8-Ona aşık olmak istemiyorum!

11.1K 341 36
                                    

Chris, okula doğru yürürken derin düşüncelere dalmıştı. Şu sıralar o kadar çok düşünüyordu ki, çıldırmadığına şükrediyordu.

Sert bir rüzgâr esip içi titreyince montunun önünü ilikledi. Hava git gide soğuyordu. Adımlarını hızlandırdı.

Evde durmaya daha fazla dayanamamıştı. Dersi olmadığı halde okula gidiyordu. İnsanların dün geceden sonra verecekleri tepkilerden, söyleyecekleri sözlerden korkuyordu elbette ama er ya da geç bu partinin sonuçları ile yüzleşmesi gerekecekti. Bunun hemen gerçekleşmesi ve bir an önce de sona ermesi en iyisiydi.

O, evden çıkarken Will ortalığı toparlamakla meşguldü. Mia ise duştan çıkmış, okul için hazırlanıyordu. Onun, gözünün altında oluşan morlukları kapatmak için bir saat makyaj yapacağına emindi.

Will, ise sürekli odasının iğrenç bir halde olduğundan yakınıp durmuştu. Hazır dersleri yokken mutlaka bu dağınıklığı toplaması gerektiğini söylemişti. Chris'in benimle gel ricasına da şiddetle karşı çıkmıştı.

Onun titiz olduğunu biliyordu ama dün gece yaşanan onca olaydan sonra odasını toplamayı düşünebilmesi ve bu konuda diretmesi inanılmazdı.

Chris'e içtiği tonlarca ağrı kesici fayda etmezken sevgili ev arkadaşı temizliği düşünüyordu. Siktir! Başı hala zonkluyordu.

Yine de Will'in odası, evdeki tüm odalara nazaran en berbat halde olandı. Chord ve Grant sağ olsun odada dağıtılmadık yer bırakmamışlardı. Tabiî ki Will'in bundan haberi yoktu. Chris de bir şey söylememişti. Kimin yaptığı önemli değildi. Sonuçta odanın içine edilmişti.

Okulun önüne geldiğini fark edince kısa bir an duraksadı. Nasıl karşılanacağını, insanların dün geceyi ayrıntılarıyla hatırlayıp hatırlamadığını, memnun kalıp kalmadıklarını bilmiyordu ve bu onu fena halde germişti.

Derin bir nefes alarak okula girdi...

Kumral saçlarını her zamanki gibi jölelemiş, yukarıya doğru kaldırmıştı. Ne kadar mutsuz ve acınası bir halde olursa olsun saçlarına mutlaka özen gösterirdi. Chris, bu takıntısına engel olamıyordu. Darren'a da bu yüzden kızıyordu ya zaten. Pislik herif bunu bildiği için sürekli saçlarıyla oynuyordu.

Darren...

O aklına gelince derin bir iç geçirip başını salladı ve kafeteryaya girdi. Düşündüğünün aksine kimse dönüp ona bakmadı. Laf atan olmadı veya şikâyet eden...

Çok mu egoistçe düşünmüştü acaba? İnsanların onlardan başka da işleri güçleri vardı. Kafeterya içerisinde boş bir yer ararken modern dans bölümü öğrencilerinin oturduğu kısma yaklaşınca büyük bir alkış koptu.

Chris, korkudan ne yapacağını şaşırmıştı. Öyle bir zıplamıştı ki bu seferde insanlar onun bu hareketine gülmeye başlamıştı.

Partiye katılmayanların umurunda değillerdi,evet fakat partiye katılan kişiler anlaşılan her şeyi net olarak hatırlıyordu.

Gülümsemeye çalıştı. Bir an önce bu grubun olduğu yerden uzaklaşmalıydı.

'' Harika bir partiydi!''

''Bir sonraki ne zaman?''

''Doyamadık!''

'' Başımın çatlayacak kadar ağrıdığı ama ertesi güne bu kadar mutlu uyandığım bir başka parti daha hatırlamıyorum!''

Chris, son cümleyi söyleyen kişiye döndü sakince. Heather, yeşil gözleri parlayarak ona bakıyordu.

Will bir haltlar mı karıştırmıştı? Bu kız niye bu kadar mutluydu? Gözlerini kıstı. Bu sırada bir tepki vermesi gerektiği geldi aklına:

TELL ME THE TRUTHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin