0.2

108K 6.7K 6.9K
                                    

"Ortaokulu burada okuduktan sonra Çin'e döndü. Ailesi de şimdi sizin yandaki boş eve taşınacak. Sina da buraya geldi."

Yavuz sorduğum sorulara cevap verirken bakışlarımı arada Çinli'ye yöneltiyordum. Kaşıma tuttuğum buz onun da ağzındakinden farksız yavaş yavaş eriyordu. Buzu masanın üzerindeki kasenin içine atıp arkama yaslandım.

"Kanka iyi hoşta, akşama halısaha ayarlamış bizimkiler. Gideceğiz haberin olsun." dedim.

"Kardeşim şimdi mi söylüyorsun am*na koyayım? Sina'yı dolaştıracaktım biraz. Antalyada oturdu onlar, buraları pek bilmiyor."

"Halısaha diyorum Yavuz, bahane üretme."

"Sina da gelir o zaman." dedi, daha çok çinliye sorup onay bekler gibi. Çocuk kafa sallayıp "Olur." dediğinde kendimi tutamayıp güldüm.

"Oğlum senin başka adın yok mu? Nasıl çinlisin sen?"

"Var am*ına koduğum, çok mu merak ettin?"

"Ağzını yüzünü s*kerim."

Yavuz araya girip susturduğunda uzatmadan geri çekildim. Şerefsiz it.

***

"LAAAN! DÜZGÜN VUR ŞU TOPA!"

Takımları ayarlarken ben Yavuz'u, Oğuz Sinan'ı almıştı. Yavuz'un kaş gözleri ile Sina'yı seçmek zorunda kalmıştım ama koduğumun iti topa vurmayı bilmiyordu.

"SİNA VUR ABİ VUR!"

"OĞLUM KORKMA TOP SENİ YEMEZ"

"Bir sus ya." diye bana karşılık verdiğinde durup pas atmasını bekledim. Topu Oğuz'a kaptırdığında hiç bana bakmadan oynamaya devam etti.

"Lan Yavuz, bu ne anlar toptan am*na koyayım. Verin şuna bozuk radyo tamir etsin."

Sina'nın bakışları sinirli bir hal aldığında Yavuz yine kaş göze başlamıştı. Ağzıma fermuar çekiyormuş gibi yapıp ellerimi teslim oluyormuş gibi havaya kaldırdım.

Sina topu yanlış yere attığında, başından beri kendini tutan Emre sövmeye başlamıştı. Halısaha ciddi bir işti.

Sina da küfür ederek "Oynamıyorum lan!" dediğinde hepimiz şükür namazına başlamıştık. Yavuz itiraz ederek oynamaya ikna etmişti iti.

"Oğlum çocuk altı senedir Çin'de yaşıyor, biraz anlayış gösterin."

"Çin'de top yok mu amk?" dedi Eray.

Sina toptan uzakta durmaya çalışıyordu. Ona gelen topları bana ve Emre'ye doğru atıp geri çekiliyordu. Yüreğimden gelen bir kırılma sesini Yavuz da duymuş olmalıydı ki yüzüme bakıyordu.

"Ne var oğlum?"

Omuz silkip oyuna dönerken ben de aynısını yaptım. Aklımdan geçen her şeyi okuyordu sanki.

Emre topu Sina'ya attığında yaptığı şeyden çoktan pişman olmuştu ama kaleye en yakın duran oydu.

"KALEYE VUR KALEYE!"

"SİNA VURSANA AM*INA KOYAYIM!"

O tarafa doğru koşarken Sina'nın gözünü kapatarak rastgele vurması sonucu top kaleye girmişti. Emre kükreyerek "GOL!" diye bağırırken Sina'yı sırtına almış sahanın içinde koşuyordu. Sina gülerek Yavuz'a bakarken, Emre benim önümde durup Sina'yı indirmişti.

"Gel öpeceğim." Golün sevinciyle yüzünü kavrayıp alnından öperken gözlerimin içine bakıyordu. Gülümsemem yüzümde solarken geri çekilip Oğuz'a doğru döndüm.

"Acıttı mı Oğuz?"

Oğuz "s*ktir" diyerek gülerken ona eşlik ettim. "Koduğumun ikizleri ya, daha demin dövecekti çocuğu şimdi alnından öpüyor."

"Halısaha da her şey mübahtır."

***

enes*

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

enes*

çinliWhere stories live. Discover now