40

72.1K 4.4K 11.7K
                                    

40: Takım elbise ve Jeon Jeongguk.

Selamlar!

Artık sona doğru yaklaşıyoruz ve bu yüzden son kez yorumlarınızı okumayı istiyorum, yeni bölüm ve final için belki motive olur.

Bölümü seveceğinizi umut ederek iyi okumalar diliyorum ve sizi seviyorum ♡

Sinirden ve biraz da korkudan başıma girmiş ağrıyla baş etmeye çalışırken elimi sertçe şakağıma vurdum ve önümdeki tekerlekli elbise askılığına bir bakıp şakağımdaki elimi yüzüme kaydırarak, uzun süredir kesmediğim sakallarımdan dolayı pürüzlü tenimi sıvazladım. Durup dururken canım sıkılmış, Taehyung'un da canının sıkıldığını düşündüğümden iyice keyifsizleşmiştim ve bunun için haklıydım da.

Beni bu yaşımdan sonra bir oyuncu yapmayı kafasına koymuş, reklamında oynamam için her gün kapıma gelip bana ve Taehyung'a adeta yalvaran adam şimdi de birbirinden farklı takım elbiseleri, ki fiyatları kesinlikle dudak uçuklatacak cinstendi, kapıma yollamıştı. Tanrı aşkına Taehyung görmesin diye hızlıca askılığı eve ittirip gitmişlerdi ve ben de, salonumuzda öylece uzanarak televizyon izleyen sevgilim bunu görünce ne tepki verecek diye düşünüyordum. Sahiden bir şeyler yapacağından korkmaya başlamıştım, uzun süredir çok sessiz duruyordu, adamı yanımda gördüğü gibi derin derin nefesler alarak elini belime yaslıyor ve bedenimi, evimize sürükleyip geri dışarı çıkıyor ve adama bir şeyler söylüyordu ama bunları dinlemek bile istemiyordum. Yüksek ihtimalle küfür ve tehdit içerikli bin bir cümleydi. Ah... Yıllardır sakinliğini koruması bir anda patlayacağını düşündürüp beni sahiden korkutuyordu.

Yolculuğa çıkıp Kore'den ayrıldığımızdan beri, sakin; özenli, sahiden üzerime titreyen ve bana aşık olduğunu göstermekten çekinmeyen bir adama dönüşmüştü. Aslında... Aslında bence o hep böyle bir adamdı, her zaman, aslında sakin ve özenliydi; hep üzerime titriyordu ve son zamanlarda her öpücüğünde bana aşık olduğunu hissettiriyordu işte. Sadece eskiden bazı zamanlarda kıskanç olabiliyordu ve o zamanlarda beni eski karısıyla karşılaştırdığını hissedip kırılıyordum. Şimdi ise tamamen farklıydı, o kadının adını ağzına dahi almıyordu ve beni kıskandığında başka bahaneler ortaya sürmüyordu. Netti, korkmuyordu. Canımı yakmıyordu ve en önemlisi beni sevdiğini söylerken asla çekinmiyordu.

Tanrım, hayatımın en boktan vaktinin beni ona sürüklediğini düşününce, beni en çok üzen ve intikam duygumu körükleyen kadına bile minnet edesim geliyordu.

Taehyung'la başka türlü tanışamazdım, o gün Seokjin'in yanına gidip o kartı almasaydım ve Taehyung'a o silahı doğrultmasam asla kendime aşık edemezdim ve eğer siktiğimin tavşanlı pijamalarını istemesem belki de ona gerçekten yaklaşamazdım. Bilmiyordum. Ona aşık olduğum için çok şanslı, bana ait olduğu için gerçekten her şeye minnettar hissediyor ve ilk defa dünyaya geldiğim için şükrediyordum.

Parmaklarım sakince koyu renk ceketlerin üzerinde gezinirken düşündüğüm şeyler beni bir yandan boğmaya, diğer yandan cennet bahçeleri sunmaya başladığında derin derin nefeslenerek bir takımın askısını elime aldım, hafifçe kaldırmış ve dalan gözlerimle içindeki ceket ve kravatı incelemeye başlamıştım ki, sert bir soluk duydum. Hızla takımı indirip salonun kapısına yaslanarak ellerini eşofmanının ceplerine sokmuş Taehyung'a bakmış ve "Yine o adam, değil mi?" diye soruşuyla, "Ah-" diye bir ses çıkartıp, bir şey söylememin saçma olacağını düşünüp omzumu kaldırmıştım.

Omzum tekrar indiğinde, Taehyung gülümseyerek kafasını iki yana salladı ve asla beklemediğim bir şey yapıp "Baksana," diye mırıldandı. "Sahiden oynamak istemez misin, yoksa benim sorun çıkaracağımdan mı korkuyorsun?"

serial killer ▪ taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin