35

2.4K 142 184
                                    

" Aslında havanın soğuk olması gerekmiyor mu? " dedi Hana.

" Evet. " dedi Jimin. " Sıcak olması güzel. Soğuk havayı sevmem. "

Hana " Ben severim. " dediğinde Jimin " Her huyumuz aynı değilmiş. " dedi.

Hana gülerek " Benimle neden çıkıyor olduğun belli oldu Jimin-sshi. " dedi.

Jimin deri montunu çıkarttı. Hava konuştukları gibi iyiydi. Saçını elleriyle düzeltip " Seni her huyunla seviyorum, günışığım. " dediğinde Hana sondaki kelimeyle mest olmuştu.

Jimin yanlarında olan Starbucks'ı görüp " Kahve ister misin? " dedi.

Hana " Olur. " dedi. " Ben burada bekliyorum. İçerisi yeterince kalabalık. "

Jimin onu onaylayıp kafeye doğru adımlamaya başladığında Hana sırtının ne kadar yakışıklı olduğunu fark etti.

Kafayı yemişti. Yemeye de devam ediyordu.

O anda Hana'nın telefonu çaldı. Bilinmeyen numaraydı. Hana ne kadar tereddütte kalsa da telefonu açtı.

" Alo? " dediğinde kalın bir erkek sesi " Merhaba, Hana. " dedi.

" Adımı nerden biliyorsunuz? Kimsiniz? "

" Kim olduğumun önemi yok ama sevgilinin hayatı önemli, değil mi? "

Hana telaşlanıp sipariş veren Jimin'e baktığında telefonun ucundaki adam " Eğer şimdi dediğim yere gelmezsen Jimin'i vurdurmam 1 saniyemi bile almaz. " diye fısıldadı.

Onun fısıldaması Hana'yı iyice korkuturken adam " Yanındaki ara sokağa gir ve saklan. Eğer Jimin'in seni yakalaması için bir işaretini görürsem daha demin söylediğimin aynısını yaparım. Bam! " dedi.

Hana'nın gözleri dolarken " T-tamam. " dedi ve adamın dediğini yapıp r yere saklandı. Ne o Jimin'i ne de Jimin onu görebiliyordu.

" Yalvarırım ona zarar verme. " dedi Hana telefonun ucundaki şahısa.

Keşke telefonu açmasaydı.

" Bu sana bağlı Hana'cık. Hatalarının bedelini tek sen ödemek istiyorsan sesini bile çıkartma. "

Yarım saat sonra telefonun ucundaki adam gülerek " Jimin çıldırdı. " dedi.

Jimin etrafına bir kez daha baktı. Kahveleri yere fırlatıp herkese Hana'yı tarif edip nereye gittiğini sorarken aldığı olumsuz cevap onu iyice çıldırtıyordu.

Saçlarını avuçlayıp " Nerdesin? Kahretsin! " diye bağırdı.

Telefonu çıkartıp Yoora'yı aradı.

Yoora teşefonu açınca nefes nefese " Hana orada mı? " dedi.

Yoora " Hayır. Hepimiz buradayız. Bir tek siz yoksunuz nerdesiniz? " dediğinde Jimin " Kaybettim. " dedi. " Hana yok. Yer yarıldı da içine girdi sanki. YOK! "

Jimin Yoora'yı daha fazla dinlemeden telefonu kapattı.

Hana ağlayarak bir yere büzüşmüş otururken önünde bir araba durdu. Tam sevinecekti ki telefonun ucundaki ses " Bu arabaya bin. " diyerek onun yönlendirmiş araba olduğunu öğrenmiş oldu.

Titreyen bacaklarıyla açılan kapıdan arabanın içine girdiğinde telefon kapandı ve limüzin arabanın geniş arka tarafında ışıklar açıldı.

Bütün ışıklar açılmamıştı. Bir adamın oturduğu yerdeki ışık açılmamıştı. Aralarındaki mesafe o kadar çoktu ki Hana gözlerini kısarak bakmaya çalıştı. Tabii görememesinin en büyük  etkeni karanlık olmasıydı.

Best Of Me [jenmin]Where stories live. Discover now