TELL ME THE TRUTH

12-Ters Köşe

Okula hep birlikte yürürlerken, Chris sanki yıllar geçmiş gibi hissediyordu...

Darren ve Mia önden kol kola gidiyorlardı. Darren'ın genç kadını, sadece arkadaşı olarak görmesi sona ermişti anlaşılan. Başlangıçta hiç ihtimal vermese de gerçekten de sevgili olmuş gibi görünüyorlardı.

Lanet olsun! Onu düşünmeyi bırakmalıydı!

Tutunacak bir dal arayışı içerisinde hemen Will'in eline sarıldı. Parmakları birbirine geçerken kahverengi gözlü adam içtenlikle gülümseyerek dönüp ona baktı. O da karşılığında gülümsemeye çalıştı. Bunu yapabilirdi. Will'e âşık olabilirdi. Yeterince isterse başarabilirdi!

Üzerinde hissettiği keskin bakışlarla önüne döndü. Darren, başını çevirmiş, onlara dik dik bakıyordu. Chris, ne var dercesine kaşlarını kaldırınca da yarım ağız gülümseyerek tekrar önüne dönmüştü.

''Chris, bundan hoşlanmıyorum. Belki de ayrı eve çıkmalıyız?''

Başını yanındaki gence çevirdi ve inanamayan gözlerle ona baktı.

''Dalga geçiyorsun değil mi? Darren'ın saçma salak davranışları yüzünden evimi terk etmeyeceğim.''

Biraz daha sesini alçaltarak devam etti:

''Onun yaptığı gibi kaçmaya yeltenmeyeceğim. Ne derdi varsa eninde sonunda söyleyecek ve bu durumu da konuşarak halledeceğiz.''

Will, kahverengi gözlerini kısıp Darren'a baktıktan sonra tekrar ona doğru dönüp yavaşça fısıldadı:

''Seni istiyor. Bunu hissedebiliyorum.''

Chris, bu cümleyi geçiştirmeye karar verdi çünkü kendisi de Darren'ı isterken onun bu gözlemine itiraz edemezdi.

''Kıskanç bir sevgilim var! Hayat ne güzel!''

Zoraki atmaya çalıştığı kahkaha, konuyu değiştirmeye yetmemişti fakat bu sırada çoktan okula gelmişlerdi.

Güvenlik görevlisine selam verip kafeteryaya yöneldiler. Will ile birlikte öne geçmişlerdi. Mia arkalarından seslendi.

''Biz derse gidiyoruz. Çıkınca haberleşiriz.''

İkisi de genç kadına dönmeye tenezzül etmeden el sallayıp görüşürüz demekle yetindi.

Chris, Darren'ın Mia'ya sarılmış seksi halini görmek istemiyordu. O yüzden arkasını dönmemişti.

Ne demişti? Seksi mi demişti! Siktir!

Bu sırada Will'in onu sürüklemesine izin verdi ve çabucak içeri geçip boş bir yere oturdular.

Her zamanki gibi tıklım tıkış olan kafeteryada birbirlerini zor duyuyorlardı. Bunu bahane ederek Will'e biraz daha yaklaşıp elini tuttu.

Darren'ı unutmak ve tamamen karşısındaki yakışıklı gence odaklanmak istiyordu.

''Tanrım! Gözlerime inanamıyorum! Lea, çabuk buraya gel. Bizim ev arkadaşları sevgili olmuş.''

Chris, başını sertçe masaya vurmak istedi. Naya'dan nefret ediyordu! Hatta Mia'dan nefret ettiğinden bile daha çok nefret ediyordu ondan.

''Bak karşıda bir masa boşalıyor, Naya. Hem Chord da oraya doğru gidiyor, onun yanına git bence!'' diye terslendi.

''Avucunu yalarsın, canım. Chord! Hey! Buradayız. Acele et, müthiş haberlerim var!''

Will, derin bir nefes alıp ondan uzaklaşınca Chris de arkasına yaslandı.

Naya'nın bağrışlarına ve bu sırada yanlarına gelmiş olan Lea'nın çırpınışlarına dayanamayan Chord ise isteksiz adımlarla onlara doğru yönelmişti. Sarışın adamın yürürken, boşalan masaya özlemle baktığını fark etti.