21

84.5K 7K 6.9K
                                    

21: Zırlayan kedi, ne yaptığını bilmez Taehyung ve Jeongguk'un uzun tırnakları.

Selam, fluff oldu sanırım:"

Sonraki bölümler için hazırrrrrlık bölümü diyeyim :"

Sizi seviyorum,
İyi okumalar.♡

Kihyun ile Taehyung'un arasındaki konuşmaların üzerinden geçen ikinci günün sabahında, evin ikinci katındaki, pek de büyük sayılmayan bir odayı oluşturan tüm etmenlerden daha etkili olan yatağın üzerinde; geniş ve kokusunu çok net bir şekilde alabildiğim göğsüne kıvrılmış, elimi çıplak sırtında gezdiriyordum.

Uyanıktı. Ben, uyandığımda bile uyanıktı ama birbirine girmiş bedenlerimizi ayırmayı düşünmemişti. Bir bacağı benimkinin üzerinde, sağ kolu sıkıca belime sarılı bir şekilde yatıyordu, çenesi kafama yaslıydı, arada bir burnunu saçlarıma daldırıp çıkardığını hissediyor ancak uyandığımı anlamasın diye gülümseyememiştim bile.

Kim Taehyung, ne yaptığını bilmiyordu.

Ne konuştuklarını duymuştum, neler olduğunu tam olarak anlayamasam da aptal değildim ve bir şeyleri kavramak pek de zor sayılmazdı. Mesela biri olduğunu anlamıştım, Taehyung'un deli gibi aşık olduğu ve  her şeyimle onundum dediği birinin olduğunu anlamıştım. Kihyun'un aslında etkisiz bir eleman olmadığını, Taehyung hakkında birçok şey bildiğini anlamıştım. Birbirlerine değer verdiklerini ve Taehyung'un blöf de yapsa, Kihyun'a zarar veremeyeceğini; onu tutan bir şeylerin olduğunu anlamıştım.

Benden, bana ait, diye bahsetmişti fakat, bunun beni mutlu ettiğini, havalara uçurduğunu söyleyemezdim. Ona ait olduğumu düşünmüyordum, kendi başıma bir birey olduğumu ama, onun yanında olmayı sevdiğimi düşünüyordum sadece. Evet, onunla olmayı seviyordum. Onun yanında durmayı, onunla uyumayı, onunla yemek yemeyi ve hatta saçlarımı kurutmasını; onunla öpüşmeyi, onunla sevişmeyi...

Onunla yaptığım her şeyi seviyordum.

Yavaşça yutkunurken, aklıma düşen sözlerini hatırladım, istemsizce. Kır kanatlarını demişti, sırtındaki dövmeden bahsederken ve ben, Kihyun'la olan tüm konuşmalardan anladığım kadarıyla bu kanatların, ona, aşık olduğu kişiye ait olduğunu düşünüyordum. Öyleydi. Eminim ki, bu kanatlar o kadına veya o adama aitti işte, emindim.

Sırtından, kürek kemiklerine dek okşayan parmak uçlarım, irademin dışında bir şekilde tırnaklarımla birlikte tenine gömüldüğünde; Taehyung bunu beklemiyormuşcasına dudaklarından tıslar gibi bir ses çıkardı ve kafasını geriye attığını hissettim. Elimi hızla teninden çekip, yaptığım şeyin yanlışını sonra düşünmem gerektiğine yemin ettim, kafamı hızla kaldırıp yüzüne bakmıştım. "Ö-özür dilerim," fısıltımla, çatık kaşları yavaşça yumuşamış; dün gece aniden boyadığı saçlarının sarı tutamları alnında dökülüyorken, tekrar elini kafama kaydırıp beni göğsüne yaslamıştı.

Siktir, kesinlikle tırnaklarım uzundu-Bilerek yapmamıştım, hayır.

"Sabah sabah neden tırmalanıyorum?" Kafamın derisinde hareket eden parmak uçlarıyla mayışırken, "Yanlışlıkla oldu," diye uydurmuştum. Bu sırada tekrar göğsüne sokulup, ona sırnaşmaya çalışmama yumuşak bir kıkırtıyla güldüğünde öyle büyük bir hızla kafamı kaldırıp; o anı yakalamıştım ki, onu gülerken göremeyeceğim diye korkan yanımdan daha da hızlı davranmıştım.

Yemin ederim, Tanrı bu gülümsemeyi görüp kıskanıyor; onu yaralamak için her şeyi yapıyordu.

"Ne?" Diye mırıldandı karnıma hafifçe vururken. "Ne bakıyorsun?"

serial killer ▪ taekook ✔Donde viven las historias. Descúbrelo ahora