşlarım hafif çatılırken kısık bir sesle, "Sana teşekkür etmek istemiştim," dedim. Başparmağımla kapıyı göstererek ona aldığım hediyeyi söyleyecekken, tüm hevesimi kursağımda bırakmak istercesine konuştu.

"Sana neden inanayım?"

Kaşlarım daha derin çatıldı. Birkaç saniye sözlerinin üzerimde bıraktığı, kötü hissi geride bırakmaya çalıştım. Bana yaptığı ilk yalancı iması değildi bu fakat ben nedensizce ilk defa ona kırıldığımı hissettim.

"Anlamadım?" dedim eski canlılığını kaybeden kısık bir sesle.

Şu an sinirli olmasının iki nedeni olabilirdi. Birincisi ve benim inanmak istediğim başka birine ya da olaya sinirlenmiş hala etkisi altında kalmış olmasıydı, ikincisi ise beni gördüğünden...

"En çok neyden hoşlanmam biliyor musun?"

Konunun nereye bağlanacağını merak ettiğimden, bilmiyorum anlamında başımı her iki yana salladım ama o an en çok 'senden hoşlanmıyorum' dese şaşırmazdım.

"Yalandan."

Gözlerini gözlerime dikti.

"Ve sen yalancı değilsin."

Konuşmasının ucunun bana dokunacağını sanmış ve yerimde huzursuz bir şekilde dikilirken yaptığı itiraf rahatlayarak gülümsememe neden olmuştu. Hatta gözlerimin içinin bile ışıldadığına emindim. 

"Tümüyle yalan olmuşsun." Gülümsemem yavaş yavaş solarken aralanan dudaklarımı uzun süre kapayamadım. "Bu yüzden sana inanmamı bekleme."

İçime çöreklenen boğucu havanın esir aldığı, kasvetiyle sınadığı tek yer kalbimdi. Duran aklım eskisi gibi çalışmaya başladığında onu tekrar görmek için eksik form dolduran bana kin kusmuştu.

Kahverengiye çalan kumral kısa sakallarında olan gözlerimi onun gözlerine çıkarırken duygularıma bir set kurdum. Bakışlarımda en ufak bir kırgınlık ya da şaşkınlık yoktu. Yalnızca öfke.

Polis Şakaya Gelmez Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin