4.4

54K 5.1K 4.2K
                                    

| Enes |

Dakikalardır çinliyi bekliyordum. Yukarıdan aşağıya inmek nasıl bu kadar uzun sürebilirdi ki?

Saate bakmak için telefonun ekranını her açtığımda şarj yüzdesi düşüyordu. Sina hâlâ gelmemişti. Ayağa kalkıp camdan dışarı bakmaya başladım. Bir kaç dakika sonra omzuma dokunan elle geldiğini anlamıştım.

"Hiç gelmeseydin?" dedim gülümseyerek, daha sonra eski surat ifademe geri döndüm.

"Beklemeseydin?" dedi gülerek ve beni taklit ederek eski surat ifadesine geri döndü.

"Gelmeni istediğim için bekledim." dedim. Bir şey demedi. Yüzüme bile bakmadı. Bakışları yerdeydi. Nefesini sesli bir şekilde verdikten sonra kafasını kaldırdı.

"Ben seni anlamıyorum, bugün yaptıkların.. geçen gün dediklerin çok zıt şeyler."

"Cümlemi tamamlayamamıştım."

"Tamamla o halde."

"Herneyse bir önemi kalmadı."

Elimde tuttuğum montu giyerken kapıya doğru yürümeye başladım.

"Ama yine aynı şeyi yapıyorsun Enes." dedi. Sesi o kadar kötü çıkmıştı ki bu taş kalbimin bile cız ettiğini hissetmiştim.

Ona bakıp yürümeye devam ettim. Peşimden gelmişti. Dışarıya çıktığımızda soğuk ikimizi de üşütmüştü.

"Oyun mu oynuyorsun? Kendini böyle mi eğlendiriyorsun hiç anlamıyorum seni. Çok farklısın."

"Oyun oynamıyorum."

"Of." Bir süre dudaklarını kemirdi. Ensesini ovup durdu. Bir şeyler söylemek istiyordu ama susuyordu. "Açık olayım mı?"

Kafa sallamakla yetindim. Ellerini indirip ceplerine soktu. "Senden hoşlanıyorum. Dalga geçmeye kalkma, sen beni öptün. Bunun suçlusu da sensin. Erkeklerden hoşlanmak kötü bir şey değil. Bir erkekten hoşlandığında seni öldürmüyorlar yani korkma."

"Korkmam için bir sebep yok. Erkeklerden hoşlanmıyorum."

"Beni neden öptün o zaman? Dalga mı geçiyorsun ya? Hareketlerine bir bak."

"Of öptüm işte Sina, unut şunu."

"Benim adım Sina değil, onu da unutmayacağım."

Ormana giden yola doğru yürümeye başlamıştı. Peşinden yürümeye başladım.

"Sina bekle."

"Benim adım Sina değil."

"Ne diyim Ahmet mi diyim?"

Eğilip yerden kar alırken elimle yüzümü kapattım. Kartopunu kafama fırlattıktan sonra yürümeye devam etmişti.

"ZATEN BEN SENİNLE NİYE İNSAN GİBİ KONUŞUYORSAM. O GÜN RESMEN GÖZÜMÜN İÇİNE BAKARAK BEYZA'YA SENİ SEVİYORUM DEDİN YA."

çinliWhere stories live. Discover now