*3

729 80 19
                                    



Kollarındaki alçı derisinin altını kaşındırıyordu ama ne yazık ki yapabileceği bir şey yoktu. Doğrusu, tek sorunun da bu olmasını dilerdi.

Revirden ayrıldığı andan beri Barnes'dan bir işaret bekliyordu ama bir kez olsun onu görmemişti. Bir yanı; adamın tek başına bu işe giremeyeceğini düşünüp onu rahatlatıyor, bir yanı ise adamın onu bir yük olarak görüp yanına almaktan vazgeçeceğini düşündüğü için panik olmasına neden oluyordu.

Ayaklarını uzattığı yatakta biraz doğrulurken bacağındaki zincirin sesi odada yankılandı. Kolu sağlam olmayabilirdi ama bacağından zincirlenmesine engel değildi.

Kafasını geriye yaslayıp gözlerini yumdu. Odada kimse yoktu. Kızlar eğitimdeydi ama sarışın kadın onun gelmesini istememişti.

Duyduğu ayak sesiyle kafasını hızla arkaya çevirdi. Beklediği kişinin aksine, gelen Profesör Grigor'du. Adamın yüzündeki sahte gülümsemeye başını hafifçe eğerek cevap verdi.

"Seninle biraz konuşalım Natalia. Olur mu?" Olumsuz cevap verme hakkı elbette yoktu. Ama nedense, herkes isteğiyle hareket ediyormuş gibi davranılıyordu. "Nasıl isterseniz Bay Pchelintsov." Adam karşısındaki yatağa oturup elindeki kumandaya bastı. Kızın ayağındaki zincir açılırken, amacı ona güvendiğini göstermekti. "Sana güvenebilirim değil mi? KGB'nin sana güvenmeye ihtiyacı var." Kelimelerin altında yatan tehtidi hissedebiliyordu.

"Tabi ki Bay Pchelintsov."

Elindeki dosyayı açan adamı izlerken, gözü kapıdaki hareketliliğe kaydı. Parmağını dudağına götürerek kıza sessiz olmasını işaret etti kış askeri. Natasha şaşkınlığın etkisiyle gözlerini kırpıştırdı. Ama hemen sonra, bakışlarını yeniden profesöre çevirdi.

"Sanırım burada pek sevilmiyorsun." Adam kolunu işaret ettiğinde, Natasha bunun sorumlusuna bakmamak için kendini güçlükle tuttu. Vermesi gereken cevabı bilecek kadar şey öğrenmişti en azından.

"Daha çok pratik yapmam gerekirdi. Benim hatam Profesör." Adamın yüzü memnuniyetle parladı ve bakışları kâğıda döndü. Birkaç not aldı. Onlara öğretilen şey buydu. Suçlu olduklarını kabul etmek. Sistemi suçlu bulanların sonu pek de iyi bitmiyordu.

"Sohbetleriniz sırasında Yelena ile aranızda bir sorun olduğu fark edilmiş. Nedenini anlatabilir misin?" Adam doğrudan gözlerine bakarken Bucky'nin ne yapmaya çalıştığını göremiyordu. O yüzden soruya odaklanmaya çalıştı.

"Burada olmak hepimiz için çok önemli. Black Widow ünvanını alabilmek de öyle. Aramızdaki ilişki arkadaşlık değil çünkü ikimizde en iyisi olmak istiyoruz. KGB tarafından seçilen kişi olmak istiyoruz. Yelena da benim için sadece bir rakip olabilir bu yüzden, Profesör." KGB hakkında konuştuğunda adamın yüzünde oluşan gülümsemeyi iğrenerek izledi. Oraya olan bağlılıkları korkunç bir seviyedeydi ve Natasha bunu her gün daha çok fark ediyordu.

Grigor Pchelintshov, Black Widow programının başındakilerden biriydi. Ve Natasha adama olan nefretini sadece kelimelerle ifade edemezdi.

Bu yüzden James Barnes'ın silahıyla adamı hedef almasını yüzündeki gülümsemeyle istedi. KGB, Natasha'ya hiçbir zaman güvenmemeliydi. Çünkü o, anılarını karıştırarak elde edebilecekleri o aptal kızlardan biri değildi.

Bakışlarını profesörün arkasındaki adama çevirdiğinde, Grigor'un arkasına dönmeye dahi fırsatı olmamıştı. Susturucu takılmış silahtan çıkan mermi adamın kafatasına saplandığında, kızıl saçlarına sıçrayan kanı hissetti. Gerisi birkaç saniye içinde gerçekleşti. Bucky ona doğru bir silah uzatıp, adamın yere düşen bedeninin yanındaki ufak cihazı aldı. Ardından kendiyle birlikte kadını da kolundan tutarak odanın dışına çekti.

We'll Always Have the MoonWhere stories live. Discover now