32

59.9K 4.9K 9.3K
                                    

32: Aşkından deli olan Kim Taehyung.


VALLAHİ YORUM İSTİYORUM

Namjoon'un bulunduğu mekana ilerleyen arabanın içinde yükselip alçalırken, Taehyung'un, sıcak nefeslerini hissedebildiğim göğsüme yaslandığını hissediyordum. Yanağı, arabaya binmeden önce, birkaç saat bile dayanamadığım için kadınları takdir ettiğim sütyeni çıkarıp attığım göğsüme iyice yaslanmış; buram buram kan kokusunu aldığım parmakları boynuma doğru sarılmıştı. Hiç sesi çıkmıyordu, yalnızca derin soluklarını duyabildiğimden, bunları, yüzünde acıyan yerlere vermiştim çünkü güzel yüzü biraz dağılmıştı işte, Tanrım, Namjoon'u gebertmek istiyordum.

Diğer kolu belime sarılıydı ve biz arabanın arka koltuğunda birbirimize sarılmış oturuyorduk. Benim kollarım onun omuzlarından doğru geçip birleşmiş; dudaklarım karışık saçlarının içine girmişti. Yorgun görünüyordu, Tanrım, ilk defa kollarımın arasında ufacıktı ve bu öyle çok onure etmişti ki beni,  yanağımı saçlarına iyice yaslayıp gözlerimi yola dikmiş; arabanın içini dolduran kısık sesli müziğe arada bir eşlik etmeye başlamıştım.

Taehyung bir süre sonra yavaşça benden ayrılmak için bir hareket sergilediğinde bedenini rahat bırakıp benden uzaklaşmasına izin vermiştim. Taehyung önce ağır ağır kırpıştırdığı kirpiklerinin ardındaki buğulu gözlerini ön cama dikti, arabayı Yoongi Hyung kullanıyordu ve yanındaki koltukta oturan Kihyun ses çıkarmıyordu. Yerimde biraz kıpırdaıp üşüyen ayaklarımı birbirine sürttüm ve Taehyung'un, "Ne kadar kaldı?" Sorusuyla  hafif pürüzlü sesi birleşince oluşan güzelliğine dokunmaktan kendimi alıkoyamadım. Parmaklarım yavaşça yanağına kaydığı gibi yumuşak tenini okşayıp "Sevgilim," diye mırıldandım. "Kötü mü hissediyorsun?"

Taehyung, ona sevgilim deyişimle kısılan gözlerini dudaklarıma kaydırınca sakin bir tavırla parmaklarım ensesine girdi, yüzünü kendime çektim ve dudaklarımı, kanın kuruduğu pürüzlü dudağına bastırırken düşünmedim, hızlı bir öpücük vermişti bana, kafasını geriye çektiği gibi alnını boynuma yaslamış ve "Hayır." Diye yanıtlamıştı ama emindim ki, biraz kötü hissediyordu. İlk defa böyle uysal görüyordum onu, ilk defa bu denli sakindi.

Bir süre sonra, dinlenmek için kapattığımız gözlerimiz bizi uykuya sürükleyince Yoongi hyung bizi uyandırdı. Hava kararmıştı, devasa bir villanın önünde durduğumuzu söyleyebilirdim ve bizden önce gelenler çoktan içeriye geçmişlerdi çünkü arabalar boştu.

Taehyung bedenimden sıyrılıp üzerindeki ceketi düzelttikten sonra hala kısık gözleriyle arabadan indi. Ben de inmiştim, tüm bedenim tutulmuştu; omuzlarım ağrıyordu ve bu iyice gerinmeme sebep olmuştu.

Taehyung arabadan indikten sonra parmaklarını parmaklarıma geçirip yavaş yavaş evin bahçe kapısına doğru ilerlemeye başlayınca kapıdaki iki adamdan biri kapıyı açtı, bizden önce Yoongi Hyung ve Kihyun girmişti bile, biz de peşlerine takılıp onları takip etmiştik. Taehyung her zamanki hızının aksine bugün son derece yavaş yürüyor, arada bir parmaklarımı sıkıp bırakıyor ve dişlerini birbirine bastırıyordu.  Neyi vardı? Yüzü sahiden bu denli acıyor muydu? Başka bir sorunu mu vardı? Varsa neden bana söylemesindi ki?

Evin açık kapısından içeri girdiğimiz gibi karşımızda bize gülümseyerek bakan Namjoon, "Hoş geldiniz," dedi. Sesi eğleniyor gibi geliyordu, sanıyordum ki iş kolay tamamlandığından bu hoşuna gitmişti. "Bundan sonrası bende, size bir oda hazırlattım. Üst katta, soldaki oda ama dikkatli olun; evin duvarları ses geçiriyor."

Taehyung'un yüzünü görmesine rağmen bir tepki vermeden mutlu mutlu konuşması sinirlerimi iyice bozmaya yetmişti, kaşlarım çatıldı; alt dudağımı sertçe ısırmadan önce, "Sen neredeydin?" Diye sorarken buldum kendimi. "Zaten yapacağın bir şey kalmadı ki, her şeyi biz yaptık. Saati sen kaybettin," İşaret parmağımı üzerine sallamamla, Taehyung'un alt dudağını ısırdığını gördüm.  "Yarım saatlik zevkin için, benim sevgilim bu halde ve şimdi kalkmış oda hazırlattığını mı söylüyorsun? Siktir oradan."

serial killer ▪ taekook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin