6.5

52.5K 4.9K 3.3K
                                    

| enes |

"Hunlar piyade olarak savaşmaya hiç alışık değillerdi."

"Piyade ne demek?"

"Ayrıca Hunlar iyi savaşçılardır. Yay ve kement kullanmakta eşsizdirler."

"Kement ne demek?"

"Bakın sınavda sordular bunları çocuklar. Dinlemezseniz kaçırırsınız."

"Sınav ne demek?"

"Sina, bokunu çıkarma sen de."

Gülüp Hoca'yı dinlemeye devam etmişti. Bir kaç saniye durduktan sonra  önde oturan Ece'nin omzunu dürtmüştü. Ece arkasını dönüp gülümsemeye başlamıştı.

"Piyade ne demek?"

"Yaya."

"Sağol."

"Rica ederim. Anlamadığın şeyleri sorabilirsin."

"Kızım sana bir şey soran mı var? Dön önüne." Omzundan itip geriye yaslandım. Sina küçümser bir bakış atıp arkasına yaslanmıştı. Eray öne doğru eğilip kulağıma "Sarp uzaklaştırma almış." dedi.

"Sina?"

"O belli değil. Yavuz ne dediyse artık."

Kafa sallayıp ayağa kalktım.

"Hocam tuvalete gidebilir miyim?"

"Hayır."

"Teşekkürler hocam."

Kalktığım yere tekrar oturup parmak kaldırdım.

"Hocam."

"Ne oldu Enes?"

"Peki şimdi gidebilir miyim?"

"Hayır."

"Teşekkürler hocam."

***

"Siz Yaren'le yine mi barıştınız?"

"Konuşuyoruz şimdilik."

Eray kafa sallayıp önündeki tabakla oynamaya devam etti.

"Lan yuh yuh! İki sakıza bir lira verdim." Yasin bağıra bağıra masaya oturup sakızları önümüze koydu.
"Ben de okul başkanıysam bu sakızları on kuruş yapacağım lan."

"Bir sakız elli kuruş verecek kadar ne yaşadın?" dedi Sinan.

"Derste edebiyatçıya inat olsun diye sakız çiğnemem gerek. Sözlüme sıfır vermiş cidden allahın delisi."

Yavuz gülerek ona bakarken masanın yanına on birinci sınıflardan bir kız gelmişti. Sina'nın yanına gidip gülümsedi.

"Müsaitsen biraz konuşabilir miyiz?"

Sina kafa sallamıştı. Kız bakmaya devam ettiğinde ayağa kalkıp kantinin çıkışına doğru ilerlerken kız da peşinden gidiyordu. Çıkana kadar onları izledim.

çinliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin